Türkiye’nin kredi risk primi; 5 yıllık CDS değeri 657 oldu. Altı ay önce bu değer 392’ydi. Yani yarım yılda hızla tırmanan risk primiyle karşı karşıyayız. Peki, bu ne anlama geliyor? Borçlanmanın faiz üzerinden artışı… Bir bakıma yasal tefecilik bu... Nitekim sonuçları yasadışı tefecilikle örtüşüyor.
Devletler, borç zaafındaki ülkelere karşı tefecilik yapar mı? Elbette… LİBOR denen uluslararası kabul görmüş faiz oranının üzerine, ülkenin risk primlerini (CDS) ilave eder ve borçlanma faizini belirlerler. Misal Türkiye’nin risk primleri ortalama 400’lerde seyrederken LİBOR %1 idi.
Tefeci boyutundaki borçlanma faizimiz pratikte şöyle hesaplanıyordu; (CDS/100+Libor) 400’den gelen 4 puan ve Libordan gelen 1 puan ile % 5 baz faiz belirleniyor, üzerine komisyon, jeopolitik gibi ilavelerle dolar bazında %6-7’lik maliyet şekilleniyor.
KREDİ BORCUN KURUMSAL HALİDİR
Kredi; borcun kurumsal halidir. Banka benzeri kurumların verdiği borcun adıdır kredi… Bir insan hayatındaki borç; eksik ve gedik kapama aracı olabilir. Fakat söz konusu şirket ise borç, ya genişlemeye, yenilenmeye ya da varlığını sürdürmeye dair olan ihtiyaçtır.
Borç, faiz ve zamandan beslenir. Eğer faiz sıfır ise, buna ödünç para deriz. Geri almamak üzere verilen paraya borç değil; hibe deriz. Zaman; faiz oranının ne kadar süre için işleyeceğini belirler. Zaten faiz, zaman üzerinden borcun maliyetini tanımlar.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Enflasyon yüksek iken kredi çekilerek ev alınır mı?
Elbette alınır. Burada iki sorun vardır; 1-krediye ulaşabilmek, 2-kredi taksitlerini geri ödeme kabiliyeti… Eğer 2 milyonluk kredinin 10 yıllık vadede aylık ödemesi 28 bin lira ise bir eve giren iki asgari ücretle, geri ödenemez.
Kredi çekilerek borsaya girilir mi?
Borsa, enflasyonist dönemlerde bir kaçış limanı olabilir. Birikim sahibi kendini borsada enflasyondan korumayı deneyebilir. Ancak kredi çekerek borsaya girenin üstleneceği riskler, daha farklı hesaplanmalıdır. Alternatif getiri üzerinden yapılacak hesaplar tutmayabilir. Bu bir bakıma borç para alarak spor toto kolonu doldurmaya benzetilebilir.
NOT
ATEŞ DENİZİNİ MUMDAN KAYIKLARLA GEÇMEK
Borç sağanağı; “ödeme sıkıntısı ya da tüketim histerisi içindeki ülke, kurum veya kişilerin, ödünç kaynaklara sıkça başvurmasını” anlatır. Ödeme vakti geldiğinde, bunu yeniden borçlanarak yapmaya “borç yüzdürme” denir.
Böylesi haller, krizden bir önceki durak iklimidir. Büyük ihtimalle borç yüzdürme, nihayetinde kriz kıyılarına varacaktır. Zaten kıyı, denizin pes ettiği yerdir ve ödenecek bedel, Kriz jargonuyla gelişecektir.
Eğer borcunla, onu yüzdürerek baş etmek niyetinde isen şu şiiri hatırla; “Hayatımın çok uzaklarına açıldım, el sallamıyor, resmen boğuluyorum.”