Karanlıkta biri kulağıma biri fısıldıyor: “Sen sermayeni kaybetmişsin farkında değilsin. Oh böyle gül oyna, eğlen! Zararların almış başını gitmiş, özkaynaklarının yarısından fazlası erimiş bile.”
Sesim zor çıkıyor: “Yok, yok.” diyorum “Yanılıyorsun. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun TTK 376. maddesinde yer alan “Sermaye Kaybı ve Borca Batık Olma” nere, ben nere.”
Yoksa gerçekten batıyor muyum, teknik iflas (borca batık olma durumu) kapıma dayandı da ben farkında mı değilim. Evet, zor günlerim oldu ama Ticaret Bakanlığı’nın 15 Eylül 2018 tarihinde çıkardığı tebliğde daha ödemediğim yabancı para cinsi yükümlülüklerimden kaynaklanan kur farkı zararlarının tamamını 01/01/2023’e kadar dikkate almayın demişti.
Ses tekrar kulağımda çınladı: “Sen 2018 yılında kalmışsın. 26 Aralık 2020 tarihinde tebliğe yeni düzenlemeler geldi, haberin yok.”
Anlaşılan bu gece bana uyku yok. En iyisi 376. maddeye gelen değişikliğe bakayım ve karşılaşabileceğim olası durumları gözden geçireyim:
1- Zararlarım, sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının yarısı veya daha fazlasıysa ancak üçte ikisinden az ise. Teknik terimiyle: Sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının en az yarısının karşılıksız kalması. Diğer bir deyişle çanlar benim için çalıyor.
2- Zararlarım, sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisi veya daha fazlası ise. Teknik olmayan terimle “Eyvah eyvah!”. Teknik terim, sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamının en az üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kalması.
3- Bu olasılığa hiç girmek istemiyorum ama mecburen gözden geçireceğim. Borca batık olma durumu. Şirketin aktiflerinin borçlarını karşılayamama hali.
Gelelim hesaplarıma. Sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamım 150 milyon TL, özkaynak tutarım 50 milyon TL. Sermaye Piyasası Kurulu’nun sermaye kaybının tespiti II-14.1 Tebliği’ndeki formülü uygularsam sermaye ve kanuni yedek akçeler toplamım yarısı özkaynakları aştığı için 376 maddenin birinci fıkrası ile karşı karşıyayım. Kim yedi benim 25 milyon TL’mi (150 milyon TL÷2- 50 milyon TL)?
Hemen durumu tekrar gözden geçiriyorum.
Birinci düzeltmem özkaynak tutarına. Konsolide finansal tablo düzenlediğim için hesaplamama Sermaye Piyasası Kurulu 10.04.2014 tarihli ve 11/352 sayılı Kararı’na da istinaden sadece Ana Ortaklığa ait Özkaynaklar” kalemini değil, özkaynakların tamamını, yani “Kontrol Gücü Olmayan Paylar” kısmını da almalıyım. Özkaynağım böylece 4 milyon TL arttı.
Hala ödemediğim borcumdan kaynaklanan toplam 8 milyon TL kur farkı zararını dikkate almıyorum.
Tebliğe yapılan değişiklik 2020 ve 2021 yıllarında tahakkuk eden kiralamalardan kaynaklanan giderler, amortisman giderleri ve personel giderlerinin toplamının yarısını hesaplamada dikkate alma diyor. 2022 yılı için hesaplama yaparken hem 2020 hem de 2021 yılında tahakkuk eden bu giderlerin yarısını dikkate alma demiş.
Bu giderlerin, Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) veya Büyük ve Orta Boy İşletmeler için Finansal Raporlama Standartları’da, Vergi Usul Kanunu’ndaki (VUK) tutardan farklı olacağını unutmayayım.
Örneğin, TFRS 16 Kiralamalar Standardı gereği, kiralama işlemleri faaliyet ve finansal kiralama ayrımı olmaksızın “varlığın kullanım hakkı” olarak bilançoya varlık ve kiralama yükümlülüğü kaydedilir. Dolayısıyla kiralama işlemleriyle ilgili daha çok karşımıza çıkacak giderler, amortisman veya itfa gideri, yükümlülükten kaynaklanan faiz gideri ve yükümlülük yabancı para cinsinden ise, kur farkı gideri olacaktır. İstisna olarak tutarı düşük veya kısa süreli kiralama işlemleri bilançoya alınmaksızın gerçekleştikçe kira gideri yazılabilir. Kiralama giderlerinin yarısından artı 3 milyon TL geldi.
Amortisman ve itfa giderleri tutarı da TFRS finansal tablolarda farklılık gösterecektir. Varlığın yararlı ömrü boyunca itfa edilmesi, kıst amortisman uygulaması (kullanıma veya satışa hazır olduğu tarihten itibaren amortisman hesaplanması), varlıkları yeniden değerleme imkânı olması ve borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesindeki uygulama farklılıkları varlığın maliyetini ve dolayısıyla amortisman ve itfa tutarını değiştirecektir. Amortisman giderlerinin yarısını almayarak buradan da 5 milyon TL geldi.
Son kurşunum da personel giderleri. Personel giderlerinde sadece ücret ödemeleri değil, kıdem ve izin karşılıklarını dikkate alırsak TMS19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar Standardı’na göre aktüer varsayımlar dikkate alınarak hesaplanan kıdem tazminatı, VUK’a göre hazırlanmış bilançolardaki tutardan farklı olacaktır. Personel giderlerinin yarısı olan 7 milyon TLyi de almadım mı, alın size özkaynağa toplam 27 milyon TL artı değer.
Oh be! 376 (1)’in ucundan döndüm desem yeridir. Rahat bir nefes aldım ama tüm bu giderleri finansal tablolarıma kaydetmeyeceğimi zannetmeyin. Üstüne üstelik dipnotlarda bu hesaplamamı açıklayacağım ve finansal tabloların olmazsa olmazı işletmenin sürekliliği (going concern)’den bahsedeceğim.