Sıcak para batıdan, doğrudan yatırım doğudan

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Önce olumlu haberi kayda alalım; Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, kredi notumuzu 2 kademe arttırarak  “B3”ten “B1”e taşıdı, görünümü de “pozitif” tuttu. Moody's raporunda Ortodoks para politikasına kararlı ve “giderek daha iyi yerleşen geri dönüş” deniliyor. 

2001’de notumuzu 6 kademe birden indirerek krizi ateşleyen Moody’s Teyze’nin ağzından bal damlıyor adeta; “Merkez Bankasına güven arttı, uygulanan para politikası güç kazanıyor ve 2025 yılı enflasyon beklentisini %38’den %30’a indiriyoruz.” Ama siyasi riskler, notu olumsuz etkileyebilirmiş.

HÜCUMUN YOLUNDA GİDİYORSA, PUSUYA DÜŞÜRÜLMÜŞ OLABİLİRSİN

Notumuzu indirdiklerinde “dış güçler” diye aşağılayıp, yükselttiklerinde “şahlanıyoruz” duyguları arasında kurduğumuz “ifrat ve tefrit” salıncağında sallanmaya pek meraklıyız. Biliyorum, not 2 kademe birden arttıysa “kötü haberci” olmanın gereği yok ama yine de benim endişelerim azalmadı, hatta arttı.

Aslında küresel arenada gücün Atlantik’ten Pasifik’e kayma sürecinde, artan notumuz her üç kuruluşun listesinde “yatırım yapılabilir ülke”” seviyesinin dört basamak altında yer alıyor. Kısaca notumuzun hâlâ çöp düzeyinde olduğunu hatırlayalım. Sadece plastik kovadan metal kovaya terfi ettik.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Not artışına dair…

Batı’dan bize kaynak akar mı?

Elbette… Nitekim bu not artışı zaten bunun için yapıldı. Yoksa Hal-i Pür-Melaline bakıp; “doğrudan yatırımlar yola çıktı” demek çok zor. Gelse gelse sıcak para gelir. O da ekonomimizin karakaşına kara gözüne değil, yüksek faizine, çapraz kazanca (carry trade) ve yalancı sermaye olarak gelecektir.

Peki, kaynak nereden gelecek?

Aslında Pasifik havzasından doğrudan yatırım, Atlantik havzasından ise sıcak para gelecektir. Nitekim Çin’in BYD yatırımı ve onu izleyecek birkaç büyük teknoloji yatırımı, şimdiden yola çıktı bile. Oysa not arttıran ABD’li kurumların masalarında Halkbank, Rusya ambargo soruşturmaları var.

not/2 KADEME NOT ARTIŞI BİZE SICAKPARA GETİRİR AMA DİREK YATIRIM GETİRMEZ

Foreign direct investment (FDI) ya da doğrudan yabancı sermaye yatırımı, portföy yatırımları dışında kalan, bir veya birden fazla uluslararası yatırımcının tamamına sahip olarak veya yerli bir veya birkaç firma ile ortaklık hâlinde gerçekleştirdiği yatırılabilir kaynakların bir başka ülkeye taşınmasıdır.

Oysa yalancı sermaye; fon akışıdır, portföy yatırımıdır. Kartal İstimbotu güvertesinde; 13 Kasım 1918'de Mustafa Kemal Paşa İstanbul Boğazı'ndaki işgal kuvvetlerine ait savaş gemileri için “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylemiş ve Kurtuluş Savaşı'nın ilk işaretini millete vermişti.

Bugün iktisadi bir kurtuluş savaşı eşiğine getirilmiş bulunuyoruz. Bu sıcak paraya çanak tutan 2 kademelik artış, bana Gazi’nin sözünü hatırlattı. Yalancı sermaye, geldiği gibi gidecektir. Tıpkı 23 yıl önce, Moody’s’in notumuzu 6 kademe indirip, yabancıların geldikleri gibi gitmeleri gibi…

Üstelik türküdeki gibi; “ Eğil salkım, söğüt eğil / Bu benimki sevda değil / Bu gitmeler gitmek değil.” Neticede giderken arkasında 2001 krizini bırakarak gitmekten söz ediyorum. Pozitif gerçekçilikle bakınca, Moody's kararı öncesinde Uganda, Moğolistan ve Kongo ile aynı seviyede yer alıyorduk. 

Şimdi 2 kademe artışla, Bangladeş, Kosta Rika, Namibya ile aynı seviyeye koydular bizi. Peki neden? Sıcak para akımını hızlandırmak ama doğrudan yatırım için ağzımıza bir parmak bal çalmak için…

Tüm yazılarını göster