Latin Amerika’da serbest ticaret anlaşmamızın olduğu tek ülke olmasına ve Ticaret Bakanlığımızın uzak pazarlar stratejisinde yer almasına rağmen ne yazık ki Türk Hava Yolları ile Şili’ye direk uçmak mümkün değil. Şili’yi ziyaret etmek isteyen Türk ihracatçısı yaklaşık 14 saat uçuş ile önce Kolombiya Bogota ya da Brezilya Sao Paulo’ya ve akabinde Şili Santiago’ya uçması gerekiyor. Türk Hava Yolları’ndan her ülkeye uçmasını bekleyemesek de, Latin Amerika’da böylesine önemli bir ülkeye direk uçuşun olmasının ülke ihracatımız için önemli bir enstrüman olacağını da söylememiz gerekir.
Bunun yanında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istenmemesi büyük bir kolaylık. 90 gün aşmayan seyahatlerde vizesiz olarak Şili’ye seyahat edebilirsiniz. Ülkemizle arasında yedi saat zaman farkı bulunan Şili’nin Latin Amerika’nın en güvenli ülkesi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şili’nin eğitimli bir nüfusu var ve pandemi dönemini de gayet kontrollü geçirmişler. COVID önlemeleri kapsamında aşı istememekle birlikte ülkeye girişte rastgele PCR test uyguluyorlar ve 30 bin dolar değerinde COVID-19 ile ilgili giderleri de kapsayıcı sağlık sigortası istiyorlar. Ülkedeki bazı restoranlar dahi girişte aşı kartınızı sorabiliyorlar.
Şili’nin tarımsal üretimi çok başarılı ve şarapçılık da gelişmiş olduğundan bitki florasını koruyabilmek için ülkeye dışarıdan getirilecek tohum ve yaş meyve/sebze konusunda çok hassaslar. Bu nedenle ülkeye girerken sakın meyve ya da sebze türü yiyecek sokmayın. Şili’ye yaptığımız bir seyahatte çantasında otelden aldığı elmayı unutan arkadaşımız havaalanında azımsanmayacak para cezasına çarptırılmıştı.
Şili’de halkın diğer Latin Amerika ülkelerine göre daha eğitimli olduğu söylenir. Bunu yaptığımız ziyaretlerde de anlayabiliyoruz. Sizler de Şili’ye ilk vardığınızda kafanızdaki Latin algısından çok uzakta bir Avrupa kenti izlenimini alabilirsiniz. Okuma yazma oranı %98’lerde. Toplam nüfusun yaklaşık %90’ı kentlerde yaşamakta olup, nüfusun yaklaşık %45’i başkent Santiago ve çevresinde yaşamakta. Etnik yapıya baktığımızda özellikle Avrupa’dan göç eden Alman, İtalyan, Hırvat, İngilizleri; Doğu’dan ise Filistin ve Ermenileri görebiliriz. Bütün bunların tezahürümümdür bilmiyorum fakat özellikle Santiago ve çevresi diğer Latin Amerika ülkelerinin aksine bana hep Avrupa’yı hatırlatır.
Ekim 2019 yılında metro ücretlerine yapılan zam, sağlık ve eğitimin pahalı olması, gelir adaletsizliği gibi nedenlerden dolayı yapılan protestolarla başlayan süreç ülkede sıkı yönetimin ilan edilmesine rağmen bitmedi. İçişleri bakanı dâhil olmak üzere sekiz bakan görevden alındı ama bu da ateşi söndürmedi. Mart 2022’de yapılan seçimlerde 34 yaşındaki solcu lider Gabriel Boric devlet başkanı oldu. Anayasa değişikliğinin köklü destekçisi olan Boric’in yeni anayasa teklifine de 4 Eylül 2022’de yapılan referandumda seçmenlerin %62’si hayır dedi. 2022’nin son aylarında öğrenciler tekrar gösterilere başladılar ve yeni Devlet Başkanı Boric bu referandumdan gerekli dersleri çıkardıklarını ve halkı memnun edecek yeni bir anayasa çalışmasının sözünü verdi.
Son yıllarda yaşanan bu olumsuzluklara rağmen, Şili serbest ticaret anlayışı, açık ekonomisi, kişi başına düşen milli geliri, yaşam standardı açısında Latin Amerika’nın önde gelen ekonomilerinden olduğunu da söylememiz gerekir. Şili’de hizmetler sektörü ve özellikle finans sektörü diğer bölge ülkelerine göre çok daha ileride. Son yaşanan olaylara kadar, 25 senedir Latin Amerika’da kredi notunu A tutmayı başarabilen tek ülke.
Şili, dünyanın en fazla serbest ticaret anlaşmasına sahip ülkesi konumunda. Şili ekonomik serbestlik endeksinde 180 ülke arasında 20. sırada bulunmakta İhracat gelirinin %40’ını ve milli gelirin üçte birini madencilikten elde eden Şili, dünya bakır üretiminin %34’ünü tek başına karşılamakta. Ürettiği bakırı dünyaya ihraç edebilmek için Çin, Türkiye, AB dâhil olmak üzere 64 ülke ile 32 serbest ticaret anlaşması yapmış ve bu sayede dünyada 4,3 milyar nüfusa erişim imkânı sunan bir ekosistem oluşturmuş. Özellikle bu durum Şili’yi diğer Latin ülkelerine kıyasla çok daha açık bir ekonomi durumuna getirmiş. Bu sayede Şili yurtdışından doğrudan yabancı sermaye çekebilmiştir ve çoğunlukla net ihracatçı yani dış ticaret fazlası veren bir ülke konumuna gelmiş.
Ülkenin ekonomik verilerine özetle bakacak olursak; Şili 2021 yılını %12 büyümeyle kapatmış. Kişi başına düşen geliri bölgedeki diğer ülkelere kıyasla daha yüksek ve 17 bin ABD Doları civarında. İşsizlik oranı ise yaklaşık %7 seviyesinde.
Madencilik sektörü ülkenin en önemli ekonomik gücü. Bunun yanında tarım ve hayvancılık, hizmetler, sanayi ve üretim ile yenilenebilir enerji en önemli sektörleri.
Ülkenin toplam ihracatı geçen yıl 93 milyar dolara yükselmiş. Şili’nin ihracatında en önemli ürün grupları metal cevherleri, bakır ve bakırdan eşya, su ürünleri, meyveler, kâğıt ürünleri, ahşap eşya, kimyasal ürünler olmuş. İhracatının %37’sini Çin’e, %17’sini ABD’ye, %8’ini Japonya’ya, %5’ini G. Kore’ye, %5’ini Brezilya’ya gerçekleştiren Şili’nin Türkiye’ye ihracatı toplam ihracatının sadece %0,3 ü kadar.
İthalata baktığımızda 2021 yılında 95 milyar dolar değerinde ithalat gerçekleştirildiğini görüyoruz. Ülkenin ithalatında en önemli ürün grupları sırasıyla makine ve aksamı, mineral yakıtlar, elektrikli makinalar, motorlu kara taşıtları, plastik mamulleri, eczacılık ürünleri, et ürünleri, demir çelik ve demir çelikten eşya, medikal cihazlar olarak sayılabilir. İthalatta en büyük partneri yine Çin, ABD, Brezilya, Arjantin, Meksika olurken ülkemizin aldığı pay yaklaşık %0,7 seviyesinde kalmış.
Ticaret Bakanlığımızın verilerine göre 2021 yılında Şili’ye olan ihracatımız %123 artarak 627 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Ticaret hacmi de bir önceki yıla göre %70 artarak 978 milyon dolara ulaşmış. Ülkemizden Şili’ye olan ihracata baktığımızda, demir ve çelik, motorlu kara taşıtları, plastik ve mamulleri, demir veya çelikten eşya, makinalar, mekanik cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar, halılar ve yer kaplamalarının önde olduğunu söyleyebiliriz.
Ülkede bulunan bazı serbest bölgelerden çevre ülkelere ihracat ve transit ihracat (re-export) yapıldığını da belirtmeliyim. Yine de birçok sektör için ticaretin döndüğü asıl şehir ülkenin başkenti olan Santiago olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Brezilya hariç diğer Latin Amerika ülkelerinde olduğu gibi resmi dili İspanyolca olan Şili’de bazen büyük ithalatçılarda bile düzgün İngilizce bilen yetkili bulamayabilirsiniz. Ülkeyi ziyaret ederseniz, yapacağınız ziyaretlerde İspanyolca bilen bir tercüman bulundurmanızı ve bu bölgeye yapacağınız ziyaret öncesinde, eğer tanıtım için broşür, katalog, tanıtım materyali yapacaksanız İspanyolca dilinde yaptırmanızı tavsiye ederim. Randevularınızı önceden almanız, zamanında görüşmelere katılmanız, siyasi konulardan uzak durmanız dikkat etmeniz gereken diğer önemli konular.
Yukarda da söylediğim üzere ülkemiz ve ülke markamız ile ilgili algı pozitif. 2011 yılında imzaladığımız serbest ticaret anlaşması her ne kadar avantaj gibi gözükse de, Şili’nin Çin, Hindistan, Vietnam gibi 64 ülke ile olan serbest ticaret anlaşmasını unutmamak gerekir. Ülke genelinde geleneksel pazar hala çok güçlü olsa da, Şili Latin Amerika’da modern pazarın yani perakendenin en gelişmiş olduğu ülke. Hatta merkezi Şili olan Falabella, Sodimac, Cencosud gibi birçok zincirin diğer Latin Amerika ülkelerinde de mağazaları bulunmakta. Şili, dünyada perakende sektörünün gelişimi açısından en iyi pazarlardan biri. Gıda, kozmetik, kişisel bakım ürünleri, oyuncak ve ev eşyaları sektörü bu yönüyle bence avantajlı sektörler arasında. Eğer fırsatını bulursanız bu zincirlerle direk çalışmanızı öneririm. Çünkü bu sayede diğer Latin Amerika ülkelerine de ihracat yapabilirsiniz. E-Ticaret pazarı da özellikle pandemiden sonra hızla gelişen Şili’de e-ticaretin perakendeden aldığı pay yaklaşık %11 oranında.
Şili’yi ziyaret ettiğinizde empanada, et ve Şili şarabının haricinde seviche ve balık ürünlerinden tatmanızı ve San Cristobal tepesini, Santa Lucia tepesini, Torres Del Paine ulusal parkını, insan hakları müzesini ve doğal güzelliklerini görmenizi ve gezmenizi tavsiye ederim.
Ülkemizde özellikle mesleki sivil toplum kuruluşlarının nitelikli ülke, sektör, pazar raporları oluşturma kabiliyeti ne yazık ki gelişmedi. Üyelerine verdiği hizmeti sadece fuar ve heyet üzerinden sınırlandıran STK’larımızın ülke ve sektör raporları hazırlaması ve üyeleri ile paylaşması bu ekosistemde önemli bir veri kaynağı olacaktır.