Sabırlı olunursa “yeni başlıyoruz”

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Seçimlerden bu yana düzenli şekilde tartıştığımız konuların başında “yüksek olasılık tanıdığımız” kredi notu görünümünün değişikliği yer alıyor. Not ise ciddi bir sürpriz olmazsa eğer 2024’e kalmış durumda. Olsun, ev ödevlerini düzenli şekilde yaparak, sabır içerisinde doğru bilinenlerden sapmamak şu anda en faydalı iş. Kasım sonunda S&P’nin takvim dışı bir hamle ile Türkiye’nin not görünümünü durağandan pozitife çevirmesi, zamanlama olarak beklenmese de olması gerekeni işaret eden bir gerçek. Gün sonunda 1>0 mantığı ile olaylara yaklaşmaya devam etmeliyiz. Henüz yolun ciddi anlamda başındayız.

Sabır içerisinde ilerlememiz gerek. Açılan Hazine dengesini, kabul edilir normlardan uzaklaşmış para politikasını, kontrolden çıkmış enfl asyon beklentilerini ve artan gelecek dönem belirsizliklerini henüz yeni yeni restorasyona tutuyoruz. 2024, bu anlamda, ciddi bir geçiş dönemi olacak. Eğer farklı bir durum karşımıza çıkmazsa, 2025’in de geçiş dönemi olması yüksek olasılık. Ancak, sürecin son aşaması olur demek mümkün. Şimdi 15 Aralık tarihindeki Moody’s değerlendirmesi odakta yer alıyor. Gün sonunda kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri olumlu ya da olumsuz olmasının bizim kabul edip etmememiz açısından hiçbir önemi yok; önemlidir ve uluslararası yatırımcıların yakından izlediği bir başlıktır.

Malumunuz, yıl sonu işlemleri içerisindeyiz. Piyasalar açısından majör bir değişiklik yok. Kasımda “mini Noel Baba rallisi” olarak tanımladığımız, ciddi bir pozitif süreç izledik. Global hisse senetleri yüzde 9 yükselirken, ABD grubu yüzde 11’e yaklaşan primle önderlik etti. Amerikan doları ve faizlerdeki zayıfl ık risk iştahını baştan sona pozitif yönde etkilerken, Fed’e dair beklentilerin de sert şekilde aşağı yönde revizyonlara maruz kaldığını gördük. Şimdi traderların durduğu nokta, 2024 bahar mevsimi ile birlikte Amerikan para politikasında faiz indirimlerinin başlaması yönünde şekilleniyor. Açıkçası bunları konuşmak için henüz erken olabilir. Oralarda yıllar sonra yükselen enfl asyon ve beklentileri kontrol altına alma çabaları son derece ciddi başlıklar ve tepkiler de farklı gerçekleşiyor. Resesyon riski, küresel ekonominin yavaşlama patikasının ne olacağı ve beklentiler gibi 3 önemli başlığı göz ardı etmemekte fayda var.

Ve bitirmeden yerel varlıklar. Yıllardır likiditenin kuruduğu, yabancı yatırımcıların ardına bakmadan çıkış gerçekleştirdiği bono ve tahvil piyasalarında önemli bir düzeltme gerçekleşti. Henüz bitti-bitmedi mi noktası net olmamakla birlikte “mini ralli” orada da oldu. Belki hisse senetlerinde göremesek de bu cephedeki eğilim sürpriz ve yakın geçmişe kıyasla kayda değer ölçekte oldu. Artık yükselen Türk lirası faizleri ve değişen iletişim dili yatırımcıları cezbeder konuma geçmiş durumda. Sonraki aşama yılın ilk yarısında gerçekleşecek olan enfl asyon yükselişi, buna gösterilecek tepki ve enfl asyonla mücadele noktasındaki “toplumsal uzlaşı” seviyesi üzerinden şekillenecek. Yüksek ve sürdürülemez çift haneli enfl asyona karşı toplumun göstereceği reaksiyon ve sabır merkez bankasının da bu yolda ne kadar süre ve ne genişlikte adımlarla ilerleyeceğinin ana belirleyicisi olacak.

Net/net Türk varlıkları için yerel seçimlere dek, bilhassa ilk çeyrekteki ekonomik aktivite kaybının ulaşabileceği noktayı kestirmekte zorlanmamız nedeniyle daha güvenli tarafta ve sektörlerde durmanın yanlış bir karar olmayabileceğini Ekim ayı ortasından bu yana düşünmeye devam ediyoruz. Mevcut likidite göstergeleri ve seyri de bu fikrimizi şimdilik teyit ediyor. Orta vadede ise pozitif yönlü düşüncelerimizi muhafaza ediyoruz. Hiçbir değişiklik bulunmuyor. 2024 zor ama fırsatları barındıran bir yıl olacak.

Tüm yazılarını göster