Önde gelen sanayi odalarından biri, müşterek meslek komiteleri toplantısını yapıyor. Sorunlar, çözüm önerileri belirlenecek ve ilgili makamlara iletilecek. 100’e yakın sanayiciden 20’si ardı sıra konuşuyor. Aralarında ‘İlk 500’de olan da var, küçükler de…
Döviz kurlarının seyrinin ihracatta rekabet gücünü budaması, “carry trade” nedeniyle faizlerin yüksekte kalmaya devam etmesi, yatırımdan uzaklaşma, ekonomide soğuma endişesi herkesin ortak paydası. Aynı şekilde üretimde eleman sorunu da böyle... Nitekim 19 sanayiciden 7’si nitelikli eleman sorunundan yakındı. “Sorunun artık bölgesel değil, ulusal olduğunun vurgulayan sanayiciler, “Vergi politikası küçük işletmelerde kayıt dışılığı teşvik ediyor.’, ‘Kayıt dışı istihdam vergi gelirlerini düşürüyor.’, ‘Kadınlar çalışma hayatına girmeye yeterince istekli değil.’, ‘Eleman açığı kapanacak gibi değil.’, ‘Sadece nitelikli eleman değil, niteliksiz eleman da yok.’, ‘ Ücretlerdeki dengesizlik, istihdam piyasasını bozuyor.’, ‘Herkes üniversite bitirme peşinde, meslek okullarına talep yetersiz.’, ‘Eğitim sistemi ile üretim arasında bağ yok’ gibi ulaştıkları sonuçları paylaştılar.
5 sanayici Çin rekabetine dikkat çekti. Çin’den yapılan ithalata karşı korunmak için yeni mekanizmalar üretilmesi, Çin’in ihracatçısına uyguladığı açık ve örtülü teşviklerin Türk ihracatçıya da sağlanması, Çin’den ithalata karşı doğan sorunları çözmek için ‘dayanışma masaları’ kurulması, Çinli üreticilere içeride süper teşvikler içeren imtiyazlı alanlar tahsisinden vazgeçilmesi gerektiği vurgulandı. Çin’in ardından Hindistan’ın da dikkate alınması gerektiğine de dikkat çekildi.
2 sanayici OSB’lerle ilgili konuştu. OSB’lerin uzun sürede kurulması, bu süreçte 17 kamu kuruluşundan evrak, bu kuruluşların altındaki 44 müdürlükten onay alınması, teşviklerin yetersiz olması, belediyelerin yatırım aşamasında zorluk çıkarması, astronomik arazi maliyetleri, yatırım için yetersiz arazi hacmi… Karayolu taşıma maliyetlerinin yüksekliği, OSB’lerin henüz demiryolları ile entegre olamamasının ve bu koşulların küresel rekabette dezavantaj yaratması da diğer görüşler.
İhracatta ihraç kayıtlı fatura sisteminin ticari kabiliyetlerin geliştirilmesini önlemesi, içeride kredi politikasının sanayici yerine inşaatçıları desteklemesi, buna tepki gösterilmesi gerektiği anlatılanlar arasında aldı.
Bir sanayici büyük resme bakmak gerektiğine dikkat çekerek; özerk kurullar, bağımsız kurumlar, yönetişim ve şeffaflık, demokrasi, adalet ve insan hakları gibi bir çerçeve üzerinden; yatırım ve üretim iklimi, ekonomik istikrar ve ekonomik gelişmeyi değerlendirerek “Bugünlere bir günde gelmedik” dedi.
Bir sanayici yıllardır uğraşmasına rağmen hammadde ithalinde yüksek vergi, mamul madde ithalinde vergi muafiyeti politikasından vazgeçilmediğinden yakındı. Ek olarak STA’lar ve BTA’lar nedeniyle gümrük vergileri ile ilave gümrük vergilerinin alınamadığı bir ithalat sisteminin baskısı altında olduklarını dile getirdi. Bunun için aynı sorunu yaşayanların birleşmesi gerektiğini vurguladı.
Bir başkası da sanayide üretim planlaması sorununa işaret etti. Çalıştığı sektörde 3 kat kapasite olduğunu, bu nedenle firmaların yurt içi ve yurt dışında yüksek rekabetle birbirlerini biçtiklerini anlattı. Bu rekabet nedeniyle ihracattaki birim fiyatlarının gerilediğini dile getirdi. Sadece bu kadar da değil; sektöre girişlerin devam ettiğini, girenlerin ‘ileri entegrasyon’ değil, ‘geriye entegrasyon’a yönelerek kendisinden öncekileri yok etmeye çalıştığını dile getirdi. Çözüm önerisi DPT, Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü’nün üretim planlaması için tekrar hayata geçirilmesi gerektiği oldu.
Bir sanayici bu durum ve süreci şöyle özetledi; “Bizler sanayici olarak çok önemli savaşçılarız. Dün, bugün değişmedi, yarın değişmeyecek. Herkesle savaştık, savaşıyoruz, savaşacağız. Yönetimle, bürokrasiyle, ekonomik kararlarla, eğitim sistemindeki eksiklerle savaşıyoruz. İhracat ve ithalatın önündeki engellerle savaşıyoruz. Kapınıza gelip ‘Şu eksiğin var, bu eksiğin var. Ben bu müesseseyi kapatırım’ diyenlerle savaşıyoruz. Öyle gözüküyor ki savaşmaya devam edeceğiz.”