SUV ve kamyonetlerde, elektrikli ve plug-in hibrid araçlarda uzun yıllar Mitsubishi ismini, rekabetin en önlerinde görmüştük… 2009 yılında seri olarak üretilen ilk küçük elektrikli araç i-MiEV çok konuşulmuştu…
2013 yılından itibaren Outlander PHEV ile de, Japonya ve Avrupa'da Plug-In Hybrid pazarı lideri olmayı başarmıştı…
Japonya, Tayland, Çin, Endonezya, Filipinler ve Rusya'daki üretim tesisleri ve 30 bin çalışanıyla Mitsubishi Motors, tam bir küresel otomotivci…
Ayrıca Pajero Sport, L200, ASX, SpaceStar ve Eclipse Cross gibi modelleriyle 2019’da 1 milyon 127 bin adetlik üretim de gerçekleştirmişti.
Fakat, dün yapılan açıklamalarından Mitsubishi’nin Avrupa’ya artık yeni modellerini göndermeyeceğini öğrenirken, 2019’da 172 bin adet sattığı İngiltere ve Avrupa pazarlarından muhtemelen çekileceğini de anladık…
Mitsubishi’nin “Küçük fakat Güzel” diye adlandırdığı yeni 2020-2022 Orta Dönem İş Planı’nda maliyet tasarrufu sağlayan önlemlerin ve şirketin genel küresel operasyonlarının yenileneceği anlatıldı.
Mevcut modellerin satışları, satış sonrası hizmetleri şimdilik, Avrupa ülkeleri ve İngiltere'de devam edecek… Fakat, yeni modellerin gelişi donduruldu!
Önümüzdeki iki yıl boyunca sabit maliyetlerini en az yüzde 20 oranında azaltma hedefleri içinde kaynaklarının çoğunu Güney Doğu Asya ve Avustralya yönünde kullanacak olan Mitsubishi’nin, Avrupa’da sadece yüzde 1'lik payına karşı, yüzde 6'dan fazla pazar payına sahip olduğu o ASEAN bölgesine kayması, aslında mantıklı…
Bu yeniden yapılanma planında markanın konsantrasyonunu "çekirdek bölgeler ve teknolojiler" üzerinde yoğunlaştırmak istediği gösteriliyor.
Mitsubishi Motors Corporation (MMC) CEO'su Takao Kato, “Stratejimizi çok yönlü genişlemeden çıkarıp, seçim ve konsantrasyona değiştireceğiz. Her şeyden önce, yapısal reformlarımızı tamamlayacağız ve rekabet alanlarımızı daha da güçlendireceğiz. Amacımız bu orta vadeli dönemi kesinlikle kâr yaratabilecek bir kurumsal yapı inşa ederek sonuçlandırmak.” diyor.
2020 yılını tamamlarken, küresel satışlarda yüzde 25 kaybın ardından 140 milyar ¥ yani 1.1 milyar Euro’dan fazla işletme kaybı ve 220 milyar ¥ yani yaklaşık 1.8 milyar Euro olağanüstü zarar bekledikleri de, ayrıca açıklandı. Bu yeniden yapılanma sürecinde de yıllık 360 milyar ¥ yani 3 milyar Euro’ya ulaşacak toplam net zarar ön görüyorlar.
Mitsubishi, her pazar için ayrı ayrı uzun vadeli kesin planlarından bahsetmemiş olsa da; yapılan açıklamalar, sektör içinde Mitsubishi’nin Avrupa’dan uzaklaşmasının başlangıcı olarak yorumlanıyor. Otomobil üreticilerini büyük bir baskı altında tutan mevcut ekonomik ortamın içinde; bir de Mitsubishi’nin büyük eksilerden oluşan finansal tahmininin yanında, güçlü rakiplerle aşırı doygun Avrupa pazarında işlerinin sürdürülemez olarak gözükmesine kimse yanlış diyemez.
Mitsubishi’nin mevcut modelleri, yeni rakiplerin karşısında yaşlanmaya ve rekabet edemez hale gelmeye başladılar. Aslında, çok sevilen modellerinin hızla rekabet eksikliğine ulaştığı değişen bir durum içinde olduğu fark edilen Mitsubishi, ayrıca önümüzdeki yıllar için yeni AB emisyon yönetmeliklerine uyamayacağını da, ya da düşük adetler için büyük yatırım yapamayacağını da fısıldıyor gibi…
Mevcut siparişlerin üretimi tamamlandıktan sonra, yeni modellerin dondurulmasıyla aynı markadan araç yenilemek artık mümkün olmayacak. Bu da, Mitsubishi Motors’un AB piyasasından çıkışıyla ilgili ilk duyurusu olarak bizleri düşündürüyor.
Avrupa olmadan sürdürülebilir büyümeyi amaçlayan, sağlam yönetim temeli gerçekleştirecek, maliyet rasyonalizasyonu ve kârlılığın artırılmasına odaklanacak, bir iş planı olur mu, dememek gerek…
Son 5 yılda net satışları yükselse de, operasyon kârlılığı 2016 yılında neredeyse sıfıra düşen Mitsubishi Motors’un 2017-2020 arasındaki “Büyüme için Sürüş” iş planı da sabit maliyetleri yüzde 30 yükselince tam olarak hedef tutturamamıştı. Şimdi ise; üretim kapasitesi optimizasyonu, bölgesel strateji ve ürün/teknoloji stratejileri ile sabit maliyetleri önemli ölçüde azaltacak kârlılığı başlatacak yapısal reformların, 2022 ile başlayacağı hesaplanıyor.
Sürdürülebilir büyümenin, sadece Avrupa pazarıyla bağlantılı olamayacağını, olmaması gerektiğini kabul etmeliyiz!..
Yüzde 15 dolaylı işçilik maliyeti, pazarlama harcamaları, amortisman, Ar-Ge, üretim noktalarının yeniden düzenlenmesi, ofislerin daraltılması ve yeni yönetim yapısı gibi her alanda kemer sıkmaya başlayacak olan MMC, işe kâr oranı düşük iş alanlarını ve hatta bayileri kapatarak başlayacak. Çin’de GAC ile olduğu gibi yeni bir elektrikli araç için ortaklıklar aranacak, Pajero’nun kendi fabrikasındaki üretim de bitirilip Okazaki’ye geçilecek olan Japonya’da satış ağı da düzenlenecek, çok markalı noktalarla işbirliği başlatılarak Kuzey Amerika ve Avrupa’da teşkilatlar küçültülmeye başlanacak. Ancak, sadece 13 yıl önce tüm gelirlerinin yüzde 78’i batılı ülkelerden iken, bugün Mitsubishi’nin ASEAN pazarlarından 5 misli gelir elde etmesi, bu kararların asıl sebebi…
İki misli büyüdükleri ASEAN’de pazar payları yüzde 10.6’yı yakalarken, Avrupa ve Kuzey Amerika’da pazar payları yüzde 1’in üstüne hiç çıkmadı… Hatta kendi ülkeleri Japonya’da bile yüzde 4.3’ten 2.1’e düştüler. Oysa Tayland’da 98 bin, Vietnam’da 43 bin, Endonezya’da 133 bin ve Filipinlerde 80 bin gibi adetlerle Güney Doğu Asya’da da 2022 sonunda 375 bini ve yüzde 11.4 pazar payını aşmayı mümkün görüyorlar. 2021’de yeni nesil Outlander lansmanının ardından 2022’de yeni L200 ve 2023’te hibrid Xpander MPV modeli dışında 2023 sonrası için sadece 4 yeni model hazırlanacak. Hatta ittifak üyeleri markalarla birlikte elektriklenme ve otonom teknolojilerin yanında yeni nesil bir dizel motor da, o Uzak Doğu pazarları için şimdiden geliştirilmeye başlanmış. Hafif ticari araçlarda Renault ve Kei-Car işinde Nissan üretimlerinden faydalanılacak… Çinli GAC ile Malezya, Myanmar, Afrika ve Güney Amerika için uluslararası işbirlikleri de başlatılacak.
Böylece bu yılın eksi yüzde 9.5’lik zarar, 2025 için yüzde 6 kâra çevrilmek isteniyor.
MMC’nin sadece Japonya’dan Afrika’ya çizeceği bir çizginin altındaki devasa bölge için de PHEV, HEV ve 4WD hatta OffRoad gibi rekabetçi teknolojilerini daha da geliştirerek ve Renault Nissan İttifakı ortaklarının teknolojilerinden yararlanarak yeni modellerinde kârlılığını artırabileceği ortada… MMC, bu teknolojileri entegre ederek, çevre dostu modeller üreticisi olmak istiyor.
“Küçük fakat Güzel” İş Planı:
1- Sabit maliyetleri 2019'a kıyasla yüzde 20 veya daha fazla azaltmak ve kârlılığı artırmak için çekirdek bölgelere ve teknolojilere yatırımı yoğunlaştırmak…
2- Yönetim kaynaklarının ASEAN'a odaklanması ve pazar payının yüzde 11'in üzerine çıkarılması…
3- ASEAN'dan sonra ikinci adımda Afrika, Okyanusya ve Güney Amerika'da iş geliştirme…
4- 2022 yılında yeni modeller lanse ederek, PHEV ve EV gibi çevre dostu model serisini güçlendirmek ve 2022'den itibaren ASEAN'da yepyeni SUV, kamyonet ve MPV gibi yeni modeller çıkarmak…
Düşük satışlardan dolayı 2003 yılında olduğu gibi Avrupa için yeniden “veda sahnesi” aydınlanmaya başlayan Mitsubishi Motors’un Türkiye’deki durumu için aslında çok güçlü olduğu L200 ile “ayakları sağlam” basıyor diyebiliriz.
Yıllardır 75.000 adetten fazla satılmış olan L200 sayesinde, Mitsubishi Motors’un en önemli Pick-Up pazarları arasında, dünyanın en büyük 20 Pick-Up pazarından birisi olan Türkiye, son 2 yıldır olduğu gibi 2020’de de en çok satılan, hatta rakiplerinin iki misli adetlere ulaşan bir pazar lideri!..
Ancak, Nissan’ın Navara’sını bile Avrupa’dan çıkardığı şartlarda, emisyon sebepleri L200’ü de etkileyecek. AB normlarını uygulayan Türkiye için yeni nesil bir motor yatırımı yapması, sadece ülkemize özel homologasyonla uğraşması hiç kolay değil… L200 olmadan Outlander, Space Star ve Eclipse Cross ise, Temsa bayilerini besleyecek nicelikte değiller...
Umarız, karamsarlığımızda yanılırız!.. Fakat, Mitsubishi Motors, Avrupa’dan ayrılıyorsa, Türkiye’de de duramayacaktır!
Temsa Global ve Fuso Canter konuları ise çok ayrı…