Seçim sonrası halkı ve sanayiciyi neler bekliyor?

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Seçimler 14 Mayıs’ta yapılacak ve muhtemelen 28 Mayıs’a sarkacak. Peki, sonra? İlk 100 günü beklerken hiçbir şey yapılmayacak. Oy sayımı, tasnifi, 5-7 haftalık hükümet değişim dönemi de cabası... Bu araf hali yerel seçimlere kadar devam edecek. Bu süreçte sanayici ve halkı neler bekliyor?

HALK ENFLASYONLA MÜCADELEYE NASIL ÇALIŞACAK?

Halkı yüksek enflasyonun sürdürüldüğü bir dönem bekliyor. Peki, bu dönemde halk ne yapacak? Söyleyeyim; fiyatları takip edecek, neyi nereden ucuza alırım diye bakacak. Daha düşük markalara yönelecek, indirimlerin peşinden koşacak. Balkonlarda bile sebze yetiştirilmeye çalışıldığına şahit olacağız. Zorunlu diyetler başlayacak. Eline her para geçen; mala, eve, karavana, altına koşacak.

SANAYİCİ ENFLASYONLA NASIL MÜCADELE EDECEK?

Sanayici çok daha zor koşullar altında iş yapmaya çalışacak. Her şeyden önce üretim maliyetleri artacağı için onları düşürmeye çalışacak. Fiyat politikaları gözden geçirilecek. Markalar farklı hedef kitleleri için ucuz ürün çıkarmak zorunda kalacak. Yeni pazar arayışları zorunlu olacak. Herkes gereksiz borçlanmadan uzak durmaya çalışacak. Finansa erişimi başarabilen ise serpilecek, büyüyecek.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Enflasyonun kronik hale gelmesi ne demektir?

Yüzde 40-60 bandında yıllarca takılıp kalması demektir. Tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi, yıkıcı seçim ekonomisinin etkileri, parasal genişleme dediğimiz banknot matbaasının ortalığa para saçması, muhalefeti dâhil siyasetin vaat yağmuru… Bu kadar kükreyen ekonominin enflasyon sağanağı kaçınılmazdır.

Seçim sonrası yurtdışından para gelirse sorun çözülmez mi?

Gelecek olan paranın türü önemli… Sıcak para dediğimiz kısa dönemli sermaye girişi, ekonominin borçlanma ihtiyacından yararlanıp çok kazanacak. Ancak doğrudan sermaye yatırımları çekebilirsek ve bu yatırımları doğru kanalize edersek, elbette enflasyonun gerilemesinde etkili olacaktır. Fakat gelen parayı itibara (!) ve betona gömersek, dış kaynağı da heba etmiş oluruz.

NOT

BATMAYIZ AMA SÜRÜNÜRÜZ

Yavaş giden de yol alır. Bu ifade, birçok durumda başarısızlığa rağmen direnmeyi, mücadeleyi sürdürmeyi ve ayakta kalmayı ifade eder. Tıpkı bir gemi gibi. Batmayıp sürüklendiği durumlarda dahi gemiler, en kötü durumda olsa bile yüzeyde kalır ve bir şekilde yoluna devam eder. 

Biz de mali açıdan felaketlere doğru yol almayacağız belki ancak ilerlememiz yavaş olacak. Enflasyonumuz %50’lere demir atacak. Hayat pahalılığını uzun süre konuşacağız.

Seçim sonrasına umut bağlayanlar için söyleyeyim enflasyonla mücadele etmemiz ancak Nisan 2024 sonrasına kalacak. Peki, bu neye mi neden olacak? Enflasyon kronik hale gelecek. Tek hane söylemleri, kulağa hoş gelen slogandan öteye varmayacak.

Şurası kesin; böylesine üretim kabiliyeti olan ve dinamik bir ülke batmaz. Ancak sürünmemiz de kaçınılmaz. Zira tercihi; dünün bakışı ve günün popülizmi olanın, daha iyi bir yarın kurma şansı yoktur.

Tüm yazılarını göster