Riskler ve dünyadaki tarafınız

Volkan AKI Türkiye ve dünyada dönüşüm

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği, MY Executive iş birliğinde ve Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi destekleri ile düzenlenen Yönetim Kurulu Üyeliği Mentorluk ve Geliştirme Programı’nın panel katılımcılarından biri de bendim. Çok beğendiğim bu programda dünyada karşılaşılan riskler, yeni risk algısı ve yönetim kurullarının buna nasıl karşılık verebileceği yönündeki soruları yanıtladım. Görüşlerimi paylaştım… Teknolojideki dönüşüm riskleri, ekonomideki riskler, Türkiye’nin kendine özgü riskleri ve tabii iklim değişimi riskleri ve hatta bu konuda somut adım atılamamasının riskleri var. Dünya Ekonomik Forumu, Global Riskler 2022 raporunda bunlardan bazılarını çok net görebiliyorsunuz... Konunun pek çok penceresi var. Örneğin Türkiye tarafında dalgalı ekonomi karşısında işi devam ettirebilmek de en büyük risklerden. Ancak benim bakış açım sorulduğunda yanıtım şu oldu: ‘Yönetim kurulları da bu konuyu risk kurullarına devretmek yerine, yaşamlarının bir parçası haline getirmek zorunda…  Tabii sadece yönetim kurullarının değil, tüm şirketin bunu içselleştirmesi gerekli. Kurullar da buna liderlik edebilir. Çünkü artık risk tanımı değişiyor. Belirsizlik döneminde, atılan her adımın, tüm değişimin oluşturduğu risklerin yönetilmesi gerekiyor. Risk bir şirketin yaşam döngüsünün bir parçası haline gelmiş durumda. Ancak böyle yaklaşırsanız yönetebilirsiniz.

İklim değişimi ve dünya

Tabii en önemli konulardan biri iklim değişimi ve sürdürülebilirlik. Bu konuda görüşümü burada da tek kelimeyle özetliyorum: “Tarafınızı Seçin”… Yönetim Kurulları, yönetimler artık sürdürülebilirlik ve dünyanın korunması yönünde tarafını seçmek zorunda. Yapıyormuş gibi olma dönemi bitti… Yönetim kurulları artık bunu ya dünyada var olma biçimi olarak seçecek ya da seçmeyecek. Önümüzdeki dönem bunun dengesi üzerine mücadelelerle geçecek. Tıpkı yin-yang dengesi gibi… Şirketler burada hangi tarafta yol alacaklarına karar vermek zorunda. Kökten bir duruş kararı vermek zorundalar. Tabii pek çoğu bildiği yolda belki devam edecek. Ancak bunu algılayabilen şirketler bir sonraki Yeni Dünya’nın ve Yeni Normal’in bir oyuncusu olmaya devam edecek. Diğerleri ise oyundan çıkacak ya da başka bir dünyada kalacak… Bu konuda şirketlerin, topluma ne yaptıklarını, nasıl yaptıklarının ‘hesabını’ vermek zorunda olacaklar. Bu nedenle konunun iletişimi de belki bugün de önemli ama daha da önemli hale gelecek. Dünyanın sorunlarına karşı öncü ve yaratıcı olmak, fark yaratmanın önemli bir unsuru olacak.


Bazen Delice işler yapmak lazım!

Yukarıda şirketlerin yaşam döngülerinden bahsetmiştim. Aslında hem iletişimde hem yaptıklarıyla şirketler de sürdürebilirlik ve dünyaya bakışta öncü olmak zorunda… İşin kuralı da bu, yoksa fark yaratmak zor. Bugünün kuralı, her şey normal olana kadar böyle olacak. Bunun için bazen ‘Delice’ işler veya bir başka değişle öncü işler yapmak önemli.

Delice Zeytinleri kurtarmak

Delice işler dedim ya, gerçekten bunu bir proje olarak yapanlar var. Bugünlerde zeytin ağaçları konusunda çok hassas olmalıyız. Her ağacın çok değerli olduğunu bilmemiz gerekiyor. İşte tam burada Delice Zeytinlerini ekonomiye kazandırma projesinden bahsedeceğim. Delice, ormanlık alanlarda kendiliğinden büyüyen genellikle verimleri düşük zeytin ağaçlarına verilen isim…

Projenin kapsamı nasıl?

Projeye geçersek şöyle özetleyebilirim: Yudum Egemden ve Tohum Derneği, delice olarak adlandırılan bu yabani zeytin ağaçlarını, ekonomiye ve çiftçilerin kullanımına kazandırmak için Delice Zeytinlerinin Aşılanarak Ekonomiye Kazandırılması ve Çiftçilerin Desteklenmesi Projesi’ni başlattı. Projenin tanıtımı, Tohum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Musa Kaya ve Savola Gıda Türkiye Genel Müdürü Houmer Balazadeh’in ev sahipliğinde Manisa Davutlar Köyü’nde çiftçilerin de katılımıyla geçtiğimiz günlerde yapıldı.

Ağaçlar aşılanarak değişiyor

Ağaçların aşılanmasını bilmiyorum hiç gördünüz mü? İnternette mutlaka bulursunuz, gerçekten ilginç ve zorlu bir süreç… Proje kapsamında ilk olarak bu yıl Manisa’da 1500 delice ağacı aşılanmaya başlanmış. 2023’te Aydın ve 2024’te Balıkesir illerinde 1500’er olmak üzere toplam 4500 adet delice ağacı aşılanacak. Orman Bakanlığı’nın burada gösterdiği inisiyatif de çok değerli. Onla pek çok bölgede bu çalışmaları yürütüyor. Ege Bölgesi’nde şimdi Yudum’un desteği ile proje hız kazanacak. Savola Gıda Genel Müdürü Houmer Balazadeh Delice Zeytinler’den çıkan ürünlerin de bizzat kendileri tarafından çiftçiden satın alınacağını söyledi. Belki bunlar özel bir seri yapılacak. Bu da çiftçinin bu konuda motive edilmesi için kilit kararlardan biri…

Tohum Derneği’nin katkıları

Tohum Derneği’nin pek çok projede olduğu gibi, buradaki katkıları çok değerli… Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Musa Kaya, projede sürdürülebilirliği esas aldıklarını belirterek şunları söylüyor: “Her zaman doğayı, tarımı ve çiftçileri destekleyen projeler ortaya koymaya çalışıyoruz. Savola Gıda Türkiye ile geçen yıl başlattığımız Yerli Ayçiçeği Tohumu Destekleyici Sosyal Sorumluluk Projesi sektörde bir ilk olmuştu. Bu yıl da Savola Gıda Türkiye’nin desteği ile delice zeytinlerin ekonomiye kazandırılması için yeni bir iş birliğine imza attık. Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri, orman bölge müdürlükleri ve araştırma enstitüsü aracılığıyla bu projenin sürdürülebilirliğini sağlayacağız. Ayrıca proje kapsamında çiftçilerimize eğitimler de vereceğiz”.

Halkaları tamamlayacağız

Savola Gıda Türkiye Genel Müdürü Houmer Balazadeh de “Zeytinyağı üretiminde yarım asıra yakın bilgi ve tecrübeye sahibiz. 2013’ten bu yana Türkiye’nin lider ambalajlı zeytinyağı ihracatçısı olmanın gururunu yaşıyoruz. Delice Zeytinlerinin Aşılanarak Ekonomiye Kazandırılması ve Çiftçilerin Desteklenmesi Projesi’nde Yudum Egemden markamız ve Tohum Derneği ile zeytin, zeytinyağı üretimine katkıda bulunmak için önemli bir adım attık. Bu proje ile eğitim programları da dahil olmak üzere çiftçilerimizi her anlamda desteklemeyi hedefliyoruz. Bu seneden itibaren aşılanan delice ağaçlarından elde edilen zeytinleri çiftçilerimizden alıp sıkacağız ve Yudum Egemden markamızla şişeleyerek tüketicilerimizle buluşturacağız. Bu sayede kıymetli çiftçilerimiz de emeklerinin karşılığını almış ve zincirin tüm halkaları tamamlanmış olacak” diyor.

Tüm yazılarını göster