Şapkadan tavşan çıkardık da n’oldu?

Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Kur Korumalı Mevduatlar (KKM) Türkiye ekonomisinin zor bir döneminde “şapkadan çıkarılan bir tavşan”dı; aynı 60 yıl önceki Dövize Çevrilebilir Mevduatlar (DÇM) gibi.

Geçen hafta KKM ile ilgili haberleri okuduğumda aklıma eski bakanlardan Tınaz Titiz’in bundan 11 yıl önce  yazdığı bir makale geldi. Başlığı “Şapkadan Tavşan Nasıl Çıkarılırdı?”dı. “Her şeyden önce şunu ifade etmek gerekir ki; şapkadan tavşan çıkarmak güçtür. Tabii, tavşandan daha büyük ve daha hareketli hayvanları çıkarmak çok daha zordur. Çünkü bir defa şapkaya sığmazlar, haydi bir an için sığdığı kabul edilse dahi bu defa da şapka içinde kıpır kıpır hareket edecekleri için iş daha da zorlaşır” diye başlıyordu makale.

Tınaz Titiz bu keyifle okunan makalesinde “Olmayan bir şeyi var etmek ya da olan bir şeyi yok etmenin imkânsızlığı meselesiyle karşı karşıya gelinir. Bu, öyle yaptım oldu demekle çözülemez. Ancak çok dikkatli olmak ve bu konuda epeyce tecrübeli olmak lazımdır; yani birdenbire tavşan çıkarmak yerine önce, sinek, böcek, kertenkele, kuş, sıçan gibi hayvanları çıkarmaya çalışmak gerekir” diyordu. KKM de aynen böyle oldu.

Para politikasının gevşetilmesinin ardından kur bir anda hızla 18 lirayı aştığında paniğe kapılan yönetim 20 Aralık 2021’de şapkadan tavşan çıkardı. TL’sini ya da dövizini dönüştürerek KKM açacaklara hem yüzde 17 faiz verdi, hem de vade tarihi itibariyle oluşacak kur farkını ödemeyi garanti etti. Farkı ödeme görevini de Hazine’ye verdi. Ekonomiye böylece büyük bir kambur yüklenmiş oldu.

Tavşan TCMB’nin kucağına bırakıldı

Haziran sonu itibariyle KKM  büyüklüğü 2 trilyon 739 milyar 394 milyon liraya yükseldi. Diğer bir deyişle 106 milyar doları aştı. KKM ile kur artışı frenlenmese bile yavaşlatılabildi ama Hazine’nin sırtına önemli bir yük bindirildi. Kurdaki her yukarı yönlü hareket bütçeye yük getirdi. Son artışlar da getirmeye devam edecek. Şimdi bu finansman yükü Hazine’den alınarak Merkez Bankası’na aktarılıyor. Yani KKM nedeniyle oluşacak parasal yükü Hazine borçlanarak karşılamayacak, TCMB para basarak ödeyecek.

Uygulama haliyle ekonomistler arasında haklı olarak endişe yarattı.

KKM yükünün Hazine’den TCMB’ye devri sonrası oluşan “Merkez Bankası’nın bütçe açığının finansmanı için kullanılabilecek olması” fikri Türkiye’nin 2001 reformu ile geride bıraktığı bir tartışmaydı. 2001 öncesi hastalıklı ekonominin sembollerinden biriydi. Fatih Özatay’ın dediği gibi “Devri tasarlayan bunu düşünmüyor olabilir ama siyasetçi çok sıkışırsa bunu kullanabilir.”

Bir yandan enflasyonla mücadeleye odaklanılacağı mesajları veriliyor, diğer yandan Merkez Bankası’na parasal genişleme yaptırabilecek görevler veriliyor. Bu tutarsızlık politikalara duyulacak güveni zedeler.

Tınaz Titiz’in makalesinde dediği gibi “Şapkadan tavşan çıkarmak için önce…tavşanı bir hamlede kulaklarından tutup çekip çıkarmak yeterlidir. Çevreden itiraz edenler, bunun seyircileri ahmak yerine koymak olduğunu iddia edenler bitabi olacaktır. Zaten her şapkadan herkesin tavşan filan çıkaramayışının nedeni de budur. Yoksa herkes her fırsatta tavşan çıkarır. etraf tavşandan geçilmez olurdu. Hele demokrasilerde, konuşan toplumlarda bu daha da zordur. Alimallah adamı rezil ederler.”

DÇM’ler de şapkadan çıkarılan tavşandı

Bu noktada akıllara 60’larda uygulamaya başlanan Dövize Çevrilebilir Mevduatlar (DÇM) geliyor. DÇM’ler o dönemde döviz baskısı altındaki ekonomiye soluk aldıracak bir çare olarak görülmüştü. Yani “şapkadan çıkarılan tavşan”dı. Ama sonuçta ekonomiye enflasyon olarak geri dönmüştü. DÇM’lerin son taksiti ödendiğinde devrin başbakanı Turgut Özal bu borçları "bilgisizliğin vesikası" olarak tanımlamış ve "İnşallah gençlerimiz bundan ders alır. Bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak, gelecek nesilleri zor taşınan yük altına sokmaz" demişti.

Özal’a göre Türkiye bu DÇM’leri ödemek zorunda kalmasaydı, bu paralarla 9 bin ilave okul, 900 orta boy fabrika, 500 hastane ya da 4 bin kilometre otoyol yapılabilir; yaklaşık 100 bin insana iş yaratılabilirdi.

Tınaz Titiz’in dediği gibi “Şimdi durup dururken bu şapka-tavşan muhabbeti nereden çıktı denilebilir. Herhangi özel bir neden yok. Zaman zaman önemli bilimsel ilkeleri gözden geçirmek, unutmamak için de tekrarlamak lazım olduğu için aklıma geldi… Herkes kendi alanındaki alışkanlıklarını değiştirmek için zorlu çabalara girmeden, bir şeylerin değişeceğini ummak, şapkadan tavşan çıkarmak daha da imkânsızdır.”

Tüm yazılarını göster