Sıcak para

Zafer Özcivan

Ekonomist-Yazar

Tasarruf yapan her kişi veya kurum kendisini enflasyona karşı korumak, ileriye dönük kazanç sağlamak gibi nedenlerle bir takım kendine en kazançlı gördüğü finansal enstrümanları kullanır. Bu enstrümanlar, döviz, borsa, altın, Euro Bond, TL mevduatı gibi sıralanabilir. Özellikle enflasyonun yüksek olduğu ortamlarda tasarruf sahipleri bir yerlere yönelirler.

Ülkemizde kolay para kazanmak, paraya para katmak son yıllarda en çok kullanılan kazanç yöntemlerinden biri olmuştur. Bu yöntem ülkenin geleceği açısından olumsuz bir gelişmedir. Çünkü ülkenin ekonomik güveninin artması, işsizliğin azalması, devletin vergi gelirlerinin çoğalması, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin artması ve diğer ekonomik gelişmeler yapılan üretim ile yakından ilişkilidir. Dış ticaret açığının en aza indirgenmesi hatta dış ticaret fazlası verilmesi ihracatın ithalattan daha çok olması ile sağlanacaktır.

Yukarıda anlatmaya çalıştığım tasarruf sahiplerinin kendilerine en yüksek getiri sağlamak için yaptığı girişimler uluslararası arenada da kendini göstermektedir. Uluslararası kur farkları, faiz oranları gibi nedenlerle para bir ülkeden başka bir ülkeye belirli süreler için kayabilir. Yabancı tasarruf sahipleri, belirli bir süre olmak kaydıyla tasarruflarını yüksek faiz veren bir ülkede değerlendirebilir. Ellerindeki birikimi yatırım yapacakları ülkenin parasına çevirerek hazine bonosu, borsa veya bir bankada kısa vadeli mevduat hesabı açarak değerlendirebilir. İşte saymaya çalıştığım şekilde giren para sıcak paradır. Döviz girişi yapılacak ülkede kurlar yatay seyreder ve olması gereken düzeyin altındadır ve ulusal para değerlidir. Ancak yabancı yatırımcı yatırım yaptığı ülkedeki ekonomik gelişmeleri takibe alır ve herhangi bir ekonomik olumsuzluk oluştuğu takdirde parasını alarak kendi ülkesine geri götürebilir. Bu tür para çıkışlarından sonra ülkede döviz kurları ve enflasyon yükselir. Sıcak paranın girmesi ihracatçılar ve turizm sektörü açısından kazancın azalmasına sebep olur.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım gibi sıcak para girdiği takdirde ulusal paramız olan TL değerlenir ama bu geçici bir süre için geçerlidir. Çünkü sıcak para bir müddet sonra ülkeyi terk edecektir.

Bir de CARRY TRADE yöntemi ile ülkeye sıcak para girebilir. Örneğin Almanya’da faiz %10 ise oradaki bir tasarruf sahibi bir bankadan belirli bir vade ile para alıp parasını Türkiye’ye getirerek belirli bir vade ile yatırır ve vade sonunda kurlar da yatay seyrettiği için Euro’sunu alarak geldiği gibi götürür ve bu işlemden yüksek oranda kazanç sağlar.

Ülkemizdeki sıcak para durumuna gelecek olursak;19 Temmuz haftasında Merkez Bankası rezervlerimiz son 4 yılın rekorunu kırarak 153,9 milyar dolara ulaştı. Bundan 3,4 ay önce ise Merkez Bankası rezervlerimiz eksi bakiye vermekteydi. Geldiğimiz noktada ise sıcak para ve carry trade yöntemi ile rezervlerin çoğunun yükseldiğini unutmayalım. Burada dövizin yatay seyretmesinin rolü ortadadır. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bildiğiniz gibi bazı ülkelere para bulmak üzere gitmişti. Benim tahminime göre gittiği ülkelerde dövizi sabit tutacağı sözünü verdi ve tasarruf sahiplerini ülkemize yatırım yapmaları için davet etti. Zaten Bakan Mehmet Şimşek iyi bir finansçıdır ve İngiltere’de veya başka ülkelerde finans çevresi çok olan bir bürokrattır. Bu bağlamda hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz yıl yapılan genel seçim döneminde yani Mayıs 2023’te Merkez Bankası rezervlerimiz eksi bakiye vermekteydi ve kendisi para bulması için hazine ve maliye bakanlığı görevini üslendi. Bu görevi de merkez bankası döviz rezervlerini yükselterek yani ülkeye sıcak para getirerek yerine getirdi. Ancak yukarıda da bahsettiğim gibi Merkez Bankası rezervlerimizin birçoğunun sıcak para ve carry trade yöntemiyle geldiği ortadadır. Yani bir müddet sonra geldiği yere geri dönecektir.

Bilindiği üzere döviz kurları yaklaşık 3-4 aydan bu yana yatay seyretmektedir. Ancak kurlar baskı ile tutulmaktadır ve bir müddet sonra bir yerden patlak verebilir. Dolayısıyla özellikle yerli yatırımcıların dikkatli olması gerekir.2001 krizini hatırlayalım. Merhum Bülent Ecevit döviz kurlarını yaklaşık bir yıl süre ile sabit tutmuştu ama dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile yaşadığı Anayasa kitapçığı atma sebebiyle 675 TL plan dolar kuru bir gecede 1,5 milyon TL’ye yükselmişti dönemde alınan sıkı tedbirlerin yardımıyla kriz bir yılda çözülmüştü. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz dönemi ise yaklaşık üç yılı aşkın bir süreden bu yana devam etmektedir. Bunun yegâne sebebi geçmiş dönemde uygulamada ısrar edilen yanlış para politikalarıdır.

Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi sıcak para girişi dolayısıyla yatay seyreden döviz kurları ihracatçılar ve turizm sektörü açısından önemlidir. Çünkü yaşadığımız yüksek enflasyon nedeniyle ihracatçıların üretimde kullandıkları hammadde, ara mal ve diğer üretim faktörlerinin giderleri artmakta olduğu halde gelirleri sabit kalmaktadır. Bu yüzden bazı üretim işletmeleri küçülme yoluna gitmekte bu da üretimin düşmesine yol açmaktadır. Son üç aydan bu yana imalat sanayisinde gerileme kaydedilmiş PMI oramı da düşme trendine girmiştir. Aynı şekilde turizm sektöründe de girdiler arttığı halde gelirler sabit kalmıştır. Bir diğer önemli konu da bütün bu problemlere ilaveten kredi maliyetlerinin yüksekliğidir. Krediye ulaşmak zor olduğu gibi bu yüksek kredi maliyeti ile üretim yaparak kazanç sağlamak son derece zordur.

Sonuç olarak sıcak para bir yeri yaparken diğerini bozduğu için güvenilmemelidir.

Tüm yazılarını göster