Kurumsal yatırımcılar önemli büyüklükte fonların yönetiminden sorumlu olmaları ve yatırım tercihleri çerçevesinde şirketlerin gelişiminde ve sermaye piyasalarının etkin işleyişinde önemli role sahipler. Özelikle gelişmekte olan piyasalarda yerli kurumsal yatımcının sermaye istikrarı üzerinde önemli bir dengeleme rolü bulunuyor. Yatırım yapılan şirketler açısından bakıldığında ise özellikle portföy risklerini gözeten yatırımcıların, kurumsal yönetim ilkeler çerçevesinde şeffaf ve sorumlu yönetim anlayışına göre yönetilen firmalara yöneldiklerini görüyoruz.
Bu anlamda, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından önemli bir adım atıldı. SPK tarafından portföy yönetim şirketlerinin kurucusu oldukları menkul kıymet yatırım fonlarına yönelik olarak “Sorumlu Yönetim İlkeleri” düzenlemesi 16 Şubat tarihli Kurul Kararı olarak yayınlanarak Yatırım Fonları Rehberi içerisine dahil edildi. 2020 yılından beri çalışmaları devam eden bu düzenleme ile ilgili haberi ve yansımalarını 2023 Aralık ayında Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği tarafından düzenlenen 3. Portföy Yönetim Zirvesi kapsamında moderatörlüğünü yaptığım oturumda almıştık. Sektör görüşleri alınarak sonuçlandırılan bu düzenleme sektörün global düzenlemelere uyumu açından önem taşıyor.
Sorumlu Yatırım İlkeleri neyi içeriyor?
Temelde kurumsal yönetim ilkelerinin tamamlayıcısı olan sorumlu yatırım yaklaşımı çevresel ve toplumsal faydanın yatırım analizi ve karar alma süreçlerine dahil edilmesini, ekonomi, toplum ve tüm paydaşlar için sürdürülebilir değer yaratılmasını amaçlıyor.
Bu çerçevede, Menkul Kıymet Yatırım Fonlarının yatırım alanları ve içerikleri itibariyle sorumluluk temelinde yatırımlara yönlendirilmesi, yönetilmesi ve gözetimine yönelik ilkeler belirlendi. Düzenleme 5 ilkeden oluşuyor:
▶Yatırım yapılan şirketlere yönelik izleme faaliyetleri
▶Yatırım yapılan şirketler ile etkileşim faaliyetleri
▶İlgili tüm paydaşlar ile işbirliği faaliyetleri
▶Yönetilen portföylerdeki varlıklara ait oy haklarının kullanımı
▶Çevresel, sosyal, yönetişim faktörlerinin sorumlu yönetim politikasına dahil edilmesi
Uygulama Esasları ve Süreç
“Uy ya da Açıkla” ilkesini temel alan “Sorumlu Yönetim İlkeleri” düzenlemesi kapsamında portföy yönetim şirketleri, 31.12.2024 tarihine kadar sorumlu yönetim ilkeleri politikasını veya politika oluşturulmaması yönünde alınan kararını ve gerekçesini kamuya açıklanması gerekiyor. Yapılan düzenlemeye göre ilk raporlama dönemi ise 2025 yılındaki uygulamaları içerecek şekilde en geç 02.03.2026 tarihi itibarıyla yapılacak.
Düzenleme ne getiriyor?
Düzenleme aslında sadece portföy yönetim şirketlerini etkilemiyor. Bu kurumların yatırım yapacağı şirketlerin de bu sürece hazırlanmasını gerektiriyor. Zira portföy yönetim şirketleri tarafından tercih edilecek firmalar, zaman içinde çevresel ve toplumsal faydayı da gözeten şirketler ağırlıklı olacaktır. Bu anlamda düzenleme sadece kurumsal yatırımcılar için değil hakla açık tüm firmalar için bir etki yaratacak.
Uygulama Önerileri
Düzenlemede yer alan izleme ilkesine göre şirket faaliyetlerinin yürütülmesinde takip edilen iş stratejileri ve bu stratejilerin uygulanması, risk yönetim uygulamaları, çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim (ÇSY) faktörlerine ilişkin uygulamalar, mevzuata uyum, kültürel ve etik faktörler, performans ve sermaye yapısı gibi kriterlerin uygulanmasının yanı sıra şirketlerin izlenmesi sonucu oluşan değerlendirme ve öneriler şirket yetkililerine iletilmesi uygulama önerileri arasında yer alıyor. Yine çevresel, sosyal, yönetişim faktörlerinin sorumlu yönetim politikasına dahil edilmesi ilkesi çerçevesinde de fonların, yatırım yapılan şirketlerin iş modeli, stratejisi ile ÇSY faktörlerinin şirketin uzun vadeli performansına etkilerini düzenli olarak izlemesinin yanı sıra ÇSY ile ilgili risk ve fırsatların analiz edilmesi, izlenmesi, değerlendirilmesi ve bu riskleri/ fırsatları yatırım süreçlerine entegre etme yollarının değerlendirilmesi önerilirken gerekli olması halinde şirketin ÇSY raporlamasının güçlendirilmesi teşvik ediliyor.
Hazırlık sürecinde kurumlara destek olmak önemli
Her yeni düzenlemede olduğu gibi burada da hazırlık aşamasında önemli sorular ve süreçte karşılaşılan zorluklar olacağı açık. Bununla birlikte artık ülkemizde yeşil dönüşüm seferberliği çerçevesinde şirketlerin dönüşüm çabası ve mevcut kriterlere uygun firmaların daha fazla artması son derece önemli bir kolaylık sağlayacak. Her geçen yıl sürdürülebilirlik endeksine giren firma sayısının artması bunun bir göstergesi.
Bu anlamda, düzenlemenin uygulamasının başlayacağı 2025 raporlama yılına kadar hazırlık sürecinin iyi değerlendirilmesi önemli. Yakın pazarımız Avrupa birliğindeki yoğun düzenlemeler ve Dünyadaki gelişmeler gösteriyor ki orta ve uzun vadede tüm kurumların sorumlu yönetim ilkeleri çerçevesinde dönüşüm geçirmeleri kaçınılmaz.
Bu süreçte öncelikle düzenlemeye tabi olan kurumların bu düzenlemenin amacı ve etkileri ile ilgili farkındalığın artırılması ve bu alanda açlışacak nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi gerekli olacak. Bu öğrenme ve hazırlanma sürecinde tüm ilgili paydaşlarla işbirliği içinde kurumlarımızın yanında olmak ve gelişmelerine katkıda bulunmak önemli.