Beklentilerin üzerinde açıklanan enflasyon verisinin ardından 21 Eylül Fed toplantısı piyasalarda yeniden fiyatlandı. Bu fiyatlamaya göre 75 baz puanlık bir artış ve faizlerin çekileceği oran da yüzde 4,22 olmalıydı. Çarşamba günü FOMC açıklaması geldiğinde gerçekten de 75 baz puanlık bir artış geldiğini gördük. Ancak faiz tavanı Fed üyelerince, şimdilik, yüzde 4,60 seviyesinde tahmin edilmişti. Dahası nötr faiz seviyesinin yüzde 2,5 olduğu göz önüne alınırsa Fed 2025 yılı dahil önümüzdeki 3 yıl boyunca sıkı para politikası uygulamayı düşünüyor. Bu beklentilerin üzerinde bir şahinlik anlamına geliyor.
Büyüme beklentilerinde aşağı yönlü bir revizyon olsa da, doğal olarak, bir resesyon beklentisi yeni ekonomik beklentilere yansıtılmamış. Hatta bu yıl yüzde 0,2’lik reel büyümenin ardından seneye yüzde 1,7 büyüme söz konusu. Ancak Başkan Powell net bir şekilde enflasyonla mücadele için büyümeden fedakarlık edilebileceğini ve bir süre trendin altında büyümenin söz konusu olabileceğini söyledi. Ki benzer bir söylemi de iş gücü piyasası için kullanıyor. Bu durumda toplantıdan çıkan sonuç daha düşük bir büyüme, daha yüksek bir faiz seviyesi ve daha uzun süreli sıkı para politikası olmuş oluyor. Elbette varlık sınıfları için iyi bir senaryo değil. Ancak nominal büyüme oranlarını göze alırsak, yani 2022-24 yıllarında yüzde 4,7, yüzde 4,3 ve yüzde 4 ve bu büyümeyi iş gücü piyasasında yaşanacak kayıplarla beraber yani ücret artışlarında yavaşlama ile değerlendirirsek şirket karlarında baskı daha düşük olabilir. Elbette yatırımcılar nominal karlarla kar marjları arasında ayrım yapacaktır ancak enflasyonun gerilemeye başladığı bir ortamda hisse endeksleri şu anda yaşadığı satış baskısından kurtulabilir.
Peki enflasyon gerileyecek mi? Aslında Powell enflasyon dinamiklerinden iki tanesinin gerilemeye başladığını basın toplantısında ifade etti. Emtia fiyatları gerilerken tedarik zincirinde sorunlar da hafiflemiş durumda. Elbette savaş ve Çin'de daha sert bir Covid salgını bu durumu hemen değiştirebilir ancak elimizdeki verilerle bu iki kalemin artık enflasyon hesabına fazla katkıda bulunmadığı görüyoruz. Son enflasyon verisinde de gördüğümüz üzere, ki CPI ve PCE olarak iki enflasyon endeksi var ve konut kalemi ilkinde yüzde 42 ikincisinde ise yüzde 22 ağırlığa sahiptir, konut piyasası ve özellikle de kira alt kalemi önemli bir sorun. Bu kalem yapışkan tabir edilen kalemlerden bir tanesi. Yani geç harekete geçip geç duran bir kalem. Konut piyasasının öncü göstergeleri hem emlak fiyatlarında hem de kiralarda net gerileme işaretleri veriyor. Ancak henüz en kötüyü geride bırakmadığımız için rahatlama muhtemelen ocak ayından itibaren ana endekslere yansıyacaktır. Şayet bu gerçekleşirse Fed’in beklentileri fazlası ile şahin kalabilir.