Revize edilen enflasyon oranları ve maaşlara etkisi

Zafer Özcivan

Ekonomist-Yazar

Bugüne kadar enflasyon tahminleri sürekli olarak revize edildiği halde hiç birisi maalesef tutmuyor ve öngörülen orandan daha yüksek çıkıyor. Çünkü hedeflenen süre zarfında bir takım beklenmedik ekonomik ve sosyal gelişmelere maruz kalıyoruz.

Merkez bankası tarafından içinde bulunduğumuz yılın başında yılsonu hedefi olarak %26 belirlenen enflasyon oranı, sırasıyla yıl içinde %38 ‘e ardından %41,5’a ve son olarak da %44’e yükseltildi. Yani yıl içinde yapılan dördüncü tahmine göre yılsonunda %44 le enflasyonu kapatacağız. Peki, neden bu kadar revize ediliyor bu sorunun cevabını aramaya çalışalım. Yukarıda bahsettiğim gibi süreç içinde öngörülemeyen sosyal ve ekonomik olaylar ekonomik göstergelerin değişimine sebep gösterilebilir. İçinde bulunduğumuz dönemde Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken geçen yıl 7 Ekim’de başlayan İsrail-Hamas olayları ve Lübnan, İran gibi ülkelerin de olaya dahil olması sonucunda petrol fiyatlarının sürekli iniş çıkış durumunda olması; olayların devam etmesine hazırlık olarak savunma sanayine yapılan harcamalar, terörle sürekli olan mücadelemiz için harcanan paralar tabii ki bizim vergilerimizle ödeniyor ve devlet bütçesinin açık vermesine sebep oluyor. Bu durumda da hükümet başta akaryakıt, enerji, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünleri ithal olarak tedarik edildiği için bunlara zam yapmak, bazı vergi düzenlemeleri yapmak zorunda kalıyor ve bunların sonucunda doğal olarak hedeflerden negatif yönde sapmalar meydana gelebiliyor.

Yukarıda belirtmeye çalıştığım oranlarda yılbaşından günümüze kadar enflasyonda %16’lık bir sapma olduğu aşikârdır. Ancak %44 hedefinin tutması da epeyce zordur ve yılsonuna çok az bir süre kala umarız tekrar bir revizyona gidilmez.

Bildiğiniz üzere her yıl bu süreçte yılsonu yaklaştığı için memur, memur emeklileri, asgari ücret ve emekli maaşlarına ilişkin tahminler, tartışmalar yazılı ve görsel basında yerini almakta ve gündem olarak maaşlar kesinleşinceye kadar kamuoyunu meşgul etmeye devam etmektedir.

Geçtiğimiz günlerde TCMB Başkanı Fatih Karahan asgari ücrete yapılacak artış oranının %25’le sınırlı kalacağını ifade etmişti ama enflasyonda yapılan revize sonrasında asgari ücretin hükümet yetkilileri, işçi ve işveren temsilcileriyle yapılacak toplantılardan sonra belirleneceğini veya bunun merkez bankasının işi olmayacağı mealinde sözler sarfetti. Bildiğiniz üzere dar asgari ücretle çalışanları yüksek enflasyona ezdirmemek amacıyla birkaç yıldan bu yana asgari ücrete yıl ortasında ek zam yapılmasına rağmen bu yıl yapılmadı. Emeklilere ise en düşük maaş olan 10 bin TL alanlara seyyanen %25, diğer emeklilere de Ocak-Haziran enflasyon toplamı olan %24,73 maaş artışı verilmişti. Ancak verilen bu artışlar zam değil, sadece enflasyon farkıdır.

TCMB’nin enflasyon oranını %44 olarak revize ettikten sonra yılsonunda yapılacak maaş artışları yüzde kaç olacak, refah payı verilecek mi soruları hepimizin gündemi olmaya başladı. Diğer taraftan IMF nin isteği gereği yani hedef enflasyon oranında verilmesi ifade edilmektedir. Yani 2025 yılı revize edilen oran olan %21 baz alınarak değerlendirilecektir. Asgari ücret, geçmiş dönem enflasyon oranı olan %44; emekli maaşları ise (%44-%24,73) =%19,27 yapılırsa yeterli olmayacağı açıktır.

Ancak çalışanların ve işverenlerin beklentileri %50 ve %25 olduğu bir öneri ile karşı karşıyayız. Ayrıca yapılacak ücret ve maaş artışlarının enflasyonu yükselteceği yani halkın geliri yükseldikçe harcamaları da artacağı için iç talep çoğalacağı görüşü de gündemdedir. Asgari ücrete %50 zam gelse bile genel enflasyona oranı %3,5-4 arasındadır ama bu etki %5 olsa bile bu kadar küçük bir oran için milyonlarca insanımızın açlık ve sefaletle yaşama sevk edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Asgari ücrete yapılacak zam oranları aşağıdaki gibi olsa sonuçlarına bir bakalım:

Asgari ücrete yapılacak olası zamlarla yeni ücretler şöyle olabilir:

Yüzde 20 zam: 20 bin 402,40 TL

Yüzde 25 zam: 21 bin 252,50 TL

Yüzde 30 zam: 22 bin 102,60 TL

Yüzde 35 zam: 22 bin 952,70 TL

Yüzde 40 zam: 23 bin 802,80 TL

Yüzde 44 zam: 24 bin 482,88 TL

Yüzde 45 zam: 24 bin 652,90 TL

Yüzde 50 zam: 25 bin 503 TL

Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere %50 zam olsa bile yeterli olmayacağı kesindir. Artışlar ne oranda olursa olsun enflasyon kontrol altına alınmadıkça yani halkın alım gücü yükselmedikçe hiçbir önemi yoktur. Çünkü alınan artışlar çok kısa sürede enflasyona yenik düşmektedir.

Peki; en ideal çözüm ne olabilir?

Bana sorarsanız özellikle dar ve sabit gelirliler başta olmak üzere halkın enflasyon altında ezilmemesi için;

Asgari ücret 2024 yılı enflasyon hedefi olan %44 eklenmeli ve her ay TÜİK tarafından belirlenen TÜFE oranında güncellenmelidir. Her ay güncellenme yapılamıyorsa 17002 X %44+2025 yılı enflasyon hedefi olan %21 eklenmeli ve yaklaşık 30 bin TL olmalıdır.

En düşük emekli maaşı ise asgari ücretle eşitlenmelidir.

Sonuç olarak halkın alım gücünün düşmeyeceği şekilde enflasyon kontrol altına alınmalı ve yukarıdaki şekilde bir değerlendirme yapılmalıdır.

Tüm yazılarını göster