3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun 6’ncı maddesinde tanımlandığı üzere; Serbest bölgeler, Türkiye Gümrük Bölgesi’nin parçaları olmakla beraber; serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen ve serbest dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerlerdir.
Bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz.
Yurt dışından bölgeye getirilen malların CIF değeri üzerinden binde 1 ve bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların FOB değeri üzerinden binde 9 oranında fon ödenmektedir.
3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3’üncü maddesi hükmü uyarınca; serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançları, 6 Şubat 2004 tarihi itibarıyla faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı olmak üzere gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. 6/2/2004 tarihinden sonra, mükelleflerin faaliyet ruhsatlarının süresinin çeşitli nedenlerle (inşaat süresi ile ilgili süre uzatımları hariç) uzatılması durumunda, istisna süresinin uzaması söz konusu olmayacaktır. (Ancak, bu istisnadan yararlanan kazançlara ilişkin kar dağıtımı yapılması halinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi veya Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15’inci maddesinin ikinci fıkrası ve 30 uncu maddesinin üçüncü ve altıncı fıkraları uyarınca tevkifat yapılacaktır.)
Öte yandan, serbest bölgelerde, bakım, onarım, montaj, demontaj, elleçleme, ayrıştırma, ambalajlama, etiketleme, test etme, depolama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan ve bu hizmetlerin tamamını Türkiye'de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara veren hizmet işletmelerinin 24/2/2017 tarihinden itibaren bu hizmetlerden elde ettikleri kazançları, anılan hizmetlere konu malların serbest bölgelerden Türkiye'ye herhangi bir şekilde girişi olmaksızın yabancı bir ülkeye gönderilmesi şartıyla, kurumlar vergisinden istisnadır.
Serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğinin gerçekleştiği tarihi içeren yıllık vergileme döneminin sonuna kadar kurumlar vergisinden istisnadır. Bu istisnanın uygulanmasında, imal edilen ürünün yurt dışına ya da yurt içine satılmasının bir önemi bulunmamaktaydı. Ancak, geçen haftaki yazımızda geçen Vergi Kanunu Teklifi’nde yer alan ve görüşüldüğü komisyonda kabul edilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine giren düzenlemeler arasında; serbest bölgelerde faaliyet gösteren kurumların üretim faaliyetlerinde ürettikleri ürünleri münhasıran yurt dışına yaptıkları satışlardan (ihracattan) elde ettikleri kazançlarının istisna olması, yurt içine yaptıkları satışlardan elde edilen kazançlara tanınan istisnanın ise kaldırılması öngörülmektedir.
Önerilen bu düzenlemenin gerekçesi olarak; serbest bölgelerin kurulmasının en temel amacının ülkenin ihracat kapasitesinin artırılması olduğu, serbest bölgelerdeki üretim faaliyetlerinin çok önemsendiği ve desteklendiği ancak serbest bölgelerdeki faaliyetlerin yurt içindeki firmalarla özellikle organize sanayi bölgelerindeki üreticilerle haksız rekabet oluşturmasının arzu edilmediği, dolayısıyla, düzenlemeyle serbest bölgelerin amacına uygun bir şekilde ihracat yaparak istisnanın kapsamından faydalanmaya devam edeceği, ayrıca serbest bölge uygulamasının başladığı ilk dönemlerde yurt içine satışların cüzi miktarda kaldığı ancak zamanla yurt içi satış hasılatlarının yüzdesinin arttığı, bu durumun da haksız rekabete neden olduğu, düzenlemeye bu durumun ortadan kaldırılmaya çalışıldığı gösterilmektedir.
Gelir İdaresi yetkililerinin ifadelerine göre; 2023 yılında serbest bölgelerden yurt dışına 12.6 milyar dolarlık, yurt içine ise 5 milyar dolarlık satış yapılmış ve ülkemizdeki 20 serbest bölgede 652 mükellef 42 milyar TL’lik kurumlar vergisi istisnasından yararlanmıştır. İstisnayı ihracatla sınırlayan bu düzenleme ile yaklaşık olarak 10 milyar Türk Lirası gelir yaratılacağı tahmin edilmektedir.
Önerilen madde hükmü yasalaşırsa, düzenleme 1/1/2025 tarihinden itibaren elde edilen kazançlara uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girecektir. Dolayısıyla, serbest bölgelerde imalat faaliyetinde bulunan mükelleflerin 01.01.2025 tarihinden itibaren bölgelerde imal ettikleri ürünlerini yurt içine yaptıkları satışlarından elde edecekleri kazançları istisnadan yararlanamayacaktır.
Öte yandan, geçen haftaki yazımızda konu ettiğimiz “yurt içi asgari kurumlar vergisi” ile ilgili olarak teklifte yer alan düzenlemede; serbest bölgede elde edilen kazançlarla ilgili istisnaların da asgari kurumlar vergisine tabi olması önerilmişken, komisyonda yapılan görüşmelerde bu düzenleme değiştirilmiş ve bu istisnaların yurt içi asgari kurumlara vergisine tabi olmaması kabul edilmiştir.