Bu hafta size ilginç bir analizi paylaşacağım. Oxford Economics/Harver Analytics tarafından bir araştırma 1950 yılından itibaren ortaya çıkan resesyonların üstesinden gelinmesi için atılan "parasal genişleme" adımlarının sonuçlarını anlatıyor.
Buna göre 1950-1998 yılları arasında yaşanan 8 adet resesyon sonrasında başlatılan genişleme adımlarının, en fazla 5 yıl sürdüğünü ortaya koyarken, 1997-1998 ve 2008-2009 Krizlerinden sonra başlatılan genişleme adımlarının 120-125 ay, yani 10 yıl ve daha fazla süreyle devam ettiğini gösteriyor.
Bu durumda 2009 yılının sonuna doğru toparlanmaya başlamış olan hisse senedi piyasalarının Dolar bazında neden bu kadar para kazandırdığını da anlamak kolaylaşıyor. Ciddi bir parasal genişlemeyle beraber faizlerin hızla düşmüş olması bazı iyi ve kötü sonuçları beraberinde getirmiş gibi gözüküyor. Hatta yan etkileri de diyebilirim.
"Ucuz para iş dünyasının aklını başından aldı..."
Geçenlerde Powell'in yaptığı konuşmada da belirttiği gibi firmaların çok ucuz parayla borçlanma imkânı bulmaları, kar etme ve kendilerini rakiplerine karşı hamle yapabilme reflekslerini köreltti. "Nasıl olsa ucuz hatta bedava para var, kendimizi çok sıkmayalım" demeseler de, davranış tarzları bu şekilde gelişti.
Aslında Çin'de de bir ara bu rehavet yaşandı ama sonra kendilerini toparladılar. Bazı makalelerde Çin'deki performanssız kredilerin 450 milyar dolara ulaştığına dair bilgiler veriliyordu. Ancak, kimse bu rakamı teyit edemedi. Devlet Başkanı bu şekilde devam edilemeyeceğini anladı ve toptan bir sistem revizyonuna gitti. Kendisini de "hayat boyu başkan" yapacak yasayı da çıkarmayı ihmal etmedi. Yine de bugün Çinlilerin Amerikalılardan daha iyi bir performans göstermelerinin zeminini hazırladı diyebilirim.
Analize geri dönersek, 1950'lerden beri resesyonlara müdahale için atılan genişleme adımlarının sonucunda ortaya çıkan büyüme hızlarının zaman içinde sürekli düştüğünü de görebiliyoruz. Bu belki de ABD ekonomisinin o zamanlarda milli gelirinin bugünküne kıyasla çok büyük olmamasından kaynaklanıyor olabilir. Yine de %7'den %2.3'e doğru bir düşüş olduğunu belirtmeliyim.
Özetle, ABD'de resesyondan çıkmak için atılan adımların süresi uzarken, etkisi azalıyormuş gibi bir sonuç çıkıyor. Hem der teknolojinin bu kadar ilerlemesi ve yarattığı muazzam katma değere rağmen.
Parasal genişleme ve faiz konusundaki değerlendirmelere bir de bu açıdan bakmak faydalı olacaktır diye düşünüyorum.