Sağlık sisteminde 2005’de başlatılan ve şehir hastaneleri ile yeni bir aşamaya geçen “dönüşüm”ün tek kazananı var, o da hastaneler. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) sağlık harcamaları istatistikleri bu gerçeği rakamlara döküyor. 1999 yılından bu yana uzanan verilerde harcamaların harcamayı yapanlar arasındaki dağılımının seyri ile gelirlerin gelir elde edenler arasındaki paylaşımın seyrine bakınca Erdoğan iktidarları boyunca yaşanan dönüşümlerin hastanelere hizmet ettiği görülüyor:
- Ayakta bakım sunanların, yani doktorların ve kliniklerin toplam sağlık harcamalarından aldıkları pay 1999 yılında yüzde 19.84, AK Parti reformunun başladığı 2005 yılına ise yüzde 15.92 düzeyindeydi. Bu pay 2021 yılına yüzde 945’e kadar düştü. 2023 yılı itibarıyla doktorların sağlık harcamalarından aldığı pay yüzde 10.69. Doktorların payı, “reform” sürecinde 5.23 puan ve yaklaşık üçte birlik bir kayıp yaşadı.
- Eczaneler ve medikal ürün satanların toplam harcamalardan aldığı pay, dönüşümün başladığı 2005 yılında yüzde 34.88 düzeyineydi. Eczanelerin ciro anlamındaki payı 2023 yılına kadar yüzde 20.64’e kadar düştü. Eczanelerin pay kaybı 14.24 puan. Yani eczaneler de paylarının neredeyse yarısını kaybetmişler.
- Doktorlar ve eczaneler pay kaybederken hastanelerin sağlık harcamalarından aldığı pay neredeyse yarı yarıya artmış. Hastanelerin sağlık harcamalarından aldığı pay 2005 yılında yüzde 35.77 düzeyindeydi. AK Parti reformları sayesinde diğer tarafların payı gerilerken hastanelerin payı, 16.70 puanlık bir sıçrama ile yüzde 52.47’ye tırmandı.
- AK Parti tipi dönüşümün tek kazananı hastaneler olurken kaybedenler grubunun ilk sırasında Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) yer aldı. Daha önce kendi hastaneleri olan ve ilaç da üreten SGK’nın elinden bu imkânlar alındı ve SGK sadece hizmet alan bir kuruma dönüştürüldü. Böylece SGK, hastanelere kazandıran dönüşümün ana finansörü haline getirildi.
- 2005 yılında toplam sağlık harcamalarının yüzde 39.6’sı SGK’nın kasasından çıkmıştı. 2023’te sağlık harcamalarının yüzde 42.13’ünü SGK üstlendi. Aradaki fark önemsiz gözüküyor, ama bu son dönemin bir ürünü. AKP reformunun ilk yıllarında sağlık harcamalarında SGK’nın üstüne aktarılan pay hızla artmış ve 2012’de yüzde 56.11’e kadar çıkmıştı.
- Hastanelere kazandıran dönüşümün yüklü bir faturası da Hazine’ye çıktı. Toplam sağlık harcamalarında 2005 yılında Merkezi devlete düşen pay yüzde 26,92 düzeyindeydi. Bu pay 2009’da yüzde 30.99’e kadar çıktıktan sonra gerileyerek 2013’te yüzde 21,83’e indi.
- Şehir hastaneleri ile AK Parti reformları yeni bir aşamaya geçince Hazine’nin sağlık sistemi faturası da şişmeye başladı. 2013 yılında yüzde 21.83’e kadar inen Merkezi devletin sağlık harcamalarındaki payı 2023’e gelindiğinde yüzde 34,76’yı buldu.
- Bu süreçte vatandaşın da pek bir kazancı olmadı. Hane halklarını ilgilendirmeyen sağlık yatırımlarını hariç tutarsak, sağlık hizmetleri ve ilaçlar için yapılan cari harcamalarda, ailelerin payı 2005 yılında yüzde 22,59 düzeyindeydi. Bu oran 2023’te yüzde 19,05’e geriledi. Ancak bu gerileme özel doktor harcamalarındaki payın azalması sayesinde oldu. Buna karşın ailelerin hastane harcamalarındaki payı arttı. Ailelerin ayakta bakım giderlerindeki payı yüzde 53,37’den yüzde 31.48’e düşerken, hastane harcamalarındaki payı yüzde 7,83’ten yüzde 14,05’e çıktı. Bu cephedeki dönüşüm de hastanelere yaradı.
Hasta garantili şehir hastaneleri modelinin sağlık sistemine ve Hazine’ye ve SGK’ya çıkardığı dev faturanın, gelecek yıllarda da bütçenin büyüyen kara deliği haline geleceği bu verilerden de görülüyor.