Seçim dönemlerinde ekonomi politikalarının rasyonel zeminden uzaklaşması uzun erimli yapısal dönüşümün önündeki en büyük engel.
Siyasi kaygılar maalesef ekonominin, toplumun gerçek sorunlarına çözüm üretememenin yarattığı sıkıntıdan kaynaklanmıyor. Tam tersine yapısal sorunların çözümüne yönelik atılması gerekli adımların barındıracağı düşünülen siyasi riskler hep göz önünde tutuluyor. Bu kaygı bozukluğunun seçim dönemlerinde daha da artması en büyük sorunumuz. Ekonomik istikrar hedefleri ile plan ve programlara gayet güzel yazdığımız yapısal sorunlara çözüm için yapılacaklar, seçim takvimleri arasına sıkışmış şekilde ilerletilmeye çalışılıyor. İktidarın her seçim öncesi aldığı seçim ekonomisi pozisyonuna, siyasetin muhalefet kanadının el yükselterek yaptığı unutulmaz katkılar, yapısal sorunlara çözümle ilgili dikkat dağınıklığını daha da artırıyor. Seçim dönemlerinde ekonomi politikalarının rasyonel zeminden uzaklaşması uzun erimli yapısal dönüşümün önündeki en büyük engel. Seçim sonuçları yeni bir seçim ya da referandumu önümüze koymazsa 31 Mart seçiminin ardından ufukta dört yıllık seçimsiz dönem görünüyor.
1 Nisan’dan sonra yapılacaklar listesi
Seçim sonrası nelerin yapılması gerektiği bilinmesine rağmen, bu adımların nasıl atılacağı seçim sonucuna göre şekillenecek. 28 Mayıs genel seçim, cumhurbaşkanı seçiminin akşamı yeni hedefin 31 Mart seçimleri olduğunu öğrenmiştik. Sonuçta işaret edilen yerel seçim olduğu için Haziran’dan itibaren yeni ekonomi yönetimi para politikası alanında hızlı adımlar atabildi. Politika faizini yüzde 45’e çıkaran TCMB yeni başkanıyla para politikasına destek verecek mali politikaları beklemeye başladı. Seçim sonrası kısa dönemde atılacak adımların büyük ölçüde Maliye alanından gelmesi bekleniyor Seçim sonrası beklentilerle ilgili şöyle bir liste yapabiliriz:
Elektrik, doğalgaz başta olmak üzere kamu zamları
TCMB’nin beklentisi doğrultusunda KDV, ÖTV dışında, yeni doğrudan vergi alanlarına yönelinmesi (kripto para, ikinci konut vb.)
Muafiyet ve vergi teşviklerinin bazılarının ayıklanması
Enflasyonun düşüşe geçmesi beklenen yılın ikini yarısında kamunun yönettiği fiyatlar, dolaylı vergilerle ilgili Mali yol haritası açıklanması
İhracatçıların hızlı kur artışı beklentileri karşısında ekonomi yönetiminin izleyeceği kur politikasını netleştirmesi
Kredi kartlarında TCMB’nin de altını çizdiği kısıtlayıcı önlemlerin kapsamının açıklanması
Mayıs’ta enflasyonun tırmanması beklenirken asgari ücrette yıl içinde düzeltme olmayacağının açıklanması (TCMB’nin talebi)
Ücretlilerin gelir vergisi dilimlerinde düzenlemeye gidilebileceği
TL tasarruf imkânlarının genişletilmesi
Mutluluk resminde hayat pahalılığı pek önemsenmemiş…
Hissettiğimiz enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezilirken mutluğumuzun hızla artması çelişkili bir durum. TÜİK geçen hafta “Yaşam Memnuniyeti Araştırması, 2023” sonuçlarını açıkladı. Ülkemizde 18 yaşın üstündeki vatandaşlardan mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı 2022 yılında 2023’e göre 3 puan birden artmış. 2023 yılında Türkiye'nin %52,7'si mutlu. Hayat pahalılığı ülkenin en büyük sorunu ve böyle görenlerin oranında da hızlı bir artış var. Vatandaşlar olarak hissettiğimiz hayat pahalılığı artarken kendimizi giderek daha mutlu hissetmemizi sosyologların bilimsel olarak açıklaması gerektiğini düşünüyorum. Hayat pahalılığını en önemli sorunlarak görenlerin oranı 2020 yılana göre 15,5 puan, 2021’e göre 5,7 puan, 2022’ye göre de 0,8 puan olmak üzere düzenli olarak artmış.
Ekonomide hedefler nasıl bu kadar şaşıyor?
Seçim sonrası daha disiplinli olması beklenen ekonomide atılacak adımları düşünürken Türkiye’nin son 5 yıllık rasyonel zeminden sapma sicilini yeniden hatırlamakta yarar var. Büyük ölçüde siyasi tercihlerin ve seçim ekonomisin etkisiyle uzun, orta ve kısa vadeli hedefler büyük ölçüde şaşıyor. TEPAV’da yer alan Prof.Dr.Hakkı Hakan Yılmaz geçen yıl plan ve program hedefleri üzerinden yaptığı çalışmayı 2023 OVP’yi baz alarak güncellemiş. Son veriler hedeflerin nasıl açık farkla ıskalandığını ortaya koyuyor. Prof.Dr.Yılmaz’ın çalışmasında projeksiyon ve gerçekleşme tahminleri uzak, orta ve yakın olmak üzere üçlü ayrımda ele alınıyor. Seçilmiş dört temel gösterge (Enflasyon TÜFE, ABD Doları döviz kuru, Büyüme, Petrol fiyatı) üzerinden yapılan hesaplamalara göre son 5 yılda uzak tahminlerde çok büyük sapmalar kaydedildi. TÜFE tahmini %643,7, ABD doları tahmini %97,5 saptı. Brent Petrol fiyatı tahmini 22,5, Büyüme tahmini ise 5 yılda -%4,7 yanıldı. Aşağıdaki tablo-grafikte orta,uzun,yakın dönem sapmalar yüde olarak şöyle gösteriliyor.