6 Şubat 2023 pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli10 ilde yaşanan büyük deprem felaketi doğal olarak ekonomik yıkıntıları da beraberinde getirdi. Ülkenin milli geliri 80-100 milyar dolar azaldı, büyüme yüzde 1-1.5 düştü, işsizlik arttı. Cumhuriyetin 100 yılında herhalde yaşanan en büyük felaket.
Bu felaket dolayısıyla, ister istemez, yaraların sarılması ve ülkenin yeniden imarı için ciddi tutarda kaynak ihtiyacı ortaya çıktı.
Aslında uluslararası camiadan büyük destek geldi. Maddi ve nakdi yardımlar birbirini izledi. Aynı şekilde yurt içinde de çeşitli bağış kampanyaları düzenlendi. Çok ciddi tutarlarda yardımlar toplantı.
Ama bunların hiçbiri bütçenin yerini tutmuyor. Yani bütçe kadar katkı sağlamıyor. Bunun için yeni, uzun süreli ve daha büyük tutarlarda yardıma ihtiyaç bulunuyor.
İşte bu durumda bütçelerde olağanüstü ilave gelir veya kaynaklara ihtiyaç var. Bunlar da vergi veya borçlanma şeklinde olur.
Türkiye, 1999 depremi sonrası Özel İletişim Vergisi gibi geçici olarak başlatılan ve daha sonra kalıcı hale getirilen vergilerle bu uygulamanın örneğini veren ülkelerden biridir.
6 Şubat 2023 depremi sonrası vergi ikramiyesi (!) şirketlere çıktı!...
Ne yazık ki; deprem sonrası nasıl bir kaynak bulunmalı sorusuna cevap aranmadı. Deprem öncesi Meclis’e sunulan kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması ile ilgili vergi affı düzenlemesine yeni hüküm eklenmesi kolaycılığı benimsendi. Ne kadar kaynağa ve hangi zaman diliminde ihtiyaç olduğu konusu üzerinde hiç durulmadı.
Bir yandan da seçim öncesinin son Meclis çalışmaları da bahane edildi. Oysa seçim sonrası, hangi hükümet gelirse gelsin, zaten yeni bütçe ihtiyacı olacaktı. Bunu da yeni dönemin hükümeti daha kalıcı ve gerçekçi düzenleme ile yapacaktı.
Her şeyde olduğu gibi burada da adeta talandan mal kaçırıldı.
Bu arada olan bazı şirketlere oldu. Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre sayısı 1 milyon 84 bin olan şirketlerin sadece 22 bin tanesine bu ikramiye (!) çıktı. Bir bakıma bu şirketlere “artçı vergi depremi” geldi.
Peki getirilen düzenleme neydi?...
Kurumlar vergisi mükellefleri tarafından 2022 yılına ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmek suretiyle:
- Kurum kazancından indirim konusu yapılan istisna ve indirim tutarları ile indirimli kurumlar vergisine tabi matrahları üzerinden, dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin yüzde 10 oranında,
- Kurumlar vergisi istisnaları ile yurtdışından elde edilen ve en az yüzde 15 oranında vergi yükü taşıdığı tevsik edilen istisna kazançlar üzerinden ise yüzde 5 oranında tek seferlik ek vergi getiriliyor.
Bu verginin ilk taksiti kurumlar vergisinin ödeme süresi (yani Nisan ayı) içinde, ikinci taksiti ise bu süreyi takip eden dördüncü (Ağustos ayında) ödenecek.
Vergiden muaf olanlar ve kapsama girmeyen indirim ve istisnalar
- 6/2/2023 tarihi itibarıyla Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Elazığ, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa İlleri ile Sivas İlinin Gürün İlçesinde kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunanlar ek vergiden muaf olacak.
- 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d), (i), (j) ve (k) bentleri ile geçici 14 üncü maddesi kapsamındaki istisnalar üzerinden (bazı Borsa ve menkul kıymet gelirleri ile kur korumalı gelirlerden) ek vergi alınmayacak.
- Yine 5520 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının; (b), (c), (ç), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentleri kapsamındaki indirimler (çeşitli bağış ve yardımlar ile bazı mikro ve küçük işletmelerin teknoloji geliştirme bölgeleri ile ARGE merkezlerinden elde ettikleri gelirlere ilişkin indirimleri) üzerinden de ek vergi alınmayacak.
Açık ve net olarak söylemek gerekirse;
a) Kamuoyunun ağzına yerleşmiş şekli ile rantiye sınıfına girenlerin elde ettiği:
- Yatırım fon ve ortaklıkları portföy gelirleri,
- Kooperatiflerde risturn istisnası,
- Taşınır ve taşınmaz sat-kirala-geri al işlemleri kazançları,
- Varlık ve hak satışı gelirleri,
- Kur korumalı mevduat hesapları gelirleri,
gibi gelirleri üzerinden vergi alınmıyor.
b) Buna karşın:
- Vergileme tekniğine tamamen aykırı ve mükerrer olan iştirak kazançları,
- Yurt dışı iştirak kazançları,
- Yurt dışı şube kazançları ile inşaat ve onarma işleri kazançları,
- İndirimli kurumlar vergisine tabi gelirler
üzerinden vergi alınması tercihi yapılıyor.
Eğer hesaplama doğru ise, bu düzenlemeden de 100-120 milyar lira gelir bekleniyor.
Sözün özü: Hükümetin apar topar gündeme getirdiği ve tamamının depreme harcanacağı varsayımı ile bu verginin yeterli olacağını düşünmüyoruz. Başta GSM şirketleri ve bankalar olmak üzere, son yıllarda ciddi kazançları olan şirketlere yönelmek gerektiğini öneriyoruz. Dolayısıyla seçim sonrası yeni düzenlemeleri bekliyoruz. Bu arada olan da bazı şirketlere olacak!...