Laleli Sanayici ve İş İnsanları Derneği (LASİAD) Başkan Yardımcılarından, Laleli’deki Gold Hotel’in sahibi İrfan Akbaş, LASİAD’daki Başkan Yardımcılarından, Karaköy’deki Hotel Momento’nun sahibi Ercan Çelik’e takıldı:
- Sen burada 30 oda satınca, otelin neredeyse yüzde 100 doluluğa yaklaşıyor. Aynı şey benim için söz konusu değil.
İrfan Akbaş, LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, Başkanvekili Muhammed Sancaktar’ın ve danışmanları katıldığı, Hotel Momento’nun terasındaki Tershane adlı mekanda buluştuğumuzda Laleli’deki genel iş temposunun çok düştüğünü anlatırkenErcan Çelik’e takılıp sıkıntıyı ortaya koydu.
Ercan Çelik, Hotel Momento Beyazıt’a işaret etti:
- İrfan kardeşim, malum bizim de Beyazıt’ta otelimiz var. O da sizinki gibi 45 odalı. Şunu belirtmeliyim ki Karaköy’deki 35 odalı otelimizden Beyazıt’a oranla memnunuz.
Akbaş, Laleli’deki durumu fiyatla da anlatmaya çalıştı:
- Beyazıt’ta iki kişilik odayı kahvaltı dahil 60-70 dolara zor satıyoruz.
- Geçen yıla göre doluluk yüzde 20 düştü. Fiyatlarda da düşüş oldu. Buna karşılık maliyetlerimiz 1’e 3 arttı.
Gıyasettin Eyyüpkoca’ya Laleli’deki ihracata dönük işlerin parasal boyutunu sorduk, tahminini paylaştı:
- Yıllık 2-2.5 milyar doları zor buluruz.
LASİAD Başkanı, Başkanvekili ve iki Başkan Yardımcısını birlikte dinlediğimiz meslektaşımRuhi Sanyer hemen cep telefonundan Merkez Bankası’nın sitesine girip tabloya baktı:
- 2021: 3 milyar 638 milyon dolar
- 2022: 3 milyar 384 milyon dolar
- 2023: 1 milyar 743 milyon dolar (geçici veriler)
- 2024 (Mayıs itibariyle yıllık): 1 milyar 568 milyon dolar
Gıyasettin Eyyüpkoca, iç geçirdi:
- Laleli, Körfez krizi sonrasında 15 milyar dolar görmüştü…
Ardından COVID-19 pandemisi günlerine işaret etti:
- Pandemide bize inanılmaz talep geldi. Ancak, maalesef müşteriyi kalıcı hale getirecek strateji yerine günlük düşünüldü, sabah-akşam fiyatlarına zam yapanlar oldu.
Sık sık kullandığı bir deyimi bizimle sohbette de yineledi:
- Aslında en büyük sorunumuz “ahlaksızlık enflasyonu”…
Laleli’nin tekstil-hazır giyimle ilgili mevcut durumu konusunda şu benzetmeyi yaptı:
- Hazır giyim sektörü Corona oldu, Laleli’ye de bulaştırdı. Bizi ölümden koruyacak bir aşı gerekiyor.
Yılda iki kez Çin’e gittiğini bildirdi:
- Çin seyahatimde ürün yelpazesini, fiyatları incelerim. Çinli üreticiler devlet desteğinin de verdiği rekabet gücüyle bizden daha ucuza satış yapabiliyor.
Ruhi Sanyer, LASİAD yönetimine Laleli’nin eski günlerini anımsatmak için Merkez Bankası sitesinde yer alan tabloyu yeniden açıp yıllık ihracat verilerinde 2006’ya kadar uzandı:
- 2006: 6 milyar 408 milyon dolar
- 2007: 6 milyar dolar
- 2008: 6.2 milyar dolar
- 2009: 4 milyar 783 milyon dolar
- 2010: 4 milyar 951 milyon dolar
- 2011: 4 milyar 424 milyon dolar
- 2012: 6 milyar 290 milyon dolar
- 2013: 7 milyar 440 milyon dolar
- 2014: 8 milyar 618 milyon dolar
- 2015: 5 milyar 506 milyon dolar
- 2016: 5 milyar 140 milyon dolar
- 2017: 6 milyar 201 milyon dolar
- 2018: 4 milyar 623 milyon dolar
- 2019: 4 milyar 985 milyon dolar
- 2020: 2 milyar 191 milyon dolar
Aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi de olan LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, yeniden fiyat tutturabilmenin yolunun önemli ölçüde döviz kurundan geçtiğinin altını çizdi:
- Döviz kurunda enflasyonla paralel artış olmalı…
Doların, Euro’nun yükselmesi Laleli’yi yeniden bırakın Körfez Krizi sonrasındaki 15 milyar doları, 2014 yılındaki 8.6 milyar dolarlık düzeye taşıyabilir mi?
Laleli’yi “ölümden koruyacak aşı”, sadece kur artışı mıdır?
LASİAD Başkan Yardımcısı, Momento Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Çelik, LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca’nın vesile olduğu buluşmada Karaköy’deki Hotel Momento’nun binasını 2016 yılında satın aldıklarını belirtti:
- Bina geçmişte İtalyan bankası Banco Di Roma’ya aitmiş. Daha sonra bir holdingin merkezi olmuş. Sonrasında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) geçmiş. Biz oradan satın alıp otele dönüştürdük.
Otelin terasındaki restorana değindi:
- Tershane adlı restoranımızda Osmanlı-Türk mutfağının önde gelen ismi Vedat Başaran ile ortağız. Restoranın konseptini Vedat Bey belirledi.
Otellerine “Momento” adını neden koyduğunu merak ettim, yanıtladı:
- Asıl işimiz hazır giyim. Kadını dış giyimi ağırlıklı çalışıyoruz. Oradaki markamız da “Momento” idi. Beyazıt ve Karaköy’deki otellerin adını da “Momento” yaptık. Yani, markamızı hem hazır giyimde, hem de otellerde kullanıyoruz.
Divan Grubu Genel Müdürü Murat Tomruk davet etti, küçük bir grup meslektaşımla birlikte Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç’un “hayalindeki restoran” olarak bilinen “Telezzüz”de buluştuk.
“Lezzet alma, tadını çıkarma” anlamına gelen Arapça-Osmanlıca izleri taşıyan “Telezzüz”ün Abdülmecit Köşkü’nün yanı başında, Koç Topluluğu Spor Kulübü tesislerinin bulunduğu alanda hizmet veren restoranın adı olarak belirlenmesinde Ömer Koç’un ilgisinin rol oynadığını anladık.
Murat Tomruk, “Telezzüz”ün şefi Bahtiyar Büyükduman’la tanıştırdı. Daha önce Ömer Koç’un mutfağında da görev yapan Büyükduman, arkeoloji eğitiminden sonra gastronomiye yöneldiğini anlatıp, “vegan” restoranda kullandıkları sebzeleri kendi bahçelerinde yetiştirdiklerini bildirdi:
- Ben de 11 yıldır veganım. Yani, veganların taleplerini daha iyi anlayabiliyorum. Sunduğumuz yemeklerdeki sebzeleri restoranın bahçesinde yetiştiriyoruz. Her sebzeyi mevsiminde yetiştirmeye özen gösteriyoruz.
Murat Tomruk ve Şef Bahtiyar Büyükduman’la sohbet ederken restoranın duvarlarına göz gezdirdik. Başta özel Atatürk portreleri olmak üzere eserlerin büyük bölümünün Ömer Koç’un koleksiyonundan olduğunu öğrendik.
Büyükduman, “atıksız mutfak” iddiasıyla çalıştıklarını, karbon ayak izine hassasiyet gösterdiklerini ifade ederken Murat Tomruk, atıklarla ilgili şu bilgiyi verdi:
- Atıkların tamamı makineden geçiyor, kompost gübre haline geliyor. Bu gübre, Abdülmecit Köşkü’nün içinde yer aldığı 120 dönümlük arazinin yeşil alanlarında kullanılıyor.
Söz atıklardan açılmışken şu noktanın altını çizdi:
- Divan Grubu restoranlarında, otellerimizin restoranlarında “akıllı tartı”ya geçtik. Bu tartı ile müşterilerin tabaklarında artan, atığa gidenleri tartıyoruz, ölçüyoruz.
Bunun ne işe yaradığını şöyle açtı:
- Müşterilerin tabaklarında en çok nelerin kaldığını, bırakıldığını izliyor, ölçüyoruz. Bu da bize tabakları daha ölçülü, atık bırakılmayacak miktarda tutabilme konusunda fikir veriyor.
Akıllı tartı, restoranlardaki, otellerdeki gıda israfını biraz olsun azaltmada etkili rol oynar mı?
Müşteri, “önce gözüm doysun” alışkanlığından vazgeçer mi?
Akıllı tartı, açık büfe yemeklerdeki israfı da önleyebilir mi?