Birçok yerde “zelzele” diye yazılmaya başlandığı için; ben de, Çin’in dünya otomotiv endüstrisindeki etkisini, mevcut durumu ve olası sonuçları kendi satırlarıma bir kez daha taşıyayım…
Otomotiv endüstrisinde 2024 yılı tarihe geçiyor. Gelecekte bu yıl, küresel otomotiv sektörünü sarsan devasa bir depremin başlangıç noktası olarak hatırlanacak; bu depremin sebebi de, adı da, Çin’in yükselişi!..
Çin, bugün yıllık 30 milyon adetlik üretim ile Kuzey Amerika’nın ürettiği araç sayısının iki misline ulaştı. Üstelik bu üretim kapasite niceliğinin içinde bir de maliyet avantajları niteliği de dikkat çekiyor… Bunların üstüne Batı’dakilerin en az dört katı, düşük faizli krediler, ücretsiz arazi, enerji santrallerine indirimli enerji, tüketicilere nakit geri ödeme ve daha fazlasını içeren Çin’in sübvansiyonlarını da ekleyelim.
Diğer lider otomotiv üreticisi ülkelere göre yüzde 30’lara varan daha düşük maliyetle üretebilen Çin’in, küresel elektrikli araç bataryalarının yüzde 76’sını kendisinin üreterek, bu başlıkta da dünya lideri olduklarını yeniden hatırlatalım. Sektördeki inovasyon ve üretim hızında da fark yaratan Çinli otomobil üreticilerinin, asırlık Batılı dev otomobil markalarına karşılaştırdığımızda yeni araçları yarı sürede geliştirebiliyor olmaları da, ayrıca en büyük kozları olarak gösterilebilir.
Bu yeni gerçeklik karşısında otomotivin bilinen devlerinin tepe yönetimleri de köşeye sıkışmış durumda… On yıllardır Çin’i bir kâr merkezi olarak gören Amerikalı General Motors, bu yıl Çin pazarında yüz milyonlarca dolar zarar etmek üzere… Güney Koreli Hyundai, Çin’deki bazı fabrikalarını kapatma kararı alıyor… Porsche gibi en güçlü markalar bile, 2024’ün ilk yarısında Çin’deki satışlarını üçte bir oranında kaybediyor…
Kendi sınırlarını aşan Çinliler, BYD, Chery, SAIC ve Geely gibi markalarıyla Macaristan’dan Türkiye’ye, Meksika’dan İngiltere’ye, Brezilya’dan Tayland’a, İspanya’dan Avustralya’ya kadar çok geniş bir coğrafyada pazar paylarını hızla artırıyor, “Çin etkisi”ni yoğunlaştırıyorlar. 2020’de 1 milyondan 2022’de 3,3 milyona çıktıktan sonra; bu yıl 120 küresel pazara 6 milyon araç ihraç etmek üzere planlarını büyüten Çin, bu rakamla 90’lardan bu yana otomobil ihracatında dominant Japonya’yı geride bırakacak!..
Tesla’nın Çin’de Giga Factory kurmasıyla Çinli markaları daha da coşturduğunu, Tesla yazılım ve taktiklerini de öğrenerek, daha da ilerlediklerini düşündüren Elon Musk’ın “Ticaret bariyerleri olmazsa, Çinli şirketler dünya çapındaki birçok firmayı yok edecek!” sözlerini unutmayalım!..
Çinlilerin otomotiv üretiminde iş gücünü maksimum düzeyde kullanarak kaliteyi ve yeniliği artırarak, başarılarının tesadüf olmadığını kanıtlayarak hızla yükselmeleri, tüm tedarikçiler dahil bildiğimiz eski otomotiv dünyasını şaşkına çevirirken; Çin’in belki de geride kaldığı tek nokta, Batılı otomobil devleri gibi kalite planlaması ve geliştirmeye çok fazla mühendislik zamanı harcamamaları… Araç başına eski markalara göre yüzde 40’lara yakın daha fazla sorun yaşandığı da, artık istatistiklere girmeye başladı… Takip etmek ve çözüm geliştirme aşamalarını da halledebilirlerse, hızlı üretim ve geniş iş gücüyle global pazarlarda dengeleri değiştirmeye ve zirve yolunda önlerinde engel görmeyerek ilerleyecekleri de, kesin!..
Batılı ya da bizim otomotiv sektörü, Çin’in bu hızlı yükselişine teslim mi olacak? Önümüzdeki yıllar, bu sorunun cevabını şekillendirecek… Fakat başarılarının bir kısmı, tasarım, mühendislik ve üretime koyabilecekleri insan sayısından kaynaklanan Çin’e karşı Batılı şirketlerde artık daha çok kaynak ve insan kullanılması gerekiyor. Çin’de bir bileşen üzerinde birden fazla kişi çalışırken, Batıda da bizde de daha fazla motive olmuş istihdam, daha yüksek kalite, yenilik ve müşteri memnuniyeti hedeflenmeli…