Sektörün yükselenleri, düşenleri ve kurumları         

Fehmi KÖFTEOĞLU BU AÇIDAN

Seyahat endüstrisi grupları, Avrupa ve yükselen Asya’da konaklama alanına ağırlık koyuyor. Bu alana yönelik peş peşe yeni markalar geliştiriyor. Gruplar şimdi varlık ve güçlerini bünyelerindeki seyahat acentesi zinciri ve sayısı ile değil otel sayısı ile ifade ediyor.                 

Tur operatörlerinin diğer alanlardan çıkıp konaklama alanına odaklanması örgütlü olduğu kurumların da zayıflamasına neden oluyor.              

Avrupa seyahat endüstrisinin bugün itibariyle sektörün lokomotifi konumunda olan iki ülke; Almanya’da seyahat acenteleri ve tur operatörleri örgütü DRV ve İngiltere’deki tur operatörleri birliği ABTA on yıldan beri sürekli kan kaybediyor.   

Bunun önemli nedenlerinden biri 150 yıl önce Thomas Cook ile başlayan organize tur düzenleyerek üretici (Otel, uçak vb) ile tüketici arasında sözlük karşılığı aracılık olan seyahat acenteliği mesleğinin günümüzde devre dışı kalmasıdır.              

Nitekim Avrupa’da ve dünyada seyahat acentesi sayısı azalıyor.               

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy 6 Ekim 2020’de bir grup seyahat acentesinin ile yaptığı toplantıda; “Bakın söylüyorum. Dijital dünya hepimizi yutacak. Ona göre önlem alın” demişti. Bu arada ilginçtir, dünyanın her yerinde seyahat acenteleri azalırken Türkiye’de artıyor.              

Almanya’da acente sayısı 11.200’den 9 bine, İngiltere’de 9.563’ten 7.362’e Yunanistan’da 4.700’den 3653’e, Avusturya’da 2.803’ten 2.300’e geriledi. Benzer durum Belçika, Romanya, İsviçre, İsveç, Danimarka, Norveç, G.Kıbrıs Rum kesimi, Estonya ve diğer ülkelerde de yaşanıyor.              

Türkiye’de ise acente sayısı son 5 yılda neredeyse ikiye katlanarak 2020 yılı sonu itibariyle 12.269’a ulaştı.              

Kasım ayında yapılacak TÜRSAB Genel Kurulu’nda ister mevcut yönetim ister bunun dışında aday olanlardan kim seçilirse seçilsin, seyahat acenteliği meslek olarak bittiği için meslek örgütünün başında kim olursa olsun mesleğin kendisi ile ilgili durumun değişmeyecek Mesleğin kendisi bittiği için örgütün başında; ister daha önce bu görevi çok iyi yapmış olanlar, ister şimdi yönetimde olanlar, ister yönetime talip olarak ortaya çıkacaklar, hata bulunduğu kamu görevini kullanarak mevcut yönetime karşı aday çıkarma lobisi yürüten Bakan Mehmet Ersoy’un bırakalım adayını, bizzat kendisi TÜRSAB’ın başına gelse bu durum değişmez.             

Geçmiş dönemde bu görevde bulunanlar şimdi yargıya taşınmış uygulamalarıyla bu makamı özel çıkarları için kullandı. Meslek örgütünü holdinge dönüştürenler kurumun olanakları kendilerine kullanmaları sonucu TÜRSAB’ın kasası da boşaldı.   

Sonuç olarak seyahat acenteliği bitmiş bir meslek. TÜRSAB da bitmiş bir mesleğin örgütü. Bu nedenle başında kim olursa farketmez.          

Durum bu iken neden her türlü ahlaki değer çiğnenerek TÜRSAB yönetiminde olmaya bu kadar istekli olunuyor?

Tüm yazılarını göster