Geçen hafta Singapur’da yeni Başbakan Lawrence Wong görevine başladı. Ülke 1965’te kurulduğundan beri hep aynı parti iktidarda ve Wong göreve gelen dördüncü başbakan. Bu kısa listede yeni başbakanın selefi de ülkenin ilk başbakanı Lee Kuan Yew’in oğlu Lee Hsien Loong’du. Başbakan Wong’un ise annesi öğretmen babası da Çin’den gelen bir göçmen. Wong, genç yaşta devlet memuru olmuş ve kamuda kariyer yapmış. En son görevi Singapur’un enerji piyasaları düzenleme kurumunun başkanlığıymış. 2011’de siyasete girdikten sonra da çeşitli bakanlıklar yapmış.
Singapur kurulduğundan beri kişi başına milli geliri yaklaşık 100 kat artmış. Bu iktisadi başarının ardında birçok sebep sıralanabilir. Mesela Singapur küçük bir ülke. Öte yandan, Asya dünyanın üretim merkezine dönüşürken, Singapur Asya ile Avrupa arasında deniz yolunun en dar yerindeki limana sahip. Yani coğrafi şans söz konusu. Yine de “Singapur’un başarısında en önemli faktör ne?” diye sorsanız, kamu görevlilerine özel sektörde alacakları kadar ücret vermeleri ve liyakatli kamu görevlilerini görevlerinde terfi ettirmeleri derim. Nitekim Lee Kuan Yew’in Cambridge matematik mezunu olan oğlu da dahil olmak üzere, Wong’dan önceki başbakanlar ve ülkedeki diğer kamu görevlileri de hep son derece liyakatli kişiler.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) üçüncü devlet başkanı da 2022 yılında göreve gelmişti. Malum bu ülkede saltanat var ve Abu Dabi emiri aynı zamanda devlet başkanı oluyor. BAE’de kamu kurumlarının ne kadar stratejik hareket ettiklerinden ve özel sektöre liderlik ettiklerinden bazen bu köşede bahsediyorum. BAE’de kamu kurumları, çalışanlarına özel şirketlerin üzerinde maaş ödüyor. İş o noktaya geldi ki, BAE’deki şirketler, “Kamudaki yüksek maaşlar yüzünden çalıştıracak BAE vatandaşı bulamıyoruz!” diye isyan etmişler. Bu Körfez ülkesinde, bizdeki engelli veya eski hükümlü kotası gibi, 50 kişi personel çalıştıran şirketlerin en az bir de BAE vatandaşı çalıştırma zorunluluğu var. Gelen tepkiler üzerine geçen hafta BAE hükümeti artık en az üç sene özel sektör tecrübesi olmayanları kamuda işe almayacağına dair bir açıklama yaptı. Bu arada, kamu kurumlarındaki pozisyonlar da BAE vatandaşlarıyla dolu sanmayın. Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olan TEPAV’da eskiden çalışan bir arkadaşımız, geçenlerde BAE Ulaştırma Bakanlığı’nda işe girmiş. Aslında bu ülkede ihtiyaç duyulan pozisyonlara kim yetenekliyse parasını verip alıyorlar.
Tabii, Singapur da BAE de küçük ve yeni kurulmuş ülkeler. Üstelik eski İngiliz toprakları. O yüzden bu ülkeler, Türkiye için emsal olamaz diye düşünebilirsiniz. Türkiye, koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı ve kamu yönetimi Fransız sistemi üzerine tasarlanmış. Fransız sisteminde kamu görevi bir “kariyer” işi olarak kabul edilir. Genç yaşta kamu görevine girer, yavaş yavaş yükselirsiniz. Öyle sonradan dışarıdan da kamu görevine girmek mümkün değildir. Kamu kurumları girişte nispeten iyi ücret verirler, zor sınavlarla iyi elemanları alırlar. Ama sonrasında bu ücretler pek yükselmez. Yine de hem kariyere dayalı iş garantisi hem de kamu hizmetinin duygusal tatmini ile bu elemanların bir kısmı kamuda kalır ve işler yürür. Bizde de 10 küsur sene öncesine kadar işler iyi kötü yürüyordu.
Ancak, eğer Singapur ve BAE’nin başarısından tek bir ders çıkarılacaksa, maalesef biz bu dersi çıkaramadık. Hangi ders? Kamudaki kariyer memurlarına piyasa gerçekleriyle uyumlu maaşlar ödemek. Kariyer memurları diyorum, çünkü bürokratik kadrolar dışındaki kamu çalışanları şu an piyasayla eş hatta bazen daha yüksek maaşlar alıyor. Ancak bürokrasinin kalbi olan kurumlar, önce 2011’de çıkan kanun hükmünde kararname ile “eşit işe eşit ücret” denerek düşük giriş maaşlarına mahkûm edildi. Peki, tüm kamu kurumlarının yaptığı iş için gerekli beceriler piyasada eşit mi bulunuyor ki ücreti eşit olsun? Öte yandan 2016 darbe girişiminden sonra “Yurtdışı yüksek lisans ve diğer eğitimlere kimi gönderdiğimize dikkat edelim!” diye konan kısıtlar, kamuda çalışmanın en önemli avantajlarından biri olan yurtdışında kaliteli eğitim alma fırsatını da ortadan kaldırdı. Şimdi tasarruf önlemleriyle bu olanaklar daha da kısılarak kamuda kariyer mesleklerinin cazibesi daha da azaltılıyor.
Hâlâ “kamu görevlileri yeşil pasaport kullanamıyor, bu pasaportlar bize verilsin” diyen işadamlarını duyuyorum. Bir ülkenin kamu görevlileri yeşil pasaportlarını rahat bir şekilde kullanabilecekleri gelir düzeyine ulaşırsa, o ülkenin iş insanlarına da dünyanın kapanan kapıları ardına kadar açılır. Nitekim dünyada en çok itibar gören pasaportlar listesinde de başta Singapur ve BAE var. Kamu kurumlarımızı korumalı, insan kaynağını güçlendirmeliyiz.
Okuma önerisi: Small States Club, Armen Sarkisyan