Dijitalleşme ve Finteklerin finansal piyasalarda yarattığı dönüşüm, bütün piyasa oyuncuları tarafından hissedilir hale geldi. Son olarak Robinhood isimli bir girişimin; yatırım işini kitlelere yaymak amacıyla başlattığı sıfır komisyonlu hisse alım/satım uygulamasının, Amerika’daki üç önemli aracı kurumu (Charles Schwab, TD Ameritrade ve E*Trade) da bu yönde aksiyon almaya itmesi, önemli bir gündem maddesi olarak karşımıza çıkmıştı. Bu gündem geçtiğimiz hafta Charles Schwab’ın, rakibi TD Ameritrade’i 26 Milyar USD bedelle alacağını açıklaması ile farklı bir boyuta ulaştı.
Robinhood’un getirdiği iş modeli aslında temel olarak, dijital platformdan büyük ölçekte müşteri sayısına sıfır komisyon vaadiyle ulaşıp, hesaplarda kalan bakiyelerin nemalandırılmasına dayalı. Saydığım diğer üç aracı kurum ise büyük ölçekli ve yüksek maliyetli köklü kurumlar ve iş modelleri ağırlıklı olarak aracılık işinden kar etme üzerine kurgulanmış. 2018 yılın gelir dağılımlarına bakarsak, TD Ameritrade ve E*Trade’in aracılık komisyonlarından elde ettiği gelir %35-40 arasında değişiyor. Charles Schwab’da ise bu gelir payı %10. Bu da zarar etme pahasına sıfır komisyonu uygulamak zorunda kalan TD Ameritrade’in neden Charles Schwab’a satılmak durumunda kaldığının göstergesi. Charles Schwab’ın gelir modeli, diğer iki kurumun aksine alım/satım işine değil de varlık yönetimi ve kredi/müşteri hesaplarındaki bakiyelerin nemalandırılmasına dayanıyor. Bu noktada varlık yönetimi önümüzdeki dönemde özellikle aracı kurumlar için çok daha değerli bir hale geliyor.
Varlık yönetimi için dünyada yükselen trend tematik yatırım ve tematik portföyler. Tematik yatırım tanım olarak gelişmekte olan veya önemli bir değişim yaratma potansiyeline sahip sektör ve girişimleri belirleyerek yatırım yapma anlamına geliyor. Günlük haber akışından bağımsız, orta-uzun vadede getiri elde etmek isteyen yatırımcılar için doğru temayı bulmak ve ona yatırım yapmak yeterli. Özellikle Y ve Z kuşaklarının teknolojilere olan bağlılığı ve kendi fikirlerine önem veren şirket ve girişimlere ilgisi, sosyal etki ve teknoloji bazlı tematik yatırımların önünü açıyor. Teknik terimler, temel ve teknik analizlerden daha ziyade, basit bir şekilde amaç ve hikâyeye yatırım yapmak, dünya nüfusunun neredeyse yarısını oluşturan Y ve Z kuşakları için daha değerli.
Tematik yatırım için yurt dışında birçok fintek mevcut. Özellikle dikkat çeken birkaç girişim var; bunlardan biri de Motif. Türkçe tercümesinde güdüleyici, saik gibi anlama gelen Motif yatırımcılara, birikimlerini yönlendirecekleri temaları sunmayı amaçlıyor. Bu kapsamda veri analitiğini kullanarak öne çıkan trendleri ve bu trendlere yatırım yapan şirketlerin hisse senedi ve ETF (Borsa Yatırım Fonu) tespit ediyor. Sonraki aşamada hisse ve ETF’den oluşan tematik portföyler üzerinden yatırım yapılmasını sağlıyor. Örnekler arasında yapay zekâ, yenilenebilir enerji, çevrimiçi oyunlar, giyilebilir teknolojiler, biyoteknoloji, Çin ve robotlar gibi önemli temalar var. Yatırımcılar, temalardan kolayca seçim yaptıktan sonra portföyün geçmiş performansını ve ne içerdiğini kolayca izleyebiliyor. Oluşan portföyler üzerinden iki türlü yönetim şekli mevcut; eğer kullanıcı belirlediği portföy çerçevesinde kendi alım/satım işlemlerini yapmak isterse alım satım komisyonu ödüyor, eğer otomatik bir şekilde yönetilmesini isterse ise yıllık %0,25 portföy büyüklüğü üzerinden yönetim ücreti kesiliyor. Dolayısıyla yatırımcı için de yatırım kuruluşu için de ikinci seçenek daha sürdürülebilir bir gelir vadediyor.
Tematik yatırım benzerini Türk sermaye piyasalarında anapara korumalı fonlarda ağırlıklı olarak (Kıymetli madenler, tarım ürünleri, petrol fiyatı, teknoloji şirketleri vb.) görmüştük ama bu kadar kapsamlı ve farklı temaların olduğu bir yapı henüz bulunmuyor. Yatırımın vadesini uzatmak istiyorsak, şirketlerin dönemsel performansından daha ziyade uzun vadede hangi amaca hizmet ettiğini yatırımcının önüne koymamız gerekiyor. Bu sayede hem aracı kurum gelirlerinin ortalama %34’ünü oluşturan hisse senedi aracılık gelirlerini çeşitlendirmiş oluruz hem de yatırımları orta-uzun vadeye uzatırız. Dijitalleşme birçok sektörde olduğu gibi finansta da aracısızlaştırmayı getirecek bu nedenle katma değeri yüksek varlık yönetimi ve yatırım danışmanlığına önem vermeliyiz.