Geçen hafta Finlandiya’nın kuzeyinde katıldığım “Porsche Buz Deneyim” eğitimlerinde en çok konuşulan konu, elektrikli Taycan ile benzinli 911’lerin arasındaki çok büyük performans farkı idi. Termik motorluların devri kapacak mı, diye tartışırken, sentetik yakıtların yalnızca havadan yakalanan karbondioksiti kullanmanın değil, aynı zamanda içten yanmalı motorların ömrünü uzatmanın da bir yolu, olabileceğini hatırlattım…
Karbondioksidi yakıta dönüştürme yolunda en ileri giden markalardan ikisi Porsche ve Audi, geçtiğimiz yıl Şili'de Siemens Energy ortaklığında verimliliğin düşük olmasını göze alarak büyük bir cesaretle pilot eFuel fabrikasının temellerini de atmışlardı.
Şimdiye kadar, karbondioksidi yakıtlara dönüştürme sürecinin çok enerji tüketmesi, maliyetli ve pratik olmaması, sorunlu bir çözüm olarak görülüyordu. Ancak, Stanford Üniversitesi'ndeki kimya mühendisleri tarafından geliştirilen rutenyum bazlı bir katalizör yardımıyla CO2 ve hidrojen moleküllerinin reaksiyona girmesinin sağlandığı çığır açan bir buluş gibi bir çok yepyeni fikir, eFuel'i uygulanabilir bir çözüm haline getirmek için verimliliği artırmaya yardımcı olabilir.
Aslında bilinen bu teknoloji, atık CO2 ve hidrojeni, tümü yakıt kaynağı olarak kullanılabilen metan, propan ve hatta bütan zincirlerine dönüştürürken, bu keşfin elde edebileceği ölçek ve verimlilik oyunun kurallarını değiştirebilir.
Stanford’tan Matteo Cargnello, “Basitçe; benzin üretebiliriz!.. Olabildiğince fazla karbon yakalamak için sekiz ila oniki karbon atomlu zincirler idealinde en uzun zincirli hidrokarbonlar gerekiyor…” diyor.
Mevcut teknolojilerle bunu başarmak mümkün olsa da; aşırı yüksek sıcaklıklara ve basınca ihtiyaç duyulması, tüm süreci oldukça pahalı hale getirirken; Cargnello ve yardımcısı Chengshuang Zhou, özel bir organik polimerle kaplanmış bir rutenyum katalizörü kullanarak karbon monoksit ve hidrojenin reaktivitesini en üst düzeye çıkardılar. Bütanın dört karbon uzunluğundaki zincirlerini, bin kat verimlilikle oluşturdular.
Bu fikir, CO2 - eFuel dönüştürme için umut verici bir olasılık gibi görünse de; aslında, gazlı yakıtlardan daha kararlı olan daha benzin ve aynı zamanda plastik yapımında kullanılan olefinler gibi yakıt olmayan maddeleri de içeren uzun karbon zincirlerine ulaşmak amaçlanıyor. Bu şekilde karbon, atmosferdeki karbondioksit seviyelerinde önemli bir azalmanın önünü açacak uzun süre hapsolmuş halde kalabilir.
Bu çığır açan katalizörün CO2'yi verimli şekilde yakıta dönüştürebilmesi, şimdiye kadar bulunabilirliği zayıf olan sentetik yakıtların araç trafiğini iklim dostu hale getirmek için gerçekçi alternatif olduğu düşüncelerini güçlendirmeye başlıyor.
Audi ve Porsche’nin Şili Haru Oni eFuel tesisinin kapasitesinin katlanarak büyüyebileceği de, akla geliyor.
2025 yılına kadar satılan araçlarının yarısının elektrikli olmasını planlayarak elektrikli geleceğe yaptıkları yatırımların yanında içten yanmalı motorlarının efsanesini de sürdürmek isteyen Porsche’nin Ar-Ge şefi Dr. Michael Steiner, “Yalnızca elektrikle yeterince hızlı ilerleyemezsiniz… Mevcut araçları sürdürülebilir bir şekilde kullanmak istiyorsanız; sentetik yakıtlar, temel bileşendir." diyor ve içten yanmalı motorların daha uzun yıllar otomotiv dünyasına hakim olmaya devam edeceğine inandığını belirtiyor.
eFuel, yenilenebilir enerji kullanılarak CO2 ve hidrojenden üreterek, özellikleri bakımından kerosen, dizel veya ham petrolden işlenen benzinden farksız, gelecekte hem yeni hem de eski modellerin yararlanabileceği iklim açısından nötr bir ideal yakıt yapılabilir.
Böylece Porsche’nin termik motoru ürün yelpazesinden çıkarmayacağını ve sadece hibrit ve elektrikli otomobillere odaklanmayacağını, hatta bu üç tahrik teknolojisinin yanında hidrojen yakıt hücreli sistemleri düşünmediğini de anlıyoruz.
Bahsettiğimiz gibi yeni eFuel teknolojileri ve rüzgar gibi seçenek enerjilerle “yeşil yakıt” üretecek fabrikaların sayıları, her gün artmaya başlıyor.
Şu anda; rüzgar enerjisiyle düşük elektrik maliyeti oluşturularak, yeşil hidrojenin üretiminde elektrolizörler suyu oksijen ve hidrojen bileşenlerine ayırıyor, CO2 havadan filtreleniyor ve sentetik metanol oluşturmak için yeşil hidrojenle birleştiriliyor. ExxonMobil’in metanolden benzine teknolojisi kullanılarak, yenilenebilir metanol iklim dostu yakıta dönüştürülüyor.
Porsche, rüzgar türbinleri, güneş enerjisi ve diğer iklim koruma önlemlerine küresel olarak milyarlarca Euro yatırım yaparken, Esso Yenilenebilir Yarış Yakıtı’nı Porsche Mobil 1 Supercup yarış serilerinde yüksek performanslı motorlarıyla yarış koşullarında test etmeye başladı.
Şimdiye kadar ürettiği tüm spor otomobillerinin yüzde 70'i bugün hala yollarda olan Porsche, eFuel ile içten yanmalı motorlardaki fosil CO2 emisyonlarını yüzde 90'a kadar azaltmak istiyor.
İnovasyonda gelişen markalar, böyle öncü oluyorlar!