Sanayinin kan kaybı, kanıma dokunuyor

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Sanayi, bir şeyden çok üretmektir. Eğer sanayiniz %20’nin üzerinde ise diğer sektörleriniz daha istikrarlı büyür, sürdürülebilir kalkınır ve dünya ticaretinde söz sahibi olursunuz. Türkiye, üretmek ve ürettiğini satmak zorunda… Çin’den İtalya’ya bunu başarabilen sayılı ülkelerden biriyiz çok şükür.

Dışa açık büyüme modeliyle yol alan ülkemizde, sanayi üretimi son derece kritik veridir. TÜİK’in Temmuz verisi; sanayi üretiminin yıllık bazda %3,9 gerilediğini söylüyor. Aylıkta binde 4 kıpırdasa da sanayinin kan kaybı uykularımı kaçırıyor, kanıma dokunuyor. Hele ki imalat sanayideki kan kaybı

Gelecek güvencemiz Organize Sanayi Bölgeleri

Bundan çeyrek asır önce Anadolu Kaplanları, nicelikleriyle belirginleşiyordu. Bu süreç, 300’den fazla organize sanayi bölgesiyle doruğa ulaştı, ihracatta ciro rekorları kırıldı, dış ticaretimiz yeni pazarlar ve farklı ürünlere doğru genişledi. Gezegende ihracat yapılmadık ülke, gümrük sahası bırakmadık.

Günümüzde Anadolu Kaplanları, nicelikten niteliğe doğru eviriliyor. Artık başarılarını ihracat ciroları ile değil, kilogram ihraç değeriyle ölçüyorlar. Bu, ülkemizin üretim kaslarının en değerli özelliğidir ve bunu sürdürebilmek, cari açığı yönetmek açısından son derece hayatidir. Sanayimiz iyi ki vardır.

İKİ SORU İKİ CEVAP / Kan kaybına dair…

Kan kaybının sebebi nedir?

Elbette ekonomi yönetimi… Tek sebebe bağlamak yanlış olur. Hükümetin kuru baskılaması, enflasyonun maliyetleri zıplatması, dünyadaki artan dış ticaret bariyerleri, jeopolitik riskler, finansa erişim sorunları… Say say bitmez. Fakat temel sıkıntı; sanayi sektörü öneminin kavranılmamasıdır.

Hangi olası tehlikeler yolda?

İki önemli kırılım; 1- sermaye malları faslında %8’lik düşüş, 2-yüksek teknoloji faslında %20.2’lik düşüş. Bu veri, şirketlerin Ar-Ge harcamalarını azaltarak yüksek teknoloji üretiminden uzaklaştığını gösteriyor. Yüksek faiz ve sıkı para politikaları şirketlerin bu yatırımları yapmasına engel oluyor.

not/ Bahçıvan: “Bu enflasyon öncekilerden çok farklı”

İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın Meclis toplantısında söyledikleri, sanayiye dair kritik mesajlar iletiyor bize… “Bugünün enflasyonu ile 70’li, 80’li, 90’lı yılların enflasyonunu karşılaştırmamak, karıştırmamak gerekir.” Peki, bugün farklı olan, nedir?

“Çünkü bugünkü enflasyon, ekonomik olarak da, sosyolojik olarak da ve daha önemlisi topluma kalıcı olarak bırakmış olduğu hasar bakımından da, o yıllardaki enflasyondan çok daha farklı.” Fiyat istikrarından uzaklaşmaya dikkat çekiliyor ve bunun toplumdaki etik, ahlak kodlarındaki kırılmalar

“Çalışma dünyası ve günlük hayatın etik ve ahlak kurallarında bu enflasyonun yarattığı tahribat maalesef artarak kendini gösteriyor. Bu enflasyon sosyolojik olarak çok daha farklı bir enflasyon…” Kısaca, enflasyon öncekilerden farklı ve endeksi düzeltirsiniz de giden etik/ahlak zor geri gelecektir.

Bildiğim şudur; eğer ülkede sanayi öksürüyorsa, ekonomi yatağa düşer, ihracat geriler, cari denge yönetilemez ve döviz sıkıntısı baş gösterir. İhracatın dinamosu imalat sanayii ise bu aygıtın durması, tüm ekonominin girdilerini negatif etkileyecek, orta vadede makroekonomik krizleri tetikleyecektir.

Ülkemizin 2 döviz dinamosu var; 1-ihracat, 2-turizm… Her ne kadar turizm iyi gidiyor olsa da döviz ihtiyacımızı karşılayabilmek ihracata ve bunun üretim kası olan sanayiye gözümüz gibi bakmalıyız.

Tüm yazılarını göster