Trend Micro, siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biri. Japonya merkezli tek global siber güvenlik şirketi olan Trend Micro, dijital bilginin dünya genelinde güvenli bir şekilde paylaşılmasına yardımcı olan çözümler sunuyor. Şirketin siber güvenlik platformu, bulut ortamları, ağlar, cihazlar ve uç noktalarda milyonlarca son kullanıcıyı ve yüz binlerce işletmeyi koruyor. Siber güvenlik platformu AWS, Microsoft ve Google gibi ortamlar için ileri düzey tehdit savunma teknikleri sağlıyor. Şirketin 50’nin üzerinde ürünü var. Mevcut tüm ürünlerin bulut versiyonu yapıldı.
Trend Micro’nun Asya Pasifik, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi (AMEA) Finans ve Kamu Sektörel Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Yakup Börekçioğlu ile buluştuk ve siber tehditleri, sundukları çözümleri konuştuk.
Sohbetimizde özellikle Rusya-Ukrayna savaşından sonraki gelişmeler ilgimi çekti. Zira, savaştan sonra birçok ülkede data güvenliği tekrar masaya yatırılmış durumda. Yakup Börekçioğlu, ağır regülasyonların devreye girmesine neden olan bu süreci şöyle anlattı:
Siber saldırı endişesi dalga dalga diğer ülkelere yayıldı
“Rusya-Ukrayna savaşı çıkınca Rusya’da Amerikan şirketleri üzerinden çalışan bulut şirketlerinden hizmet alan Rus şirketlerinin servisleri bir günde kesildi. Rusya neredeyse operasyonu yapamaz hale geldi. Çünkü bütün dataları Amerikan şirketlerinin üzerinden çalışıyordu. Benim baktığım bölgeye bu dalga dalga şöyle yansıdı: Devletler ‘Yarın öbür gün biz bir savaşa girersek ve bu savaşın karşıtı bir ülkenin teknolojilerini kullanırsak ve bu kapatılırsa benim ülkem durur.’ Bu endişeden dolayı özellikle bizim coğrafyada ağır bir şekilde özellikle kamuda ‘Acaba buluta gitmesek mi, gitsek bile datamızın doğru olarak bizde olduğundan nasıl emin olabiliriz’ diye ağır regülasyon süreçleri başladı. Arap ülkelerinde, Hindistan’da, Afrika’nın bazı ülkelerindeki bulut yerlerinde bu ciddi bir probleme dönüştü. Dolayısıyla savaştan sonra devletler data güvenliğine ağırlık vermeye başladı.”
Dijital dönüşümün siber saldırı riskini artırdığına da dikkat çeken Börekçioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel kamu ve finansal sistem, pandeminin hızlandırdığı benzersiz bir dijital dönüşüm sürecinde. Kötü niyetli aktörler, bu dijital dönüşümü fırsat bilerek finansal sisteme yönelik tehdit oluşturmaya devam ediyor. Özellikle finans sektörü, Covid-19 ile ilgili siber saldırıların sağlık sektöründen sonraki en büyük payına sahip. Gelecekte daha tehlikeli saldırılar ve şoklar beklenebilir. Finansal verilerin bütünlüğüne yönelik saldırılar, genel güveni ve güvenceyi daha geniş bir şekilde tehlikeye atabilir. Bu, küresel bir sorun. Tehditlerle etkili bir şekilde başa çıkmak için ulusal güvenlik kurumlarının katılımı gerekli. Sorumluluk boşluğu, küresel finansal sistemini koruma konusundaki roller ve yetki alanları hakkındaki süregelen belirsizlik riskleri körüklüyor.”
Türkiye’de en çok finans, enerji, sağlık ve kamu siber saldırılara maruz kalıyor
Yakup Börekçioğlu, siber saldırıların şirketler için çok büyük maliyetlere neden olduğuna dikkat çekti ve şeyle devam etti: “Finans kuruluşlarına çok atak oluyor. Fidye yazılımları hâlâ dünyada ve Türkiye’de bir numara. Dataları transfer edip satanlar, müşterinin sistem akışını bozan ataklar var. Yapay zekâ kullanan şirketlerin öğrettiği veriye müdahale ediliyor. Türkiye özelinde de siber güvenlik riskleri dünya geneliyle benzer karakteristikler gösteriyor. Başta finans, enerji, sağlık ve kamu olmak üzere kritik altyapılar ve hassas verilere sahip sektörler siber saldırılara daha fazla maruz kalabiliyor. Trend Micro olarak kamu ve finans kuruluşlarının dijital dünyada güvenle faaliyet göstermelerine yardımcı oluyoruz. Toplamda 175’in üzerinde ülkede 500 bini aşkın kurum ve 17 milyondan fazla kullanıcı siber güvenlikleri için bize güveniyor.
■ “Bizim tek bir hedefimiz var: Kötü adamlara karşı müşterilerimizi korumak”
Trend Micro olarak 65 ülkede faaliyet gösterdiklerini ve 7 bine yakın çalışanları bulunduğunu belirten Yakup Börekçioğlu, birleşik siber güvenlik platformu ile kuruluşların siber riski daha iyi anlamalarını, bu riskler hakkında iletişim kurmalarını ve bu riskleri azaltmalarını sağladıklarını anlattı. Börekçioğlu, şöyle devam etti: “16 tehdit araştırma merkezinden oluşan global araştırma bölümümüz, sürekli yeni güvenlik zorluklarını analiz ediyor ve tanımlıyor. Bugün 1,7 milyar doların üzerinde bir gelire ve 7 binden fazla çalışana sahip güçlü, global bir şirket haline geldik. Sadece ticari başarılara değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve etik bir iş yapısına da büyük önem veriyoruz. Bunu da ekosistemimize katarak, tüm paydaşlarımıza değer katmayı ve teknolojik güvenlik alanında liderliğimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bizim tek bir hedefimiz var o da kötü adamlara karşı müşterilerimizi korumak.”