Ersu Türedi
SMMM/Bağımsız Denetçi
Şirketlerde sermaye artırımları bedelli ya da bedelsiz olarak yapılabilmektedir. Şirketlerin yeni hisse ihraç etmesi ve bu hisselerin nakit olarak satılması ile yapılan sermaye artışı bedelli sermaye artırımıdır. Bedelli sermaye artırımı dış kaynaklar kullanılarak yapılmaktadır ve şirkete para girişi sağlanmaktadır.
Rüçhan hakkı; mevcut hisse sahiplerinin yeni çıkarılacak olan hisselerden, hali hazırda olan hisseleri oranında satın alma önceliğidir. Bedelli sermaye artırımına katılmak isteyen hisse sahiplerinin, yeni çıkarılacak olan hisseler için belirlenmiş bulunan bedeli nakit olarak ödemeleri gerekmektedir. Yeni hisse alma bedeli olarak nominal değer ya da nominal değerin üzerindeki bir değerde belirlenebilir.
Bedelli sermaye artırımı sonrasında, yeni hisseler için ödenen bedeller şirketin öz kaynaklarında artış sağlamaktadır. Sermaye artırımı işlemlerinden sonra şirketin borsada işlem görmekte olan hisse senedi sayısı ve borsa fiyatında değişiklik olmakta ve şirkete sağlanan nakit girişi şirketin piyasa değerini arttırmaktadır.
Şirketlerin emisyon primi, sermaye ya da kar yedekleri, yeniden değerleme artışı, iştirak ve duran varlık satış karları gibi fonlardan oluşan iç kaynaklarını kullanarak yaptığı sermaye artırım türü ise bedelsiz sermaye artırımıdır. Bedelsiz sermaye artırımı şirketlere ek bir finansman kaynağı sağlamamaktadır.
1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Kanunu Genel Tebliği’nde sermaye artışı sonucu elde edilen hisse senetlerinin nasıl muhasebeleştirileceği ve bunların satışından sağlanan kazançların nasıl vergilendirileceği açıklanmıştır. Bu hisselerin satışının vergilendirilmesinde bedelsiz verilen hisselerin sermaye yedekleri mi yoksa dönem karından ayrılan (kar) yedekleri mi olduğu önem kazanmaktadır. Bedelli hisse satışlarında ise rüçhan hakkı kullanılarak yapılan sermaye artırımlarının itibari değeri ile mi yoksa itibari değerinin üzerinde bir bedel mi olduğu vergilendirmede dikkate alınan husus olmaktadır.
Şirketlerin mevcut hisse senetleri dolayısıyla ellerinde bulunan rüçhan hakkı kuponları karşılığında itibari değeriyle yeni hisse senedi satın almaları halinde, yeni satın alınan hisse senetleri açısından satın alma tarihi olarak, eski hisse senetleri ya da iştirak hissesinin satın alma tarihi esas alınacaktır. Aynı durum, iştirak edilen kurumun nedeni ne olursa olsun yapmış olduğu sermaye artışı dolayısıyla bedelsiz olarak iktisap edilen hisse senetleri açısından da geçerli olacaktır. İtibari değerin üzerinde bir bedelle satın alınması halinde ise bunların satın alma tarihi rüçhan hakkı kullanılarak satın alınan tarih olacaktır.
Sermaye yedekleri ile sermaye artırımında bulunması neticesinde verilecek bedelsiz hisse senetlerinin, bu şirkete iştirak edenler yönünden bilanço aktif ve pasifinde bir artışa neden olmaması gerekir. Dolayısıyla, bedelsiz hisse senetleri nedeniyle aktifte tutulan hisselerin sadece adedi değişecek, bedelinde değişme olmayacaktır.
Edinilen hisse senetlerinin, defter değeri sıfır olarak dikkate alınacak, itibari değerleri, sahip olunan hisse senetlerine mevcut itibari değerleri oranında dağıtılacaktır.
Edinilen hisse senetleri ile ilgili muhasebe kaydı yapılmayacaktır.
Kurumlar vergisi beyannamesinde yararlanılacak bir iştirak kazançları istisnası olmayacaktır.
Dönem karından ayrılan (kâr) yedekler ile sermaye artımı yapılması halinde ise ortaklara bedelsiz hisse senedi verilmesi ile fiilen kar payı dağıtılması arasında bir fark bulunmamaktadır. Her iki halde de ortaklar, oluşan karlar üzerinde tasarrufta bulunma imkânına sahip olmaktadır. Kar yedeklerinden karşılanan sermaye artırımları sonucunda yapılan sermaye artışı ortaklar tarafından bedelsiz iştirak hesaplarında izlenecek ve iştirak kazançları istisnası nedeniyle kurumlar vergisine tabi tutulmayacaktır.
Sonuç olarak;
İştirak bir şirketin diğer bir şirketin %50’ye kadar olan hissesine sahip olmasını ifade etmektedir ve iştirak eden açısından sahip olunan hisse tutarı 242- İştirakler hesabında takip edilir. %50’den daha fazla hisseye sahip olunması ise bu şirketin bağlı ortaklık olduğu anlamına gelir ve iştirak eden açısından sahip olunan hisse tutarı 245- Bağlı Ortaklıklar hesabında takip edilir.
İştirak kazançları; kar payının elde edildiği kurumun ortaklık oranına göre 242- İştirakler ya da 245- Bağlı Ortaklıklar hesabının borcunda, 640- İştiraklerden Temettü Gelirleri veya 641- Bağlı Ortaklıklardan Temettü Gelirleri hesabının alacağına kaydedilir.
Şirketler tarafından, tam mükellef kurumdan elde edilen kar payları kar dağıtım stopajına tabi değildir. Elde edilen kar payı iştirak kazançları istisnasından yararlanır (KVK Md. 5/1-a).
Söz konusu hisselerin satılması durumunda ise hisse satışından elde edilen kazançlar 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 5/1-e maddesinde yer alan “Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri rüçhan hakları ve bu fıkranın (a) bendi kapsamında istisna kazançlarına kaynak oluşturan yatırım fonlarının katılma paylarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmı ile aynı süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazların satışından doğan kazançların %50'lik kısmı” hüküm kapsamında gerekli şartların sağlanması halinde istisna olacaktır. Bu şartlar kısaca aşağıda belirtilmiştir:
- İki tam yıl süre ile aktifte bulundurulma,
- Satış kazancının fon hesabında tutulması,
- Fon hesabında tutulan kazançların işletmeden çekilmemesi,
- Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması,
- Satışı takip eden 2.yılın sonuna kadar tahsil edilmesi.
KVK’nın 15. maddesinin 2. fıkrası ve Gelir Vergisi Kanunu’nun (GVK) 94. maddesinin 6. fıkrası gereği dönem karının sermayeye ilave edilmesi kar dağıtımı sayılmamaktadır.
Özetle, sermaye artışı sonucu elde edilecek olan hisselerin hangi kaynaktan sağlandığına dikkat edilmeli ve yukarıda açıklanan hususlar kapsamında işleme alınmalıdır.