Beni tanıyanlar kavramlara ‘’takık’’ olduğumu bilir. Dili önemserim çünkü dil düşüncenin katalizörüdür. Yani dilimizi ne kadar doğru ve iyi kullanırsak o kadar sağlıklı düşünebiliriz. Lakin güzel ülkemiz dil ve kavram üretmekte ne yazık ki çorak bir ülke.
‘Orta Doğu’ ve ‘Uzak Doğu’ gibi kavramlar aslında ilk olarak 19. yüzyılda kullanılan Batılı kavramlardır. Bana sorarsanız Batılıların kullandığı “Orta Doğu’’ kavramı bizim için olsa olsa “Yakın Doğu’’, “Uzak Doğu’’ olarak tabir ettikleri bölgeyse bizim için “Doğu’’ dur. Nasıl ki “Orta Batı’’ ve “Uzak Batı’’ kavramlarını kullanmıyorsak dünyanın bir yönüyle merkezinde olan ülkemiz için de “Orta Doğu’’ ve “Uzak Doğu’’ kavramlarının kullanılmaması gerekir.
Bu hafta bölgesinin nüfusu, yüzölçümü ve ekonomisiyle önemli bir ülkesi olan Suudi Arabistan Krallığı’nı inceleyeceğiz. Yazının ilerleyen kısmında değinecek olsam da bu ülkeyi incelememizin en önemli nedenlerinden biri Suudi Arabistan’ın 2030 Vizyonu. Suudi Arabistan 2016 yılından itibaren ülke ekonomisinin petrole bağımlığını azaltmak ve ekonomik çeşitliliğini sağlamak amacıyla “Vizyon 2030 Projesi’ni’’ başlattı. Suudi Arabistan, Vizyon 2030 Projesi’yle ekonomisini çeşitlendirmeyi, özel sektörünü büyütmeyi, imalat sektörünü geliştirmeyi, yenilenebilir enerji sektörünü inşa etmeyi, yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmeyi ve ekonomisini daha sağlam bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor.
Ülkenin başkenti Riyad dışında ticarette önemli şehirlerini Cidde ve Damman olarak sayabiliriz. Riyad siyaset ve ekonomi şehriyken Cidde daha çok liman ve ticaret şehri.
Suudi Arabistan’ın nüfusu 33,4 milyon. Ülkenin demografik yapısına bakacak olursak; ülke nüfusunun yüzde 58,4’ünü Suudi Arabistan vatandaşları oluşturmakta. Diğer bölge ülkelerinden farklı olarak bir milletinin olduğunu söyleyebiliriz. Bunun yanında en önemli demografik özelliklerinden biri de nüfusunun yüzde 65’inin 35 yaş altında olması. Yani Suudi Arabistan’da genç bir nüfustan söz edebiliriz.
Ülkede 3 milyonu aşkın yabancı işçi yaşamakta olup, Hindistan, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Filipinler, Sudan, Etiyopya, Eritre, Yemen, Mısır ve Sri Lanka kökenliler en kalabalık yabancı grupları oluşturmakta. Kral Selman’ın ekonomiyle ilgili öncelikli hedeflerinden biri yabancı emeğe bağımlılığı azaltmak. Bu nedenle son yıllarda uygulanmaya başlanan işgücünde “Suudileştirme” politikası nedeniyle yerli ve yabancı şirketlere Suudi personel çalıştırma zorunluluğu getirilmiş.
2024 yılında 1,1 trilyon dolar olması beklenen GSYİH’yle dünyanın 19. büyük ekonomisine sahip olan Suudi Arabistan, 33 bin dolar kişi başı milli geliriyle dünyada 39. sırada yer almakta. Bunun yanında ülke, bölgesinin en büyük ekonomisine sahip. KİK (Körfez Arap Ülkeleri İş birliği Konseyi) ülkelerinin toplam GSYİH’sine baktığımızda yaklaşık yarısının Suudi Arabistan’dan geldiğini görüyoruz.
Ülkenin en önemli gelir kaynağı petrol ve doğalgaz. Suudi Arabistan, Venezuela’dan sonra dünyanın ikinci büyük petrol rezervlerine sahip; kamu gelirlerinin %85-90’ı, ihracat gelirlerinin ise %90’ı petrol sektöründen elde edilmekte.
Sanayi sektörüne baktığımızda ülke sanayisi hali hazırda ham petrol ile gaz ürünlerinin işlenmesine dayanmakta. İmalat sanayi GSYH’nin yaklaşık yüzde 14,8’ini oluşturmakta ve ağırlıklı olarak metal dışı mineral ürünleri, kauçuk ve plastik ürün imalatı, metal ürünler, gıda ürünleri ile kimyasal ürünlere yoğunlaşmakta. Ülkede hizmetler sektörünün de önemli bir yeri bulunuyor. Her geçen yıl yeni yapılan projelerle hizmetler sektörünün öneminin daha da artması ve Suudi yönetiminin hedefi olan 2030 yılına kadar 100 milyon turistin ülkeye çekilmesi amaçlanmakta.
Suudi Arabistan 2016 yılından itibaren ülke ekonomisinin petrole bağımlığını azaltmak ve ekonomik çeşitliliğini sağlamak amacıyla “Vizyon 2030 Projesi’ni’’ başlattı. Suudi Arabistan, Vizyon 2030 Projesi’yle ekonomisini çeşitlendirmeyi, özel sektörünü büyütmeyi, imalat sektörünü geliştirmeyi, yenilenebilir enerji sektörünü inşa etmeyi, yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmeyi ve ekonomisini daha sağlam bir yapıya kavuşturmayı hedefliyor. Benim kendi penceremden gördüğümü sandığım şey; Vizyon 2030 Projesi’nin iki önemli ayağının ekonomi ve toplum olduğu. Aslına bakarsanız bunlar iç içe. İstenilen ekonomik dönüşümün sağlanması için Suudi Arabistan gibi bir ülkede toplumsal dönüşümün de sağlanması gerekiyor. Gördüğünüz üzere Suudi Arabistan ekonomisinin en önemli gücü petrol ve doğalgaz kaynakları. Bu durum bir yönüyle Suudi Arabistan için bir risk. Bu nedenle Kral Selman da Suudi Arabistan ekonomisinin petrole bağımlılığını azaltmak ve ülkesindeki ekonomik çeşitliliği artırmak istiyor.
Nasıl mı? Öncelikli amaçlardan biri turizm... Malumunuz Suudi Arabistan’ın en önemli turizm geliri hac idi. Şimdiyse festival ve spor etkinlikleriyle turizmi canlandırmak ve bir yönüyle ülkenin imajını da değiştirmek istiyorlar. Mesela geçtiğimiz aylarda dünyanın en büyük müzik festivali Suudi Arabistan’da düzenlendi.
Hatırlayacağınız üzere istenmeyen olaylardan dolayı iptal edilen Galatasaray- Fenerbahçe maçı da Suudi Arabistan’da organize edilmişti. Hedefleri dünyanın en iyi on liginden biri olmak. Bu hedefe ulaşmak için Suudi Arabistan futbol ligine yılda ortalama bir milyar dolar tutarında olduğu söylenen astronomik harcamalar yapmaktan çekinmiyorlar.
Şeriatla yönetilen ülkede kadınların araç kullanması ya da konser gibi etkinliklere gitmesi yasaktı. Şimdi ise kadınların araç kullanması ve etkinliklere katılması serbest. Dünyadan turist çekmeye çalışırken mecburen ülke içinde de reformlar yapılmak zorunda. Aksi takdirde kadınların araç kullanmasının ya da konser gibi etkinliklere gitmesinin yasak olduğu bir ülkeye kadın turist gelmesi düşünülemez ve bu durum ülkeye gelen erkek turist sayısını da etkiler. İşte Suudi Arabistan’da toplumsal reformların yapılmasının ardındaki neden aslında “tamamen duygusal’’ yani ekonomik. Suudi Arabistan modernleşme hamleleri yaparak ılımlı bir ülke imajı vermeye çalışıyor, tıpkı Birleşik Arap Emirliği gibi.
Tabi turizmi çeşitlendirmenin bir yolu da devasa inşaat projeleri. Tıpkı Dubai’de bir zamanlar gördüğümüze benzer şekilde Suudi Arabistan’da da Neom, The Line, Oxagon, Trojena, Diriyah Gate, Qiddiya, Red Sea, Amaala gibi mega projeler bulunuyor. Malum biz inşaat sektörünü çok eleştirsek de inşaat sektörü ülke ekonomileri için önemli bir itici sektör. Yüzlerce sektöre dokunan inşaat sektörü ülkenin büyümesinde de pozitif katkı sağlıyor.
Kral Selam yapmaya çalıştığı toplumsal dönüşümün dünyada iletişimini de düşünmüş. Gelişmiş ülkelerde köşe yazarları Kral Selman ve yapmaya çalıştığı reformlara methiyeler düzüyorlar. Tabi bu yapılan PR çalışmaları da ekosistemin bir parçası.
Suudi Arabistan’ın dış ticaret rakamlarına baktığımızda, 2023 yılında ihracatının yüzde 28 azalarak 298 milyar dolara gerilediğini görüyoruz. Bu düşüşün nedeni ülkenin ihracatında petrol sektörünün aldığı yüzde 90’lık pay. 2022 yılında petrol fiyatlarının yüksek olması, 2023 yılındaysa gerilemesini ihracatındaki düşüşün temel nedeni olarak görebiliriz. Suudi Arabistan dünya ihracatından aldığı %1,7’lik pay ile on dokuzuncu sırada yer alıyor. Suudi Arabistan son yıllarda uyguladığı ekonomik programla ülkedeki üretimi desteklemek ve petrol dışı ürünlerin ihracattaki payını artırabilmek için lokal üretimi yapılan sektörlerde koruma duvarlarını yükseltiyor.
Suudi Arabistan’ın en çok ihraç ettiği ürünlere baktığımızda ilk sırada mineral yağlar ve yakıtları görüyoruz. Mineral yağlar ve yakıt ihracatı toplam S. Arabistan ihracatının yaklaşık yüzde 80’ini oluşturuyor. Daha sonra sırasıyla plastikler ve mamuller, organik kimyasallar, gübreler, alüminyum ve alüminyumdan eşyalar, inorganik kimyasallar, hava taşıtları, mücevher eşyası, bakır ve bakırdan eşyalar ile kauçuk ve kauçuktan eşyaları görüyoruz. Suudi Arabistan’ın ihracatında en büyük payı yüzde 22’lik oranla Çin Halk Cumhuriyeti alıyor. Diğer yazılarımda Çin’in özellikle yakın doğumuzda artan hegemonyasından bahsetmiştim. Çin bölgedeki hemen hemen her ülkeyle ticaretini rekor seviyelere çıkarmayı başardı. Son on yılda bölgeye olan ihracatını ise on kat artırdı. Çin’in ardından Suudi Arabistan’ın en fazla ihracat yaptığı ülkeler; Japonya, Hindistan, G. Kore, ABD, Malezya, Tayvan, Polonya, Singapur ve İtalya olarak sıralanıyor.
Suudi Arabistan’ın en fazla ithal ettiği ürün gruplarına bakacak olursak; motorlu kara taşıtları, makineler, mekanik cihazlar ve aletler, elektrikli makine ve cihazlar, eczacılık ürünleri, mücevher eşyası, hava taşıtları, demir veya çelikten eşya, optik, fotoğraf, ölçü ve tıbbı alet ve cihazlar, mobilyalar, aydınlatma cihazları, prefabrik yapılar ve plastikler ve mamulleri görüyoruz.
Suudi Arabistan’ın en fazla ithalat yaptığı ülke yine Çin. Çin’in Suudi Arabistan’ın ithalatından aldığı pay yüzde 28. Suudi Arabistan’ın diğer ithalat yaptığı ülkeler ise ABD, Hindistan, Almanya, İsviçre, Japonya, İngiltere, G. Kore, İtalya ve Fransa olarak sıralanmakta.
Suudi Arabistan, BAE, Katar, Kuveyt, Umman ve Bahreyn’le birlikte KİK (Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi) üyesidir. KİK üyeleri arasında bir çeşit Gümrük Birliği vardır ve üye ülkeler arasında gümrük vergisi bulunmamaktadır. KİK’in ayrıca Singapur ve EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Birliği) ile serbest ticaret anlaşması bulunmaktadır. Bunların yanında Büyük Arap Serbest Ticaret Bölgesi (GAFTA) ile de STA’sı bulunmaktadır. Ülkemizle Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) arasında Serbest Ticaret Anlaşması birinci tur müzakereleri bu yıl içinde Ankara’da yapıldı ve ikinci tur müzakereler son çeyrekte Riyad’da gerçekleşecek. Çin’in Orta Doğu’da ağırlığının arttığı bir dönemde bizim bu bölgedeki iş birliğimizin farklı enstrümanlarla artırılması önemli.
2023 yılında Suudi Arabistan’a olan ihracatımız yaklaşık yüzde 145 oranında artarak 2,62 milyar dolar seviyesine ulaşmış. Malumunuz Cemal Kaşıkçı olayından sonra Suudi Arabistan ile olan siyasi ilişkilerimizdeki gerilme ihracatımızı da etkilemişti. Akabinde iki ülke ilişkilerinin düzelmesiyle ihracatımızda baz etkisiyle büyük bir ivmelenme görülse de hali hazırda 2019 yılı ihracat rakamlarını yakalayamadık.
Suudi Arabistan’dan yaptığımız ithalatsa 2023 yılında yüzde 36 azalarak 3,04 milyar dolar seviyelerine gerilemiş. Bu düşüşteki en önemli neden ise petrol ve emtia fiyatlarındaki gerileme diyebiliriz. Suudi Arabistan’a en fazla ihraç ettiğimiz ürünlere baktığımızda, ilk sırada makineler, mekanik cihazlar ve aletleri görüyoruz. Akabinde halılar ve yer kaplamaları, mobilyalar, aydınlatma cihazları, prefabrik yapılar, elektrikli makine ve cihazlar, demir veya çelikten eşya, motorlu kara taşıtları, taş, alçı, çimento, amyant, mika vb. maddelerden eşya, örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarı, hayvansal, bitkisel veya mikrobiyal katı ve sıvı yağlar ve örme giyim eşyası ve aksesuarları gelmekte.
Suudi Arabistan’dan ithal ettiğimiz ürün gruplarıysa; plastikler ve mamulleri, organik kimyasallar, mineral yakıtlar, yağlar, kauçuk ve kauçuktan eşya, demir ve çelik, kurşun ve kurşundan eşya, gübreler, inorganik kimyasallar, boyalar, meyveler ve sert kabuklu meyveleri olarak sıralanmakta. Türkiye Cidde deniz yolu transit süre 7-14 gün arasındayken Riyad için yaklaşık 21-29 gün süre verilmekte. Suriye’nin karayolu ihracatı için açık olması durumunda karayoluyla ihracatın firmalarımız için büyük bir fırsat olacağını söyleyebiliriz.
Kaynak:
T.C. Dışişleri Bakanlığı
T.C. Ticaret Bakanlığı
Trade Map
Çin, bölgede hegemonyasını her geçen gün artırıyor. Tabiri caizse Körfez ülkeleriyle ilişkisini ilmek ilmek dokuyor. Bizim de Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ülkeleriyle ticari ilişkilerimizi geliştirmemiz önümüzdeki süreçte ihracatımız için çok önemli. Bu yönüyle Ticaret Bakanlığı’nın İslam İş birliği Teşkilatı Üyeleri ile İhracatı Geliştirme Stratejisi ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile Serbest Ticaret Anlaşması çalışmaları ülkemizin bölgeye ihracatı açısından önemli süreçler. Türkiye ve Suudi Arabistan arasında mümkünse vize anlaşmasının yapılması gerek psikolojik gerekse pratiklik açısından değerli bir eşik olabilir.
GÜÇLÜ YANLARI
•Bölgenin en büyük ekonomisi
•Petrol rezervleri
•Yüksek döviz rezervleri
•Teknolojik alt yapısı
FIRSATLAR
•Vizyon 2030 Projesi
•Ekonominin çeşitlendirilmesi
•Ülkenin ithalata bağımlılığı
•Sosyal ve ekonomik reformlar
•Güçlü Türk malı algısı
ZAYIF YANLARI
•Petrole bağımlılık
•Yüksek yatırım maliyetleri
TEHDİTLER
•Fosil yakıt tüketiminin azalması
•Petrol fiyatlarındaki düşüş
•Bölgesel olaylar
•Bütçe açıkları
•Mega projelerin tamamlanamaması
Kültürel yakınlık, Türk dizileri ve İstanbul’a olan ilgileri vb. nedenlerden dolayı Suudiler ülkemizi seviyorlar ve pazarda “Made in Turkiye’’ markasının algısı gayet iyi. Suudi Arabistanlı tüccarlar için sıcak ilişki ve güven önemli. Bu nedenle muhakkak belirli aralıklarla yüz yüze görüşmekte fayda var. Ülkede dinin sosyal hayatta ve iş hayatında önemli bir yeri var. Bu hassasiyeti göz önünde bulundurmakta fayda var.
• Toplantılar için en uygun zaman dilimi öğleden önce ya da ikindi vaktinden sonra. Randevu ve ziyaretlerde namaz saatlerine dikkat edilmeli ve hafta sonu tatillerinin Cuma ve cumartesi günleri olduğunu unutmamak gerek. Suudi’ler vakit konusunda çok hassas olmasa da bizim zamanında toplantı yerinde olmamız önemli. Ziyaretlerinizde yanınızda ülkemizden küçük bir hediye götürmeniz ilişkileri geliştirmek için önemli olabilir.
• İngilizce yaygın olarak kullanıldığından muhtemelen bir tercümana ihtiyacınız olmayacaktır. Suudi Arabistan’a ihracat yapacaksanız SABER sistemine kayıt yapmanız gerekiyor. Aksi takdirde ürünleriniz gümrükten çıkamıyor.
• Sanılanın aksine dijital kasları güçlü bir toplum ve teknolojiyi yakından takip ediyorlar. Ülkenin yüzde 98 internet kullanımı ve 5G altyapısı var. Genç nüfusunu da unutmamak gerek. E-ticaret potansiyeli oldukça yüksek.
• Ticaret Bakanlığı’mızın verilerine göre e-ticaret satışları 2022 yılında yüzde 17 artarak 10,1 milyar dolar seviyesine yükselmiş. XE-ticaret satışları içinde elektronik satışları birinci sıradayken moda, kişisel bakım ve ev ve mutfak eşyaları hemen arkasından gelmekte.
• Sosyal medya kullanımı yaygın olduğundan firma tanıtımı, marka reklamı, ürün pazarlaması gibi konularda sosyal medya ilk sırada yer almakta. X2030 Vizyonu kapsamında ortaya koyulan mega projelerinden dolayı müteahhitlik ve turizm sektörlerinde önemli potansiyel fırsat barındırıyor.
• Suudi Arabistan’da modern pazar oldukça güçlü. Ülke, körfez bölgesindeki en büyük perakende pazarı olarak öne çıkmakta.
Suudi Arabistan’ın ekonomiyle ilgili en öncelikli hedefini petrole ve yabancı emeğe bağımlılığı azaltmak olarak özetleyebiliriz. Bunun için bir yandan turizm ve mega inşaat projeleri için hummalı çalışmalar yürütürken bir yandan da yatırım ortamının iyileştirilmesi ve rekabetçiliğin artırılması için farklı çalışmalar yürütülüyor. Bunlardan biri de Özel Ekonomik Bölgeler.
• Veliaht Prensi Muhammed bin Selman geçtiğimiz sene Riyad, Cizan, Ras Al-Khair ve Kral Abdullah Ekonomik Şehrinde dört özel ekonomik bölgenin kurulacağını duyurdu.
• Ekonomik özel bölgelerin mevzuatı Suudi Arabistan’da uygulanan mevzuatlardan farklı olacak. Özel ekonomik bölgelerinin amacı kısaca bölgede yatırım yapacak firmalara rekabetçi koşulların sağlanması diyebiliriz.
• Bu bölgelerde yüzde 100 yabancı mülkiyetli şirket kurulumu, düşük vergilendirme, gümrük vergilerinden muaf makine ve hammadde ithalatı, şirket kurulma prosedürlerinde kolaylık ve yabancı eleman istihdamında esneklik gibi çeşitli avantajlar sağlanması planlanıyor.