Yılmaz Sezer / YMM
Güncel Group Yön.Kur.Bşk.
Şu sıralar vergi konusunda en çok dikkatimizi çeken şey; bizzat Hazine ve Maliye Bakanımız tarafından sahte fatura ile mücadeleye ilişkin açıklama ve çalışmalardır... Bu açıklamalarda sürekli hem sahte fatura düzenleyen hem de kullananların üzerine gidileceğinin altı çizilmektedir. Hatta bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapılacağı ve vergi müfettişlerinin yetkilerinin artırılacağı da söylenmekte… Sayın Bakanımızın açıklamaları doğrultusunda Vergi Denetim Kurulu da yoğun bir çalışmanın içine girmiş bulunmakta…
Prensip olarak sahte fatura düzenlenmesi de kullanılması da Vergi Usul Kanunu’nda vergi kaçakçılığı suçu olarak tanımlanmıştır. (Vergi kaçakçılığı; vergi kanunlarına göre tutulması, düzenlenmesi, saklanması ve ibraz edilmesi zorunlu olan defter, belge ve kayıtların usulüne uygun tutulmaması, yok edilmesi, kayıtlarda hile yapılması, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi olarak tanımlanabilir…) Vergi kaçakçılığı suçu işleyenler hem hapis cezası hem de para cezası ile cezalandırılırlar.
Vergi kaçakçılığı suçu; en yaygın sahte (naylon) fatura düzenleme ve / veya kullanma yoluyla işlenmektedir. Sahte fatura; kanunun hükmünde sahte veya yanıltıcı belge olarak tanımlanmıştır. Yani bir faturanın sahte olarak adlandırılması için muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olması yeterlidir.
Gelelim sahte fatura düzenleyen veya kullananlara uygulanacak cezalara;
Sahte fatura kullanma veya düzenleme fiilleri VUK 359/b maddesinde kaçakçılık suçu olarak tanımlanmıştır. Yasada kullanma ya da düzenleme fiili ayrım olmaksızın 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası öngörmektedir.
Bir de madalyonun diğer tarafı var… Para cezası!.. Bu konuda vergiler ve cezalar sahte fatura kullanıcısı veya düzenleyicisine göre değişmektedir.
Örneğin A şirketi 1.000.000 TL + KDV tutarında sahte fatura düzenlemiş olsun... B şirketi ise 1.000.000 TL + KDV tutarında sahte fatura kullanmış olsun…
Vergi incelemesi sırasında; A şirketi (1.000.000 + 200.000 (KDV)) 1.200.000 TL’lik sahte fatura düzenlemiş olduğu için bu tutarın % 2’si komisyon geliri elde etmiş kabul edilecektir. Yani (1.200.000 x 2 % =) 24.000 TL matrah ve buna isabet eden KDV tutarında vergi kaçağı yapıldığı kabulü ile inceleme sonuçlanacak ve 6.000 TL Kurumlar Vergisi ve 4.800 TL Katma Değer vergisi ile bu tutarların 3 katı tutarında vergi kaçakçılık cezası ödemek zorunda kalacaktır.
Şimdi konuyu bilmeyenler bu nasıl oldu diye şaşıracaklardır… Onları daha fazla meraklandırmadan açıklayayım; Danıştay kararları gereğince sahte fatura düzenleyicilerin gerçek ticaret yapmadığı ve bu işlemlerden %2 komisyon elde ettiği kabul edilmektedir.
Şimdi gelelim faturayı kullanan B şirketinin durumuna…
Sahte fatura kullanıcıları bakımından Vergi Müfettişleri eğer ikna olmuşlarsa; “bilmeyerek kullandı” diye mükellef lehine hareketle, kurumlar vergisi yönünden işlem yapmayıp Katma Değer Vergisi yönünden vergi ziyanı işlemi yapmaktalar. Yukarıdaki örnekte vergi müfettişinin hem kurumlar hem de katma değer vergisi yönünden kaçakçılık raporu yazdığı varsayılmıştır.
Buna göre KDV dahil 1.200.000,00 TL sahte fatura kullanan mükellef; 250.000 TL Kurumlar vergisi aslı ve buna bağlı 3 kat vergi ziyanı cezası ayrıca 200.000 TL Katma Değer Vergisi aslı ve buna bağlı 3 kat vergi ziyanı cezası ödemek zorunda kalacaktır.
Yukarıdaki örnekte hem düzenleyen hem de kullanan bakımından gecikme zammı ve gecikme faizi hesabı ihmal edilmiştir.
Örneklerde görüldüğü üzere; düzenleyici firma toplam 10.800 TL vergi ve bunun 3 katı olan 32.400 TL ceza ödeyecek, kullanıcı ise toplam 450.000 TL vergi ve bunun 3 katı olan 1.350.000 TL ceza ödemekle karşı karşıya kalacaktır. Tabi ki kullanıcının faturayı tedarik etmek için ödediği komisyonu da ihmal ediyoruz.
Yukarıda yer alan örnekte sahte fatura kullanıcısı ve düzenleyicisi için öngörülen hapis cezası aynı iken, para cezaları arasında çok ciddi fark bulunmaktadır. Bu durumda mevcut yasal düzenleme ile öngörülen cezaların sahte fatura düzenleyicilerinden çok kullanıcılarını caydırmaya yönelik olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Bir öneri!...
Oysa olması gereken, sahte fatura düzenleyicilerinin cezasının kullanıcılara uygulanacak cezadan her anlamda daha fazla olmasıdır. Yani sahte fatura düzenlenmesi engellenirse doğal olarak kullanıcılar da olmayacaktır. Sivrisineklerle mücadele etmek yerine bataklığı kurutmak daha etkin, daha ekonomik ve yerinde bir durumdur.
Bu nedenle yapılması planlanan yeni vergi düzenlemelerinde bu konunun dikkate alınması sahte (naylon) fatura ile mücadelede önemli bir yol kat edilmiş olacaktır.
Bizden söylemesi…