Türk Ticaret Kanunu’nun 551’inci maddesinde ifade edildiği üzere “Ayni sermayenin veya devralınacak işletme ile ayınların değerlendirilmesinde emsaline oranla yüksek fiyat biçenler, işletme ve aynın niteliğini veya durumunu farklı gösterenler ya da başka bir şekilde yolsuzluk yapanlar bundan doğan zarardan sorumludur.”
Bu düzenleme eski Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan hükmün benzeri olmakla birlikte “hile” unsurunu barındırmaması yönünden farklıdır. Yeni Türk Ticaret Kanunu’na göre değer biçilmesinde hile yapılmasa da yolsuzluk gerçekleşmiş olabilir. Madde metninde de değer biçilmesinde yolsuzluk fiili sınırlanmamış “başka bir şekilde yolsuzluk yapanlar” ifadesi kullanılarak farklı şekilde ortaya çıkabilecek fiiller de yolsuzluk olarak kabul edilmiştir.
Yeni Türk Ticaret Kanunu uygulamada yolsuzluk konusunda hukuki sorumluluğun dışında duruma ve olaya göre ceza sorumluluğu da öngörmüştür.
Türk Ticaret Kanunu’nun 562’nci maddesinde madde numaraları verilmek suretiyle hangi işlemleri yapmayan veya yükümlülükleri yerine getirmeyenlere verilmesi öngörülen cezalar belirlenmiş bulunmaktadır. Bir başka anlatımla Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 562’nci maddesine göre değer biçilmesinde yolsuzluk fiilini işleyenlere doksan günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılması söz konusu olabilecektir.
Anonim şirketler hakkında düzenlenen Türk Ticaret Kanunu’nun 551’inci maddesi Türk Ticaret Kanunu’nun 644’üncü maddesine göre Limited Şirketler adına da kullanılabilmektedir. Mevcut yasal düzenleme çerçevesinde sermaye hem pay sahiplerinin sorumluluk sınırlarını belirlemekte, hem de şirket alacaklıları için teminat niteliğinde özellik arz etmektedir. Türk Ticaret Kanunu’nda “Sermayenin Korunması” ilkesi geçerli olup, şirket sermayesine ilişkin mali usulsüzlükler hem hukuki, mali ve cezai sorumluluğu getirerek söz konusu kurallar hukuki değerlendirmeye ve güvenceye alınabilmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun “Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi” başlıklı 550’nci maddesi uyarınca;
1) Sermaye tamamıyla taahhüt olunmamış veya karşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğince ödenmemişken, taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi gösterenler ile kusurlu olmaları şartıyla, şirket yetkilileri, bu payları üstlenmiş kabul edilirler ve payların karşılıkları ile zararı faiziyle birlikte müteselsilen öderler.
2) Sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin bulunmadığını bilen ve buna onay verenler, söz konusu borcun ödenmemesinden doğan zarardan sorumludurlar.
Söz konusu düzenlemenin getirdiği mali sorumluluk, sermayenin korunması amacıyla ilgililerin kusurluluğuna dayalı bir sorumluluk niteliğindedir. Bu madde de düzenlenen sorumluluk sermaye yetersizliğini gidermeye değil, yetersizliğin bilinmesine karşın bunun gizlenmesine yönelik bir sorumluluktur. Türk Ticaret Kanunu’nun sermaye yetersizliğinin bilinmesine karşın bunun gizlenmesine yönelik işlemler karşısındaki hukuki işlemler dışında cezai sorumlulukta söz konusu olabilmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nu 552’nci maddesi ile Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir şirket kurmak veya şirketin sermayesini artırmak amacıyla yahut vaadiyle halka her türlü yoldan çağrıda bulunularak para toplanması yasaklanmıştır.
Kanun’un 553’üncü maddesinde ise kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu belirlenmiştir. Şöyle ki;
► Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
► Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
► Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.
Türk Ticaret Kanunu’nun 554’üncü maddesinde hükme bağlandığı üzere “Şirketin ve şirketler topluluğunun yılsonu ve konsolide finansal tablolarını, raporlarını, hesaplarını denetleyen denetçi ve özel denetçiler, kanuni görevlerinin yerine getirilmesinde kusurlu hareket ettikleri takdirde hem şirkete hem de pay sahipleri ile şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarar dolayısıyla sorumludurlar."