Bakmayın siz gürültü yokmuş gibi bir hava oluştuğuna. Aslında temel gidişatta sessiz sedasız portföylerin değişiklik göstermesi durumu söz konusu. Oluşan göz yanılgısının en önemli aktörü kuşkusuz Fed. Neden? Her ne kadar geminin rotasında yapmaya çalıştığı küçük güncellemeler dalga boyunun zaman zaman artmasına neden olsa da sağladıkları olağanüstü başarılı iletişim hasar boyutunun azalmasına ve mevcut durumun panik etkisi yaratmasına engel oluyor. Zaten öyledir; merkez bankacılığı, yarını planlayarak bugünün risklerini gözetmek ve yol haritası belirlemek üzerine kurgulanmış yapıları ifade eder. İşin ehli olanlar da böyle yapıyor. Gürültü patırtı çıkmıyor.
Biraz yukarıdaki felsefe tadında girişi detaylandırmaya çalışalım. Biliyorsunuz Eylül ayında Fed’in bugüne dek en güçlü ve temiz ‘tapering’ yönlendirmesini takip ettik. Dünyanın yüzde 99’luk kısmı biliyordu ki artık varlık alım programında yarın bugünden biraz daha farklı olacak, zaman ilerledikçe 2022’nin ortasına gelinecek ve diğer koşulların sabit olduğu senaryoda ortada programa dair herhangi bir iz kalmayacak. O nedenle gelişmişinden gelişmekte olanına geniş yelpazede ve Mayıs 2013’ten sonra yaşananlardan dersini çıkaranlar kendi evlerinin bahçelerini temizlemeye çalışıyorlar.
Piyasa fiyatlamalarında yarını kestirebilmek için elimizdeki en önemli argüman bugün olan biten üzerine kafa yormaktır. Yani, yarını anlamak tamamen olmasa da önemli ölçekte bugünden geçer. Ekim ayı fiyatlamalarını Cumhuriyet Bayramımızı kutlamamız nedeniyle lokal piyasalar nezdinde tatilde geçirdik. Ancak, o esnada dünya açısından işlemler devam etti. Aylık muhasebe yaptığımızda bir takım önemli ipuçlarına ulaşmak mümkün. Örneğin, gelişmiş-gelişmekte olan ülke varlıkları arasında ayrışma söz konusu. Doğrudur, her ikisinin performansı da pozitif tarafta yer almasına aldı da bu gelişme ayrışma olmadığı anlamına gelmiyor. MSCI dünya endeksi ekim dönemini yüzde 5.59 yükselişle tamamlarken, GOÜ cephesindeki yükseliş yüzde 0.93 ile sınırlı kaldı. Asya-Pasifik’te yüzde 0 ile yerinde sayma durumu olurken, Avrupa yüzde 4.2, ABD endeksi ise yüzde 9.2 yükselişle takip edildi. Söz konusu süreçte MSCI Türkiye endeksi (USD bazında) yüzde 0.46 yükseldi.
Neden böyle bir parantez açma gereği duyduğuma gelecek olursak: Kasım ayı demek portföylerde işlem hacimlerinin normal seyrinin altına düşmeden yoluna devam ettiği, takvimde yer alan son zaman aralığı demek. Ağırlıklı ayın ikinci yarısı ile birlikte yıl sonu tatil etkisinin devreye girdiği, pozisyonlarda muhasebeleşme eğiliminin arttığı ve likite dönüşü takiben fon akımlarının ana vatanlarına dönüş yolculuğuna başladığı günler izlenir. Bu, her zaman böyle olacak demek değildir ve fakat genellikle de böyle olduğu görülmüştür. Yine bu eğilim gösteriyor ki Fed’in kuvvetli yönlendirmesinin ardından diğer önemli üyelerin de sürece bir şekilde katılım sağlaması ile birlikte varlıkların ayrışması biraz daha belirgin bir hal almış. Öte yandan emtia cephesindeki yükseliş enerji grubu önderliğinde tüm hızıyla devam ediyor. Bloomberg emtia endeksi (BCOM) Mart 2020’deki düşük seviyesinden ekim ayı sonundaki performansına dek toplam yükselişini yüzde 74’e taşıdı. Bunun tek başına yüzde 7’den fazla kısmı eylül-ekim döneminde gerçekleşti. Oysaki bu yaklaşımın GOÜ grubu üyelerini desteklemesi beklenirdi. Öyle olmamış.
Hazır beklenenlerden konu açılmışken sohbeti Brezilya gibi ders çıkarılacak bir örnek ile tamamlamak pek güzel olabilir. Yukarıda da değinmeye çalıştığım şekilde, globalde epey ağır geçen bir emtia rallisini takip ediyoruz. Doğal olarak da ihracatçı konumdaki ülkelerin bu durumdan ‘kendilerine has bir durumları söz konusu olmadıkça’ pozitif etkilenmeleri beklenir. Brezilya maalesef bu kategoriye girmekten bir kez daha uzak görüntü çiziyor. Haziran ayındaki zirvesinin ardından ana endeks Bovespa cuma günü kapanışı itibarıyla yüzde 20’den fazla düşüş sergileyerek meşhur ‘ayı piyasası’na giriş yaptı. Aynı süreçte realin Amerikan doları karşısındaki değer kaybı ise yüzde 8 oldu. Peki, neden öyle oldu? Üstelik merkez bankası BCB pek de doğru düzgün adımlar atıp yönlendirmeler yaparken. Cevap basit: Kamu maliyesindeki popülist yaklaşım ve siyasetin yarattığı sorunların diğer tüm iyi gelişmeleri tek çırpıda yok sayacak ortamı desteklemesi. Net/net döngünün inatla ters şekilde kullanılması budur.