Türk sporunun altyapılarında önemli yetenekler yetiştirilmekte, genç sporcular ulusal ve uluslararası düzeyde önemli başarılar elde etmektedir. Ancak ne yazık ki, birçok Türk sporcusu profesyonel hayata geçişte aynı başarıyı sürdürememekte. Takip ettiğim ve tanıdığım tüm antrenörler, teknik direktörler, idareciler, sporcularımız için ortak bir açıklamada bulunuyorlar:
“Türk sporcusunun, zihinsel performans haricinde rakiplerinden hiçbir eksiği yok”
Zihinsel performans kısaca, “bir sporcunun zihinsel ve duygusal durumunun, fiziksel performansını etkilemesi” olarak anlatılabilir. Zihinsel engellerin spor performansı üzerindeki etkilerini anlattığı The Inner Game of Tennis (1974) kitabında Timothy Gallwey, iç dünyamız ve performans ilişkisini, “bir insanın kendi aklının içindeki rakibi, filenin diğer tarafından daha zorludur” diye özetlemiş.
Tenisin İçsel Oyunları olarak Türkçeye çevrilen bu kitap, genellikle korku, kaygı ve özgüven eksikliğinden kaynaklanan bu engelleri aşabilmek için zihin ve doğal yetenek arasındaki çatışmayı azaltmanın, en yüksek ‘sportif potansiyele’ ulaşmanın alternatif bir yolunu anlatıyor.
Tahmin edilebileceği üzere, zihin ve performans arasında bu çatışmayı azaltabilmek için uzun ve istikrarlı bir çalışma programına ihtiyaç var. Bu zorlu süreçte devreye giren performans koçluğu, sporcuların zihinsel gelişimine destek olur, özellikle genç oyuncuların potansiyellerini erken yaşlarda keşfetmelerini ve geliştirmelerini sağlar. Bu bağlamda, performans koçlarının en önemli rolü, sporculara rehberlik etmek ve kendi çözümlerini bulmalarına yardımcı olmaktır.
John Whitmore, sadece sporcular için değil iş dünyasında da yaygın olarak kullanılan Coaching for Performance (1992) kitabında, performans koçluğunu, bireylerin potansiyellerini maksimize etmek ve kendi çözümlerini bulmalarına yardımcı olmak olarak tanımlıyor. Whitmore ve Gallwey’in eserleri, performans koçluğunun sadece fiziksel yeteneklerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda zihinsel hazırlığın da kritik olduğunu gösteriyor. Sporcuların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanan bu programlar, kulüplerin ekonomik kazanımları ve verimlilikleri açısından da faydalı bir süreç olduğu kesin. Avrupa’daki futbol kulüplerinin altyapı programlarında performans koçluğunun etkilerini araştıran kapsamlı bir çalışma, genç sporcuların gelişiminde performans koçluğunun rolünü ve bu yatırımın kulüplere sağladığı ekonomik faydaları ortaya koyuyor.
UEFA’nın 2019 yılında başlattığı Coach Mentor Programme, performans koçluğunun genç yeteneklerin profesyonel seviyeye geçişinde büyük rol oynadığını gösterdi. UEFA’nın çalışmasına göre, performans koçluğu genç sporcuların profesyonel seviyeye ulaşma oranlarını %15 oranında artırıyor. UEFA’ya göre, bu süreç, zihinsel dayanıklılık, motivasyon, odaklanma gibi ana sportif konuların haricinde, genç sporcuların hem saha içinde hem saha dışında kullanabilecekleri zaman yönetimi, kişisel sorumluluk gibi önemli becerileri geliştirmelerine yardımcı olmuş. UEFA, altyapı programlarına performans koçluğu entegrasyonunun kulüplere sağladığı ekonomik avantajları şu şekilde detaylandırmış: Yüksek potansiyele sahip oyuncuların yetiştirilmesi, altyapı yatırımlarının geri dönüşü, uzun vadeli başarı ve sürdürülebilirlik…
Amerikan College of Sports Medicin (ACSM), 1954 senesinden beri spor tıbbı ve egzersiz bilimleri konusunda araştırmaları teşvik eden, eğitim programları sunan ve profesyonel sertifi kasyon sağlayan özel bir kurum. ACSM tarafından yapılan bir çalışmada, performans koçluğu alan sporcuların %25 daha uzun süre aktif olarak spor yapabildikleri tespit edilmiş.
Konuyla ilgili araştırmalar yapan diğer bir kurum, Uluslararası Spor Bilimleri ve Fiziksel Aktivite Derneği (ICSSPE), tarafından yapılan bir çalışmada, performans koçluğu alan sporcuların yaralanma oranlarının %20 azaldığı gösteriliyor. Tüm bu çalışmalar performans koçluğunun, sporcuların zihinsel dayanıklılıklarını ve motivasyonlarını artırarak, kariyer sürelerini uzatmalarına yardımcı olduğunun, yaralanma ve sakatlanma risklerini azalttığının, daha yüksek seviyelerde rekabet etmelerine katkı sağladığının, altyapıya yapılan ‘zihinsel yatırımın’ daha yüksek bir geri dönüş sağladığının göstergesi niteliğinde.
Performans koçluğu, zihinsel dayanıklılık, motivasyon, odaklanma gibi ana sportif konuların haricinde, genç sporcuların hem saha içinde hem saha dışında kullanabilecekleri zaman yönetimi, kişisel sorumluk gibi önemli becerileri geliştirmelerine yardımcı oluyor. Zihinsel dayanıklılıklarını ve motivasyonlarını artırarak, daha sağlıklı ve uzun bir kariyere sahip olan sporcular ve daha fazla genç yeteneğin profesyonel sahalarda yer aldığını gören kulüpler, konunun hem sosyal hem ekonomik kazançlarından oldukça memnunlar.
Türk sporcusunun profesyonel hayata geçerken yaşadığı zorlukların çözümüne farklı bakış açılarıyla yaklaşmanın zamanı çoktan geldi. Kulüpler ve sporcular, performans koçluğu ve zihinsel antrenmanları bir lüks değil, bir yatırım olarak görmelidir. Spor kulüpleri ve antrenörler, genç yeteneklere sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal destek sunarak, onların potansiyellerini tam anlamıyla gerçekleştirmelerine yardımcı olabilirler.
Bu bütüncül yaklaşım, sadece sporcuların bireysel kariyerlerine değil, aynı zamanda Türk sporunun geleceğine de büyük katkı sağlayacaktır. Geleceğin yıldızlarını parlatmak ve sürdürülebilir başarılar elde etmek için kritik öneme sahip bu iki konudan faydalanmak Türk sporunun altın anahtarı olabilir.