Seçime kadar… Bugünlerde hangi kapıyı açsanız; “seçime kadar…” sözünü duyuyorsunuz. Anlaşmalar, beklentiler, para hareketleri kendini seçime kadar ayarlamış durumda. Ücretli de emekli de… Herkesin seçime kadar borsa senaryosu;
“Seçime kadar hissede kal, trendden yararlan” söyleminin ardına takılan borsaya koşuyor. Her halka arza adeta garanti kazanç gözü ile bakıyor, balıklama atlıyor. Olumsuz senaryo mu? Zaten seçimde çıkılacak ya... Zirveden kâr alınıp çıkılır havası... Unutulmamalı ki yükseliş varsa herkes onun sanal büyüsüne kapılır ve düşüşleri unutur. Oysaki borsanın doğasında yükselişler kadar düşüşler de vardır.
Herkesin seçime kadar dolar senaryosu;
“Seçime kadar yatayda kal” söylemi hemen hemen bütün dolara dokunanların dilinde... Kuru nerede ise sabitlemiş gibiler. Ekonomi yönetimi demek ki istediğinde kurda öngörülebilirliği sağlıyormuş. Söylemler açık ve net, sürpriz yok… Herkes kendini sabit kura göre ayarlamış gibi. İşler mi?
Seçime kadar…
Herkesin seçime kadar faiz senaryosu
Faiz mi dediğiniz? O tek hanede. “Faiz tek hanede kalır mı peki?” İşte cevabı; “seçime kadar…”
İKİ SORU İKİ CEVAP
Seçimden önce ne olacak?
Genişleyici para politikası, kredi patlaması, KGF 2.0, ücretlere zam, kamu zamlarına fren, vergi indirimleri, yüksek büyüme görüntüsü ve müjde yağmuru. Yalancı bahar, sahte refah, balo havası…
Seçimden sonra ne olacak?
Sıkı para politikası, çok haneli faiz, enfl asyonla kapsamı mücadele programı, kaşıkla verilenleri kepçeyle geri alma dönemi, Merkez Bankası’na bağımsızlık aşısı, TÜİK’i gerçeğe yakınsatma…
not
HERKESİN İNANDIĞI GENELDE ÇIKAR MI?
Hem evet, hem hayır… Bu, neye inandığınıza bağlı olmanın dışında değişim ve kırılımların şiddetine bağlıdır. Eğer eline içi bilye dolu koca kavanoz alıp insanlara “içinde kaç bilye var?” diye sorarsan ve denek sayısını yeterince yüksek tutarsan, gerçeğe çok yakın sonuç elde edebilirsin.
Bunda şaşılacak bir şey yoktur. Zira büyük sayılar kanunu zaten bunu önerir. Zira kavanoz da içindeki bilyeler de değişmemiştir. Fakat söz konusu ekonomi gibi karmaşık ve geleceği etkileyecek yığınca belirsizlik varsa, saçmalama katsayımız artacaktır.
Buna; “Parmenides Körlüğü” deriz. Filozof, 2500 yıl önceden bugüne seslenir ve der ki; “geleceği tahmin ederken körlük yaşarız. Zira bugünü olduğu gibi yarına uzatırız, kaotik kırılımları öngöremeyince, yanılırız.” Gerçekler bizim inancımızdan bağımsızdır. Herkes bir yanlışa inansa da o inanç, doğrulanmış olmaz. Argumentum ad populum denir bu hataya. Herkesin seçim sürecine dair kafasında oluşturduğu senaryo benzeşiyor olsa bile gerçekleşme, bu süreçte yaşanacak kırılımlara, değişimlere bağlıdır.
Stephen Hawking’in hayatını konu alan filmin başlığı; “Her Şeyin Teorisi” idi. Evrendeki her şeyi açıklayabilecek bir kuram önerilmesine rağmen, bunların hiç biri deneylerle doğrulanmamış veya yanlışlanamamıştı.