2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarında ‘Net Sıfır’ seviyesine ulaşma taahhüdünde bulunarak Türkiye’de bir ilke imza atan Sabancı Topluluğu, Topluluk Vaadi’nin merkezinde yer alan sürdürülebilirlik konusundaki kararlı duruşunu, açıkladığı ara hedefl erle ortaya koydu. Bu doğrultuda, başta yenilenebilir enerji kullanımı, alternatif yakıtlar, hammadde ikamesi, elektrik kayıp-kaçak azaltma, yeşil hidrojen kullanımı gibi çeşitli inisiyatifl eri hayata geçirecek olan Sabancı Topluluğu, ‘yeni ekonomi’ yatırımlarıyla da sürdürülebilirlik yaklaşımını güçlendirmeyi hedefliyor.
Sabancı Topluluğu’nun ana faaliyet alanlarından biri olan Yapı Malzemeleri Grubu çatısı altında Çimsa, Akçansa ve Hollanda’da kurulu Sabancı Building Solutions şirketleri bulunuyor. “Çimentodan yapı malzemelerine, griden yeşile ve yerelden küresele” olmak üzere üçlü bir stratejiyle yola devam eden Yapı Malzemeleri Grubu, sürdürülebilirlik hedefl eri doğrultusunda karbon yoğunluğunu azaltmayı sürdürüyor. 2021’den 2022’ye toplam emisyonlarını 1.7 milyon ton seviyesinde azaltan Grup, 2021’in birinci çeyreğinde yüzde 14 olan alternatif yakıt kullanımını ise yüzde 23,8’e yükseltmiş durumda.
Sabancı Holding Yapı Malzemeleri Grup Başkanı Burak Orhun, bugün itibarıyla, dünyada çimento üretiminin yaklaşık 4 milyar ton seviyesine ulaştığını söylerken, 2000’li yılların başında bu rakamın 1,5-1,6 milyar ton seviyesinde olduğunu, dünyadaki ekonomik büyümeyle birlikte, son 20 yılda, üretim rakamlarının yaklaşık 2,5 katına çıktığını ifade ediyor. Orhun, “Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre, çimento üretimindeki karbon yoğunluğu dünyada 2015’ten 2021’ e kadar her yıl ortalama yüzde 1,5 oranında artmış. Ama bizim 2050 Net Sıfır hedefl erini yakalayabilmemiz için 2030’a kadar bunu her yıl ortalama yüzde 3 oranında düşürmemiz gerekiyor. Çimento sektörünün mevcut durumunu düşündüğümüzde, bu birçok şirket için çok zorlayıcı bir süreç olacak. Bunun en büyük nedeni de, çimentonun hayatın her alanında kullanılan, mevcut şartlar ve teknolojiler kapsamında vazgeçilmez bir ürün olması” yorumlarını yapıyor. Burak Orhun sektörde yaşanan dönüşümü şöyle anlatıyor:
Çimento, kendini dönüştürmek zorunda
Son kullanıcı “Ben betonun veya binanın sürdürülebilir bir şekilde yapılmasını istiyorum” diyor. Kullanılan malzemenin sürdürülebilir olmasını istiyor, yapımda daha ez enerji kullanılmasını, daha az su kullanılmasını istiyor. Bina yıkıldıktan sonra da o malzemeler geri dönüşüme girsin diyor. Çimento, bu yolda kendini dönüştürmek zorunda. Türkiye’de sektör olarak baktığımızda daha geriden geliyoruz. Biz Çimsa ve Akçansa; yani Sabancı Yapı Malzemeleri olarak sektörün önündeyiz. Bizim karbonu düşürmede en önemli araçlarımızdan biri alternatif yakıt kullanmak. Türkiye sektör ortalaması yüzde 8 iken, bizim ortalamamız yüzde 25’lerde. Hatta bazı fabrikalarımız yüzde 45’lere çıkıyor. Avrupa ortalaması yüzde 30’larda. Bizim oraları yakalamamız lazım. Dünyada çimento tüketimi 4 milyar ton. Bunun yarısı Çin’in tüketimi; kalanı da dünyaya yayılmış durumda. Dünyada çimento çok ucuz. Türkiye de, en ucuz çimentoyu üreten ülkelerden biri Çimentonun ürettiği karbona toplam 100 birim diyelim. Bunun 40 birimi yaktığı kömürden veya kullandığı elektrikten geliyor. Geri kalan yüzde 60’ı, ana hammadde olan kullanılan kalkerin prosesiyle ilgili. Buradaki öncelikli hedefimiz; alternatif hammadde, alternatif yakıt ve yenilenebilir enerji üzerinden karbon yoğunluğunu azaltmak.”
Alternatif yakıt ve ileri malzeme teknolojileri
“Bugün Yapı Malzemeleri Grubumuz bünyesinde yer alan Çimsa, Akçansa ya da Sabancı Building Solutions, sadece birer çimento üreticisi değil. Aynı zamanda sürdürülebilirlik ve dijitalleşmenin en iyi uygulamalarının izinde giden; ileri malzeme teknolojileri ve dijital teknolojiler alanında da çok aktif araştırmalar yapan multidisipliner yapılar. Yenilenebilir enerji tarafında; çimento sektörü çok yüksek enerji tüketen endüstri. Biz 2022’de, enerjimizin yüzde 50’sini yenilenebilir enerjiden temin ettik. Burada EnerjiSa ile olan iş birliğimiz çok önemli. Çimsa bünyesinde, 2022’nin ilk çeyreğinde Afyon tesisinde yeni bir alternatif yakıt besleme sistemini devreye aldık. Bunol tesisinden aktardığımız know-how sayesinde, Türkiye’deki üretim tesislerinde beyaz çimento üretiminde kullanılan alternatif yakıt kullanım oranını 2022 yılında ilk kez yüzde 5’in üzerine çıkardık. Diğer yandan, bugün Türkiye’de sektörde alternatif yakıt kullanım oranı yüzde 8 civarında. Biz 2022 itibarıyla bu oranı yüzde 25’e ulaştırdık. 2030 yılında hedefimiz yüzde 35. Bir diğer önemli konu, alternatif hammadde. Kalker, en büyük karbon kaynağı konumunda. Biz Sabancı Yapı Malzemeleri Grubu olarak 2030’a kadar karbon emisyonumuzu yüzde 21 düşüreceğiz dedik. Bu da senelik yüzde 2-3 düşüşe denk geliyor. Bunu yapmanın tek yolu bu üçlü aksiyon planını gerçekleştirmek ve bunları inovasyonla desteklemek. İleri malzeme teknolojilerinde, kalsiyum alüminatlı çimento (CAC) bizim öncü rolümüzü gösteren çok önemli bir ürün. Adı çimento ama aslında bir yapı kimyasalı. Bu alanda dünyadaki en önemli oyunculardan biri olmak üzereyiz. Yeşil ürün portföyümüze örnek vermesi adına; Avrupa Birliği tarafından başlatılan karbon vergisi uygulamasından muaf bir ürün.”
“Hedef, geleceğin teknolojilerinin müşterisi değil, geliştiricisi olmak”
“Bugün geldiğimiz noktada, sürdürülebilirlik ve işi ayırmamak lazım. Sürdürülebilirlik olmak karlılığa ters değil. Siz sürdürülebilirliği desteklemez ve bir şirket kültürü haline getirmezseniz; zaten yakın bir gelecekte bırakın kar etmeyi, üretim yapamayacaksınız. Dijitalleşme de bunun vazgeçilmez bir parçası. Tüm bu dönüşümü, dijitali işin içine katmadan yapabilmek mümkün değil. Dijital işlerimiz için oluşturduğumuz bir ekibimiz var. Fabrikalarda verimliliği artırmaya yönelik çeşitli projeler gerçekleştirdik. Yerleştirdiğimiz sensörler ile üretim safh alarında verileri topluyor sonrasında ise hangi ürün hangi safh ada ne gibi maliyetler yaratıyor bunları takip edebiliyoruz. Reçetelerimizi oluştururken, betonun dayanımlarını takip edip, kalite kontrollerimizi yaparken bu sistemler bizlere hem kolaylık hem de stabilizasyon sağlıyor. Hedefimiz, mevcut operasyonlarımızı dijital ve sürdürülebilirlik odağında daha verimli hale getirirken bir yandan da geleceğe dönük stratejik düşünceyi sürekli olarak beslemek. Yıkıcı inovasyonların peşinde koşmak ve böylece geleceğin teknolojilerinin müşterisi değil, geliştiricisi olmak.”
■ ÜÇLÜ DÖNÜŞÜM PROGRAMI
“Topluluk olarak üçlü bir dönüşüm programımız var” diyen Burak Orhun, bu dönüşümü şöyle tanımlıyor: “Çimentodan Yapı Malzemelerine: Mevcut gelirlerimizin çoğunluğu çimentodan, fakat bizim hedefi miz yapı malzemeleri portföyümüzü çimento dışında sürdürülebilir ürünlerle zenginleştirmek.
Yerelden Küresele: “Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edeceğiz. Şu an Mersin’de 40 milton dolarlık bir yatırım ile katma değeri yüksek Kalsiyum Alüminat Çimento üretim tesisimizin kapasitesini yaklaşık iki katına çıkararak bu üründe de global bir oyuncu haline geliyoruz. Türkiye yatırımlarımıza ek olarak, Topluluk Vaadimiz’de olduğu gibi, bize hem ülkemizde hem küreselde ciddi manevra kabiliyeti kazandıracak uluslararası yatırımlara imza atacağız. 2021 yılında Bunol’u bünyemize kattık. Diğer yandan, beyaz çimento ticaretindeki küresel liderlik hedefi mize yönelik yurt dışında güçlü bir platform hayata geçirmek amacıyla Hollanda’da kurduğumuz Cimsa Sabanci Cement BV şirketinin adını Sabanci Building Solutions BV olarak değiştirdik.
Griden Yeşile: Ürün portföyünün yeşile doğru çevrilmesi temel yaklaşımımız. Bundan 15-20 yıl önce, gri çimento bizim için en öncelikli ürünken önce gri çimentodaki klinker oranını azaltmaya, alternatif yakıt oranlarını ise artırmaya yönelik aksiyonlar aldık. Şimdilerde ise kalsiyum alüminatlı çimento (CAC) kapasitemizi artırarak ciddi bir dönüşüme gitmiş olduk. Bunun da devamını getireceğiz. Tüm bu çalışmalarımıza ek olarak her iki şirketimiz de sürdürülebilirlik hedefl eri doğrultusunda, iklim bilimine uygun olarak karbon emisyonlarına dair yakın vadeli azaltım hedefi belirlemeyi Bilim Temelli Hedefl er Girişimi (SBTi)’a taahhüt etti.”
Çimentodaki büyüme, sürdürülebilirlikle kol kola ilerleyebilir mi?
Çimentodaki büyüme, sürdürülebilirlikle kol kola ilerleyebilir mi? Burak Orhun’un bu soruya verdiği cevap şöyle: “Evet, bunu yapmak mümkün. Ancak bunun için, sadece şirketler değil, sektörün tüm paydaşları, bunun için gerçekten çok ciddi bir gayret ortaya koymak zorunda.” Orhun’a göre gelişmesi gereken odak noktaları ise şunlar:
Klinker oranının azaltılması ve üretim süreci optimizasyonu Alternatif yakıt kullanımı
Yenilenebilir enerji kaynakları ile üretimin desteklenmesi
İleri malzeme teknolojileri
Ömrü uzatılmış ürünler
Yeni teknolojiler (Karbon yakalama vb.)