Sanayiciye ikinci uyarı TOBB’da “stok” üzerinden gelecek

Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Merkez Bankası Başkanı, bugün de TOBB’da iş dünyasına “dövizwin izindeyiz” mesajı verecek. Geçen Cuma İSO Meclisinde Merkez Bankası Başkanı; “döviz stokluyorsunuz, liste çıkardık” demiş ve sanayiciyi suçlamıştı. Bu kez de TOBB’da; “bu işin takipçisiyiz” kararlığını dile getirecek.                 

Cumhuriyet tarihinde belki de ilk kez olarak sanayici ile Merkez Bankası, bu kadar sert münakaşaya girmiş oldu. Ucuz kredi alıp döviz stokladıkları suçlamasıyla sanayicilere yönelik uyarılar, bu defa TOBB üzerinden tüm iş dünyasına yapılacak. TOBB üyelerinin “döviz stokçuluğu” suçlamasına vereceği cevap, önemli…

ŞİRKET KASALARINA STOK BASKINI

Enflasyonun tırmanma sürecinde hükümet, stokçuluk suçlamasını zincir marketlere ve gıda depolarına yapıyordu. “Mağarada soğan stokluyorlar” diye haber yaptırılıyor, TV kameraları eşliğinde baskına gidiliyordu. Oysa soğan zaten mağarada saklanmak zorundaydı.              

Bu defa banka kasalarına ve işyerlerindeki kasalara baskınlar yapılmaya başlandı. Parasını sistemde tutmak istemeyenleri “döviz stokçuluğu” ile suçlayıp, döviz darboğazını zaptiye tedbirleriyle aşma gayretindeler. Heterodoks politikanın iflas ettiği noktada şimdi döviz stok avına çıkılıyor.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Stokçuluk nedir?

Fiyatların yükseleceğini düşünerek ürünleri stoklamaktır. Sanayide üretimin sürekliliği için hammadde stoklanması gerekir. Ancak hükümet, stokçuluğun her türlüsünü suç gibi değerlendirip, döviz sıkıntısından, sanayici, işadamı, bankaları sorumlu tutma gayretine girmiş bulunuyor.             

Kimler stokçu?   

Döviz biriktirenler stokçu, hammadde alanlar stokçu, geleceğe yönelik plan yapanlar stokçu. Yani şimdi herkes stokçu… Neden mi? Enflasyon yüksek ve herkes enflasyondan korunma telaşında. İşadamı, bankadaki parasına el konulacağından korkuyor ve birikimini sistem dışında tutmak istiyor.

NOT

HER DOLARIN BAŞINA BİR JANDARMA DİKEMEZSİN

Heterodoks politikalarla üretim, yatırım, istihdam ve büyüme tırmanacak, cari fazla verecektik. Ancak tam tersi oldu ve ülke hızla derin krize gömüldü. Hükümet, iflas eden politikadan vazgeçmek yerine sanayiciyi, iş dünyasını suçlamayı tercih etti. Ancak şirketler de bireyler de “bankadaki dövizime el konulacak” endişesiyle parasını sistemin dışına çıkarmaya yöneldi. Merkez Bankası, bazı işadamlarını arayıp; “döviz bitti, lütfen dolar satın” ricasında dahi bulundu.                  

Fakat hükümet, parasını kasalara, yastık altına veya yurt dışına çıkarmak isteyenleri suçlamakla kalmıyor, seri baskınlara hazırlanıyor. Tıpkı enflasyonla savaşı etiketler üzerinden vermeye kalkmaları gibi… Peki, ne olacak? Olacakları söyleyeyim; her getirilen suçlama, yeni suçlar yaratacak. Her getirilen kısıtlama, yeni kaçak ve kayıplara yol açacak. Her doların başına bir jandarma dikemezsin. Sistemi iyileştir ki dövizin sistemde kalsın, halk “parama el konulacak” kaygısından uzaklaşsın.

Tüm yazılarını göster