Rusya Avrupa’ya gazı kesince niye mi “Bize ne” diyemeyiz?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

✔ Rusya'nın Avrupa'ya gazı kesmesi karşısında "Bize ne, Avrupa düşünsün" diyebilir miyiz? Ne yazık ki diyemiyoruz. Bu karar dönüp dolaşıp bizi de etkileyecek.

✔ Avrupa ya üretimi kısacak ya yüksek maliyete razı olacak. Üretim kesintileri başladı bile. Bu, enflasyonun yükselmesi, bizim de Avrupa'dan daha yüksek fiyata ithalat yapmamız demek.

Rusya-Ukrayna savaşı başladığında genel görüş, bu savaşın birkaç hafta, bilemediniz birkaç ay içinde biteceği yönündeydi. Birinci yanılgı bu oldu. İkincisi; ki, bu biraz da ilk tahmine temel oluşturuyordu, Rusya’nın böyle bir savaş başlatmaktan ötürü bir anlamda dünyadan tecrit edileceği ve ekonomisinin bunu kaldıramayacağıydı. Ama pek hesaba katılmayan Rusya’nın Batı’dan başka kapılar bulabileceğiydi. Ayrıca Rusya başka ülkelere pek de bağımlı olmayan bir ekonomik yapıya sahipti ve enerji konusunda dünyanın en zengin ülkelerinin başında geliyordu. Zaman, Rusya’nın Avrupa’ya değil, Avrupa’nın Rusya’ya bağımlı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Hele hele doğalgaz kesilince... Rusya Avrupa’ya olan gazı kesti. Zaten Avrupa buna hazırlık yapıyordu ama ne kadar hazırlıklı olunursa olunsun durum vahimdi.

Gaz konusunda bizim sıkıntımız en azından şimdilik yok. Zamlara ve kışın çıkacak faturaya değinmiyorum, o tümüyle ayrı.

Avrupa ülkeleri, başta da Almanya, vatandaşlarına kışın adeta göç etmelerini tavsiye etmeye başladı. En iyi adreslerden biri de Türkiye. Almanlar için onlar açısından adeta çerez parasına 22 günlük tatil turları düzenlendi bile. Türkiye’ye bu kış sezonunda önceki yıllardan çok daha fazla turist gelmesi bekleniyor. Sayı bir milyonu rahatlıkla aşacak gibi. Biz de bundan pek memnun oluyoruz; döviz gelecek, diye. Olmamız da doğal.

Dedim ya bizim fiyatı dışında gaz sıkıntımız yok; hele bir de turist gelecek, belki için için “İyi oldu” da diyoruzdur. Tamam, turiste tabii ki gelme diyecek değiliz de, bu gazı kesme durumu sanki bizim ekonomimizi de fena etkileyecek; bu karar dönüp dolaşıp bizi de vuracak.

Nasıl mı?

Bu konuyu araştırırken Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Küçükkale'nin hazırladığı bir çalışmaya rastladım. Yakup Hocam ortaya çıkacak sorunları öyle sistematik bir şekilde sıralamıştı ki doğrusu ekleyecek başka bir yön göremedim.

Gelin sözü Prof. Küçükkale’ye bırakalım:

  • Rusya, Batı yaptırımları kalkıncaya kadar, kuzey boru hattından gaz aktarımının durdurulduğunu bildirdi. “Bize ne yahu, Avrupa düşünsün” diyemeyiz.

Bizi de birçok açıdan etkiliyor...

  • Son yıllarda başta Almanya olmak üzere Avrupa’ya rekabet gücü veren en önemli etken ucuz Rus gazıydı. Avrupa şimdi bundan mahrum kaldı. Bu ne anlama mı geliyor? Öncelikle üretimde düşüş anlamına geliyor.
  • Nitekim gaz kesintisi ya da gaz fiyatlarındaki artış nedeniyle bazı fabrikaların üretimlerini durdurduğu veya azalttığı biliniyor. Üretim kayıpları şimdiden başladı bile. Bu gaz kayıplarının telafisi mümkün değil mi? Mümkün...
  • Nasıl mümkün? Gemilerle LNG, yani sıvılaştırılmış doğalgaz ithalatı akla gelen ilk çözüm. Yalnız burada şöyle bir sıkıntı var. Gemilerle getirilecek olan LNG, Rus doğalgazı kadar ucuz değil. Maliyeti daha yüksek. Bu yolun seçilmesi üretim maliyetlerinin artması demek.

Ya üretim kaybı ya maliyet artışı

  • Yani Rusya’nın atmış olduğu adım, Avrupa’yı iki seçenek arasında bıraktı. Ya üretim kayıpları, yani arz daralması ya da üretim maliyetlerinde artış... Her ikisi de Avrupa’da “yüksek enflasyon” anlamına geliyor.
  • Avrupa enflasyonunun yükselmesi neyi tetikleyecek? Euronun değer kaybını tetikleyecek tabii ki. Kimin enflasyonu daha yüksekse onun parası değer kaybeder. Euronun dolar karşısındaki değer kaybı devam edecek. Parite 0.90’ların da altına inerse şaşırmam.
  • Bunun bize etkisi ne? Klasik söylemdir: “Türkiye ithalatını çoğunlukla dolar cinsinden, ihracatını çoğunlukla euro cinsinden yapar.” Evet, bu doğrudur. Yani, bizim açımızdan ithalat pahalanırken, ihracat ucuzlayacaktır.
  • Bu da, zaten çok da iyi durumda olmayan dış ticaret dengemizin daha da bozulacağı anlamına gelecektir.

Avrupa’dan enflasyon da ithal edeceğiz!

  • İthalatımızın çoğunu dolar cinsinden yapıyor olmamız, euro bölgesinden, yani Avrupa’dan hiç ithalat yapmadığımız anlamına tabii ki gelmiyor. Ancak bu aşamada euronun değer yitirmesinin avantajını yok edecek bir sorun çıkacak karşımıza: “Avrupa’da yükselecek enflasyon.” Dolayısıyla Avrupa’dan ithal ettiğimiz mallar daha pahalı hale gelecek. Örneğin görece daha pahalı Alman arabalarını unutup Fransız ve İtalyan arabalarına yönelmek gerekecek. Ama düşük segment arabalar bile fiyat açısından uçuşa geçecek.
  • Dolar cinsinden aldığımız petrol ve petrol türevi ürünler zaten el yakacak. Bakmayın siz petrolün şu anda ucuz olduğuna... Çin ekonomisi durgun seyrediyor, petrol o yüzden ucuz. Çin durgunluğu aşarsa petrol yeniden uçar!
  • Peki Çin durgunluğu aşabilir mi? Mümkün... Faiz indirimleri uygulanıyor, pandemi kısıtlamaları gevşedi vs... Çin durgunluğu aşacak gibi görünüyor...
  • Yeniden Avrupa’ya dönelim... Avrupa zaten yüksek enflasyondan muzdaripti. Resesyona girmemek için faiz artırımına sıcak bakmıyorlardı. Şu son gelişmelerle enflasyon daha da artacak. Ve resesyon ihtimali hala var. Yani Avrupa’nın faiz artırması biraz zor.
  • Ne var ki faiz artırımı zor ama imkansız değil. Ekonomik küçülmeyi kabullenip faiz artırımına gidebilirler. O zaman da arz daralması yaşanır. Adeta sakal-bıyık durumu, karar vermek zor.
  • Sonuçta Rusya’nın Avrupa’ya gazı kesmesi karşısında “Bize ne arkadaş” diyemiyoruz. Bu karar dönüp dolaşıp bizi de etkiliyor...
Tüm yazılarını göster