Sanayi üretiminde mart verileri mevcut durumu yansıtmaktan uzak

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Sanayi üretimi mart ayında geçen yıla göre yüzde 1.3 düştü. Daha önce açıklanan kapasite kullanım oranı ve reel kesim güven endeksi gösteriyor ki nisanda çok hızlı bir üretim gerilemesi yaşandı.

Bu biraz da sesten hızlı giden uçağın sesini duymayı beklemeye benziyor. Uçağı çoktan gördük de sesi bir ay sonra duyacak ve nisanda üretimin ne kadar gerilediğini o zaman öğreneceğiz.

Sanayi üretimi mart ayında herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış ham endekse göre geçen yıla kıyasla yüzde 1.3 düştü. Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre düşüş yüzde 2 oldu. Sanayi üretimi, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endekse göre ise bir önceki aya kıyasla yüzde 7.1 azaldı.

Biz yıllık değişimde ham endeksin ortaya koyduğu artış ya da azalışı esas almayı tercih ediyoruz. Yani buna göre bu yılın mart ayındaki üretim geçen yılın yüzde 1.3 altında kaldı. Üretim, bu hesaplama yöntemine göre ocakta yüzde 7.7, şubatta yüzde 11.5 artmıştı.

Üretim yalnızca yüzde 1.3 düşmüş görünüyor ama biliyoruz ki bu oran içinde bulunduğumuz koşulları yansıtmaktan hayli uzak. Korona etkisi mart ayının ortasına doğru kendini hissettirmeye başladı ve bunun sanayi üretimine yansıması daha da geç oldu. Dolayısıyla mart verilerinde koronanın etkisi çok az.

Zaten sanayi üretiminden önce açıklanmış bir dizi veri, sanayi üretiminin nasıl seyredeceğine ilişkin ipuçları taşıyor ve işte o verilerde durumun hiç de parlak olmadığını daha önce görmüştük.

İki veriyi hatırlamakta yarar var...

Bunlardan biri kapasite kullanım oranı. Merkez Bankası’nın hesaplamasına göre martta yüzde 75.3 olan kapasite kullanım oranı nisanda yüzde 61.6’ya geriledi.

Üretimle dolaylı bağlantısı olan reel kesim güven endeksi de mart ve nisan ayları itibarıyla 98.6 ve 62.3 olarak gerçekleşti.

Bunlar, sanayi üretimi açısından en tipik öncü göstergeler. Görüldüğü gibi nisanda marta göre çok belirgin düşüşler var. (Dünya 27 Nisan.)

Dolayısıyla TÜİK’in dün açıkladığı mart ayının sanayi üretimine ilişkin veriler ağırlıkla normal gidişatı ortaya koyan, koronanın henüz tam anlamıyla bulaşmadığı veriler.

Nisan ayının üretimine ilişkin gerçekleşmeyi istatistiki anlamda bir ay sonra göreceğiz ama bu süreci çoktan yaşayıp geride bıraktık.

★★★

Nisan ayı üretiminde çok dramatik düşüşler yaşanmamış ve bu yüzden işletmeler zora girmemiş olsaydı bunca önleme zaten başvurulmazdı.

Üç milyonun üstünde çalışan için kısa çalışma ödeneği başvurusu durup dururken yapılmadı.

Kayıtlı çalışmadığı ya da koşulları yeterli olmadığı için kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan ve işsiz kalan binlerce insan keyif olsun diye iş aramaya başlamadı.

İşten çıkarmanın yasaklanması gibi bir cila ile ücretsiz izin uygulamasına boş yere gidilmedi.

On binlerce işletme için kamu bankaları devreye sokularak bir dizi destek paketi laf olsun diye açılmadı.

Ortada bir sorun vardı çünkü ve bunu nisanda çok ağır biçimde yaşadık.

Sesten hızlı giden uçaklar gibi... Aslında uçağı gördük görmeye de ikna olmak için sanki arkadan gelen sesini bekler gibiyiz. Sorunu yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz; üretim nisanda mutlaka çok hızlı bir gerileme gösterdi, ama biz bunun resmi verilere yansıdığına bir ay sonra tanık olacağız.

Oysa dedik ya, alınan önlemler bile çok ciddi bir sorun yaşandığını ortaya koyan önemli bir gösterge.

Sağlık mı, ekonomi mi?

Tüm dünya bir ikilemle karşı karşıya...

Elbette tüm ülkelerin vatandaşlarının sağlıklarını korumaları gerekiyor ve buna göre adımlar atılıyor ama bir yandan da ekonomi; ekonominin çarklarının dönmesi gerekliliği...

İşte en tipik örnek... Koskoca ABD adeta debeleniyor. ABD’yi ABD yapan, o devasa ekonomisi. O devasa ekonomi durdu mu ya da yavaşladı mı ABD kof bir dev haline dönüşüveriyor, içerde homurdanmanın ötesinde sorunlar baş gösterebiliyor.

Aynı durum Avrupa ekonomileri için de geçerli, bizim için de...

AVM’leri kimi düşünerek açtık yani!

Parklarda, sahillerde yürümek yasak, AVM’lerde dolaşmak serbest!

Avrupa gibi biz de futbol maçlarını başlatma kararını futbolu çok sevdiğimiz ve onsuz duramadığımız için mi aldık!

Ekonomide çarkların durması öylesine derin yaralar açıyor ki, sağlık ikinci planda kalabiliyor. Tüm dünya bunu yaşıyor işte.

Ekonomiyi açalım; iyi güzel de, bu yüzden henüz birincisini bile tam atlatamadığımız bu korona belasında yeni yeni dalgalarla karşılaşırsak ne yaparız, onu da düşünmek gerek.

Ve öyle anlaşılıyor ki yeni dünya düzeninde koronaya yenik düşmeyecek yapılanmaya gidebilecek ekonomiler bir değil, birkaç adım birden öne çıkacak.

Tüm yazılarını göster