Yollarda gördüğünüz lüks arabaların kimlere ait olduğunu eminim merak edenleriniz vardır. O araçların büyük çoğunluğu ya bir şirketin aktifine kayıtlıdır, ya da bir şirket tarafından kiralanmıştır. Peki şirketler bu arabaları ne yapmaktadır? Genellikle şirketlerin yöneticileri, ortakları kullanır bu araçları. Bu araçlara ait giderler de vergisel açıdan gelirden indirilir. Araçlar şirket işlerinde kullanılıyorsa bunda kanuna aykırı bir durum yoktur. Ama, bu kullanımın bazen amacı dışında, vergi mevzuatının sınırlarını zorlayacak şekilde kullanıldığı da bir vakıadır. Mesela, aslında özel kullanımda olan veya geniş aile efradının (!) kullandığı araçlar vergiden indirim sağlamak için şirkete adına alınabilmekte veya kiralanabilmektedir. Çoğunlukla aile şirketlerinde rastlanan bu durum nedeniyle, 2019 yılı sonunda çıkarılan 7194 sayılı Kanun’la Gelir Vergisi Kanunu’nda bazı düzenlemeler yapılarak şirketlerin, ticari ve serbest meslek kazanç sahiplerinin aktiflerinde yer alan veya kiraladıkları araçlara ilişkin binek araçlarına ilişkin giderlerin vergi matrahından indirilmesine bazı sınırlar getirildi. 27 Mayıs 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 311 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği (Tebliğ) ile de konuya ilişkin ikincil mevzuat yayımlandı.
Tebliğdeki düzenleme uyarınca, gider kısıtlamasına her türlü araç değil, sadece binek otomobilleri tabi olacaktır. Binek otomobili tanımı ise Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 87.03 pozisyonunda tanımlanan binek otomobiller ile esas itibarıyla insan taşımak üzere imal edilmiş (87.02 pozisyonuna girenler hariç) (steyşın vagonlar ve yarış arabaları dâhil) hem insan hem eşya taşıyabilen motorlu araçlar gibi çok amaçlı araçları kapsamaktadır.
Binek otomobili kiralamalarında 2020 yılı için aylık 5.500 TL’ye kadarlık kira giderinin indirimi kabul edilmekte olup aşan kısım kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyan edilecektir. 5.500 TL’yi aşan kısma isabet eden KDV’nin indirimi söz konusu olmayacağı gibi, gider olarak indirilmesi de mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan, bu sınırlama finansal kiralama yoluyla edinilen binek otoları için yapılan ödemeler için geçerli değildir. Ancak bu durum, finansal kira ödemelerinin tamamının indirilebileceği anlamına gelmemektedir. Zira birazdan belirteceğim üzere, finansal kira ödemelerinin faize isabet kısmının %70’i vergisel olarak indirimi kabul edilmektedir. Sınırlama, kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2020 tarihinden sonra yapılacak kira ödemeleri için geçerli olacaktır. Yani bu tarihten önce kiralanmış araçlar için de 2020 sonrasında yapılan kira ödemeleri sınırlama kapsamındadır.
Tebliğde, günlük yapılan kiralamalar için de bir düzenleme yapılmıştır. Bu durumda, aylık indirimine izin verilen 5.500 TL’den, günlük kısma isabet eden 183,33 TL’nin kiralanan gün sayısıyla çarpımı sonucu bulunan tutarın indirimi kabul edilecektir. Yani, 10 gün için kiralanan bir araç için indirimi kabul edilen kira gideri 1.833,30 TL olacaktır. Tebliğdeki bu düzenleme (kıst hesaplama) kanunda yer almamaktadır. Dolayısıyla, kanunda yapılmayan bir sınırlamanın idari düzenlemeyle yapılması verginin kanuniliği ilkesine aykırılık yönünden eleştiriye açıktır. Kanundaki “aylık kira bedelinin 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir” ifadesinin kıst dönem kiralamaları için uygulanması konusunda kanun yeterince açık değildir. Alternatif olarak, 5.550 TL’nin bir tavan olduğu dikkate alınırsa, bu tutara kadar ister aylık ister günlük kiralama yapılsın bir aylık kira bedelinin bu tutara kadar olan kısmının indirimine kanun cevaz vermektedir görüşü de iddia edilebilir.
Araç giderlerinin kısıtlanmasında, serbest meslek kazancı açısından önemli bir farklılık bulunmaktadır. Söz konusu kazançlarda tahakkuk değil, tahsilat esası geçerlidir. Yani gelirler tahsil edildiğinde, giderler ödendiğinde muhasebeleştirilir. Dolayısıyla, bu kazançlar açısından dönemsellik ilkesi ticari kazançta olduğu gibi değerlendirilmez. Bu nedenle, kira ne zaman ödenmişse o yılın gideri olduğundan, kiranın ödendiği yılın kazancında dikkate alınıp sınırlamaya tabi tutulacaktır. Örneğin, 1 Temmuz 2020’de aylık kirası 6.000 TL olan aracın bir yıllık kira bedeli peşin ödenmişse 66.000 TL’nin 2020 yılı gelirinden indirimi kabul edilirken, 6000 TL kanunen kabul edilmeyen gider olarak 2020 yılına ilişkin kazancına eklenecektir.
İster kiralansın, ister satın alınsın binek otomobillerine ilişkin tamir, bakım, yakıt, sigorta, gibi genel giderler ile kredi faizi, finansal kiralama ödemelerinin faize isabet eden kısmın %70’nin indirimi kabul edilmekte, kalan kısmın kanunen kabul edilmeyen gider olarak matraha eklenmesi gerekmektedir. Motorlu taşıtlar vergisinin tamamı eskiden olduğu gibi indirim konusu yapılamayacaktır.
Binek otomobili için getirilen diğer bir kısıtlama, araçların alımında ödenen KDV ve ÖTV’ye ilişkindir. Vergi mevzuatımız uyarınca, söz konusu vergiler doğrudan gider olarak indirilebileceği gibi aracın maliyet bedeline eklenerek amortisman yoluyla aracın ekonomik ömrüne (5 yıl) yayılarak da giderleştirilebilir. İlk yöntemin seçilmesi halinde indirimi kabul edilen tutar 2020 yılı için 140.000 TL’dir. Bu tutarı aşan ÖTV ve KDV kanunen kabul edilmeyen gider olarak beyan edilecektir. Bu durumda, aracın çıplak maliyetiyle aktife alınması halinde 2020 yılı için 160.000 TL üzerinden ayrılan amortismanın indirimi kabul edilmekte olup bu tutarı aşan kısma isabet eden amortismanların indirimi kabul edilmemektedir. Eğer ikinci yöntem benimsenip KDV ve ÖTV araç maliyetine eklenirse, toplam 300.000 TL üzerinden ayrılan amortismanın indirimi kabul edilmektedir. İndirimi kabul edilmeyen amortisman tutarlarının toplamı, aracın satılması halinde vergilendirilmeyecek ve satışın yapıldığı yılın beyannamesinde diğer indirim olarak kazançtan indirilecektir. Finansal kiralama yoluyla edinilip “haklar” hesabında muhasebeleştirilen binek otomobilleri için de uygulama bu şekilde olacaktır. Amortisman konusundaki gider kısıtlaması, 07.12.2019 tarihinden sonra satın alınan binek otomobillerine ilişkin olarak, 2020 ve sonraki yıllarda ayrılan amortismanlar için uygulanacaktır.
Yukarıda anlattığımız sınırlamaların kapsamına, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları araçlar girmemektedir. Dolayısıyla, araç kiralama (rent-a-car) şirketlerinin kiralama için kullandıkları araçlar bu kısıtlamalar dışındadır.
Buraya kadar açıkladığımız düzenlemenin ekonomik etkisini değerlendirecek olursak; şirketler kullandıkları binek otomobillerinin giderlerinin tamamını artık eskisi gibi vergisel açıdan indirim konusu yapamayacaklardır. Kanundaki parasal eşikleri dikkate aldığımızda, bu sınırlamalar lüks segment araç satışını ve kiralamalarını önemli düzeyde etkileyecektir. Otomotiv sektörü bu düzenlemeden mutlu olmasa gerek…
Sözün özü: O’nun arabası var, güzel mi güzel; şoförü de var özel mi özel, bastı mı gaza, gider mi gider; ama maalesef vergisi çooook…