Ülkemizdeki seçim ekonomisi uygulamaları, büyümeye yönelik tahminlerin revize edilmesine neden oluyor. Kredi kuruluşları yıllık tahminlerini, hükümetin seçim için atacağı adımları da dikkate alarak yeniden gözden geçiriyor. Kurumlar dünyada küçülmeye, Türkiye’de ise büyümeye vurgu yapıyor.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'ye yönelik bu yılki büyüme tahminini %4,5'ten %5,2'ye çıkardı. Küresel büyüme tahminini ise %2,9'dan %2,4'e çekti. Tıpkı ekonomi politikaları ve faizde olduğu gibi büyümede de dünya ile kendimizi ayrıştırmış bulunuyoruz.
GÜÇLÜ TÜKETİM VE İHRACAT
Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerin de yer aldığı Fitch raporunda, ülke ekonomisinin güçlü tüketim ve ihracat artışıyla bu yılın ikinci çeyreğinde güçlü bir şekilde büyüdüğü vurgulanıyor. Fitch, haziran ayında yaptığı tahminlerde, Türkiye'nin bu yıl %4,5, 2023'te %3 ve 2024'te %2,9 büyüyeceğini öngörmüştü.
Ancak ihracattaki güçlü gidiş vurgusu, bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Avrupa’nın bu kış yaşayacağı enerji kâbusu ile Türkiye’den siparişleri azaltacağı riski son derece yüksek. Bu durumda ihracatın büyümeye vereceği destek, sınırlı kalabilir. Kısaca tüketerek kendimizi büyütebileceğiz.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Türkiye ekonomisine yönelik büyüme tahminlerinin yükselişe işaret etmesi önemli değil midir?
Elbette önemlidir. Ancak büyümede “tüketim” öne çıkıyorsa bu büyüme sürdürülebilir değildir. Enflasyonist ortamda tüketim yavaşladığında büyüme de yavaşlar. Türkiye ekonomisindeki bazal büyüme hızı %5’tir. Daha düşük büyüme; işsizlik ve fakirlik, daha yüksek büyüme ise dışarıdan gelen kaynağa dayandığı için yüksek kur, yüksek enflasyon, yüksek CDS, yüksek kırılganlık üretecektir.
Büyüme sürdürülebilir midir?
Türkiye ekonomisi yılın 2. çeyreğinde %7,6 büyüme kaydetti. Bu büyümeyle Türkiye, Suudi Arabistan'ın ardından G20 içinde en hızlı büyüyen ikinci ekonomi oldu. Birinci çeyrekte olduğu gibi, enflasyondaki hızlı artış sonucu öne çekilen tüketimin etkisiyle hane halkı tüketimi büyüme rakamında etkili oldu. Enflasyon korkusu büyümeyi körüklüyor. Bu sürdürülebilir değil.
NOT
BÜYÜMEK İÇİN BÜYÜMEK KANSERLİ HÜCRENİN İDEOLOJİSİDİR
Ekonomideki büyüme; milli gelir artışıdır. Belirli bir zaman süresince, misal bir yıl içinde üretilen mal ve hizmet miktarındaki artışı anlatır. Ancak büyüme farklı, şişme farklı şeylerdir. Eğer milli gelir artışı enflasyon üretiyorsa buna şişme demek daha doğrudur.
İstihdama yaramayan, hayatı pahalılaştıran büyümenin kalitesi sorgulanır. Türkiye enflasyon üreten büyümeye sahip. Tüketerek büyümek, sürdürülebilir olamaz. Üretmek gerek…
İhracat için de buna mecburuz. Bunun da yolu, yabancılar dâhil, yatırımların ivmelenmesinden geliyor. Tüketerek büyü, tükenince dur… Bu bitmemiş senfoniyi bitiremedik gitti.
Gördüğüm; hükümetin piyasayı paraya boğacağı… Bu sayede sahte refah oluşacak. Tüketimin tırmandırdığı yüksek büyüme ile seçime gidilecek. Kredi kuruluşları, bu gerçeğin farkında ve “büyümek için büyümek” üzerine kurulu yeni politika, tüm faturayı seçim sonrasına aktaracak.