ABD seçim sonuçlarından sonra pozitif bir senaryo olarak dillendirilen bir sonuç gördük. Başkanlık koltuğuna Demokrat partili bir isim oturmuştu ancak Senato Cumhuriyetçi kontrolünde kalmıştı. Uzmanlara göre bu harcamaların denetlenmesi anlamına geldiği için olumlu bir durumdu. Hisseler yukarı gitti. 5 Ocak Georgia seçimi neticesinde ise Senatoda boş olan 2 koltuk sahiplerini buldu ve kontrol, çok kuvvetli olmasa da, Demokratlara geçti. Aynı uzmanlar bunun pozitif bir durum olduğunu zira Başkan Biden’ın daha agresif harcamalarda bulunabileceğini söylüyor. Hisseler yukarı gitti. Peki gerçekte ne olup bitiyor? Senato aritmetiği şu anda 50D ve 50C senatörden oluşuyor ve fakat başkan yardımcısı Harris Demokrat olduğu için ağırlık Demokratlarda diyebiliriz. Bu dağılımda Demokratlar bazı konularda yine ılımlı Cumhuriyetçilerin desteğine ihtiyaç duysa da hafta başına oranla daha kuvvetli bir noktadalar. Öte yandan bu kadar bıçak sırtı bir çoğunluk her Demokrat senatörün eline büyük bir güç veriyor (seni desteklerim ama benim X tasarımı desteklersen) ve aynı zamanda vefat vs gibi gelişmeleri de daha kritik hale getiriyor. 2022’ye kadar bu durum devam edecekse 2 parti arasında daha önce 2001’de olduğu gibi bir mutabakat da söz konusu olabilir (komisyon yapıları vs). Unutmamak gerekiyor ki 2022 yılında ara secimler yapılacak ve Senatörlerin bir kısmı Başkandan bağımsız olarak stratejilerini buna göre düzenleyecektir.
Genel yorumlar mali genişleme üzerinde odaklansa da işin bir de artık düzenlenmesi daha kolay hale gelen vergi bacağı var. Seçim vaatlerinde gördüğümüz üzere kurumlar vergisi 21%’den 28%’e çıkartılabilir, alternatif minimum vergi (100 milyon dolar ve üzeri miktarda kar eden şirketler için) planını hayata geçirebilir, 400 bin dolar üzeri gelir vergisi yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkabilir, 1 milyon dolar ve üzeri gelire sahip olanların temettü/sermaye kazançlarını yüzde 39,6’dan vergilendirilebilir. Üst paragrafta belirttiğim gibi Biden orta yolcu olsa da parti içinden destek şartı olarak teknoloji şirketlerine yönelik parçalama taleplerini veya sert sınırlamalar getirme isteklerini gönülsüz de olsa yerine getirebilir. Yeşil ekonomiye geçiş (ESG) adımları hızlanacağı gibi petrol sektörüne yönelik daha katı düzenlemeler de devreye girecektir. Federal topraklarda yapılan kaya petrolü aramaları durdurulabilir. Öte yandan piyasanın “umduğu” gibi önceki haftalarda Senatodan dönen 600 dolarlık çeklerin 2000 dolara yükseltilmesi konusu yeniden gündeme gelecektir. Bu kısa özetten de anlaşılacağı üzere Senato üzerinde Demokrat Parti kontrolünün artması yeni kazananlar ve kaybedenler yaratacak.
Son olarak ABD’de 6 Ocak günü yaşananlara da kısaca değinmek isterim. 5 Haziran 2020 tarihli ABD’de Yaşananlar Bir Sürpriz mi? https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/ abdde-yasananlar-bir-surpriz- mi/471990 başlıklı makalemi “Kısacası ABD’de yaşananlar bir sürpriz değil, dinamikleri uzun süredir var olan bir gelişme. Ve seçimlerle de çözülecek gibi durmuyor.” cümleleri ile bitirmiştim. Sosyal olayları inceleyen pek çok bilim insanı uzun yıllar önce gerekli uyarıları yapmıştı. Devamında neler olacağı da pek bilinmeyen bir sır değil.