Reklamlarda kalıpları kırma zamanı

Fatoş KARAHASAN Markalar & İçgörüler

Araştırmalar reklamlarda toplumsal cinsiyete dayalı olumsuz kalıp yargıların varlığını sürdürdüğünü ortaya koyuyor. Bu kalıpları yıkmak için yola çıkan Unstereotype Alliance Türkiye başarılı adımlarla ilerliyor.

Unstereotype Alliance, küresel bir fikir ve eylem koalisyonu. Medya ve reklam içeriklerinde olumlu toplumsal cinsiyet rollerin desteklenmesiyle daha eşit ve adil bir dünya yaratılması amacı taşıyor.

Çalışmalar Türkiye, Brezilya, Birleşik Krallık, Japonya, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri, Kenya, Avustralya, Meksika, Nijerya ve Hindistan’da UN Women tarafından yürütülüyor. Türkiye’deki kurucu üyeler arasında Avon, Coca-Cola, Colgate-Palmolive, Eczacıbaşı Holding, Eti Gıda, Johnson&Johnson, Kantar Media, Koç Holding, P&G, Publicis Groupe, Unilever, Vodafone ve WPP yer alıyor.

Unstereotype Alliance Türkiye iki yaşında

Unstereotype Alliance Türkiye 13 Aralık2021 tarihinde Sakıp Sabancı Müzesi’nde ikinci yaşını kutladı. Törene,  platform üyesi markalar, akademisyenler ve sektör temsilcileri katıldı. Platformun yeni üyeleri Bayer, GSK, Mullenlowe ve Odeabank için sembolik bir karşılama seremonisi düzenlendi.

Platform çatısı altında üretilen çeşitlilik ve kapsayıcılık bağlamında tüketici- endüstri- reklam odaklı araştırmanın sonuçları, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nezih Orhon moderatörlüğünde Bahçeşehir Üniversitesi Reklamcılık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Gül Şener ve Kantar Medya Genel Müdür Yardımcısı Erdem Tolon tarafından değerlendirildi. 

Dünyaya örnek olmanın gururu

Toplantıda konuşan Reklamcılar Derneği Başkanı Volkan İkiler, Unstereotype Alliance Türkiye olarak hedeflerinin reklamda toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak ve zararlı kalıp yargılarla mücadele etmek olduğunun altını çizerek “Bunu yaparken dünyadaki diğer ülkelere örnek olmak hatta liderlik etmek bizi gururlandırıyor” dedi.

Reklamverenler Derneği Başkan Yardımcısı, Eczacıbaşı Medya & Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri Dijital Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü, IAB Yönetim Kurulu Başkanı Ayşen Akalın paydaşların bir araya gelmesinin önemine dikkat çekerek şunları söyledi:: “Reklamlardaki toplumsal cinsiyete dayalı kalıp yargıların dönüşümünü sağlarken tüm sektör paydaşlarının bir araya gelmesi, farkındalığın artması, markaların birbirinden beslenmesi, iyi örnekleri çoğaltması için çalışmaya devam edeceğiz.”

Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Unstereotype Alliance Türkiye Koordinatörü Naz Akyol ise Türkiye’den çıkan iyi çalışmaların küresel düzeyde 10 farklı ülkeden 217 markaya ilham olması için çalışacaklarını belirtti

Hatay 1 Nisan 2022’de dünyaya kapılarını açıyor

Mezopotamya, Doğu Akdeniz ve Anadolu’da bilinen en az 13 farklı medeniyetin izlerini taşıyan, İpek Yolu’nun üzerindeki önemli bir uygarlık merkezi olan ve tarihinden gelen lezzetlerle dünyadaki 36 gastronomi şehri arasında yer alan Hatay, 1 Nisan 2022’de Expo için dünyaya kapılarını açacak.

‘Medeniyetler Bahçesi’ temasıyla 320 dönümlük bir alanda düzenlenecek olan Uluslararası Expo 2021 Hatay, tabiatın önemini vurgulayan temaları ve sürdürülebilir projeleri ile çevre bilincini ve doğa sevgisini tüm insanlara aşılamayı, gelecek nesillere ve şehre kalıcı bir miras bırakmayı hedefliyor.

Özel tasarlanan Antakya ve Arsuz alanlarında 2 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanan Expo 2021 Hatay’ın ana teması, uzun insanlık tarihi boyunca görülmüş olan tüm büyük medeniyetlerin gelişmesinde ve ilerlemesinde, işbirliği ve ortaklığın önemini anlatmak için seçildi. “Medeniyetler Bahçesi” teması, Expo 2021 Hatay’ın küresel deneyim paylaşımına ve iş birliğine ilham vermek ve sürdürülebilir kalkınma yolunda yeni ortaklıklar geliştirmeyi teşvik etmek için Hatay’ın tarihten gelen tecrübesinden yararlanmayı hedefliyor.

Sanatsal, tarihsel ve kültürel çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yapacak olan Expo 2021 Hatay’da; iyi gıdadan organik tarıma, kültürel kardeşlikten sürdürülebilir kalkınmaya geniş bir çerçevede temalar ele alınacak.

Expo alanları içerisinde yer alacak katılımcı bahçeleri, tematik bitki bahçeleri, çiçek sergi alanları ve bitki müzesi gibi fonksiyonları ile ziyaretçilerin kendi bölgelerini daha yakından tanımalarının yanı sıra, yaşadıkları ülke ve iklime uzak bitkileri de görme ve onlar hakkında bilgi sahibi olma imkânı sunulacak.

35 ulusal ve uluslararası şehrin Expo 2021 Hatay’da 50’den fazla dünya mutfağından lezzetler ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Yereli dünyayla, dünyayı bölgeyle buluşturacak.

Expo 2021 Hatay’da 600’ün üzerinde etkinlik de planlanıyor. Hortikültür alanında binlerce ürünün tanıtılacağı, tarım sektörünün önde gelen firmalarının, ulusal ve uluslararası şehirlerin başkanlarının buluşacağı ve tıbbi ve aromatik bitkilerin ilaç dünyasını mıknatıs gibi çekeceği Expo 2021 Hatay, ticaretin de kalbi olacak. Hatay’ın yerel üreticilerinin kazanacağı, ihracatını arttıracağı, dünyanın dört bir yanıyla network kurma ve iş birliği yapma fırsatı yakalayacağı Expo 2021, pandemi sonrası şehrin gücüne de güç katacak.

Hatay’ın mevcut potansiyelinin ulusal ve uluslararası iş insanları tarafından keşfedileceği Expo 2021 Hatay ile hem Türkiye hem bölge kalkınacak.

Büyük bir dönüşümün başlangıcı

Tanıtım toplantısında konuşan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş, Hatay şehri olarak uzun vadeli bir kalkınma stratejisi planladıklarını; şehrin ekonomisi, turizmi, tarımı ve destinasyon markası olarak gelişimi için Expo’yu hayata geçirdiklerini söyleyerek şöyle devam etti: “Tarımsal kalkınma, turizm ve yerel demokrasi alanlarında aynı anda hazırlıklarını sürdürdüğümüz master planlarımız ile şehrimizin makus talihini yenmek için kapsamlı hazırlıklar yapıyoruz. Hatay Deniz Otobüsleri HADO, Hatay Tarımsal Kalkınma Master Planı ve Hatay Turizm Master planı çabalarımızın hepsi aynı amaca dönük. İstiyoruz ki, hoşgörüye dayalı zengin kültürü ile Hatay ülkemiz için ve bölge için parlayan bir cazibe merkezi olsun. Bizce özel konumu ve yarım milyonu aşkın Suriyeli misafirleri ile Hatay bu süreci çok hak ediyor.”

Doç. Dr. Lütfü Savaş’ın sözlerine yürekten katılıyor ve  “Expo 2021 organizasyonunun, Hatay için büyük bir dönüşümün başlangıcı” olmasını diliyoruz. .

Çocuklar büyükleri uyandırmak istiyor

Yetişkinler “Dünya bize atalardan miras kalmadı. Onu çocuklardan emanet aldık.” diye düşünen Amerikan Yerlilerinin ne kadar haklı olduğunu bir türlü anlamak istemiyorlar. Gençlere, çocuklara yaşanacak bir dünya bırakmadıklarını görüyorlar ama yine de ısrarla doğayı mahvetmeye devam ediyorlar.

Bundan böyle, Türkiye’deki çocukların seslerini yükseltmelerine yardımcı olacak bir şarkıları var. Yuvam Dünya’nın projesi çocukların sesi oluyor.  Anne-babalara uyanma ve bir an önce çözüm aramaları çağrısında bulunuyor. Şarkının ismi “Uyan Anne, Uyan Baba”; besteleyen Nil Karaibrahimgil;  seslendiren ise ünlü şef Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası.  

“Söylerken ağladım”

Şarkı 14 Aralık 2021 tarihinde 42 Maslak Good Spaces’te kamuoyuna tanıtıldı. Yuvam Dünya Yönetim Kurulu Başkanı Kıvılcım Pınar Kocabıyık, sanatçı Nil Karaibrahimgil ve Yuvam Dünya Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın katılımıyla gerçekleşen etkinlikte projenin doğuşu ve hedefleri üzerinde duruldu. 

Nil Karaibrahimgil şarkının öyküsünü şu sözlerle anlattı: Bu şarkıyı 2050 yılında çocukların elma bulamayacağını duyduğum gün yazdım. İki yıl önceydi. Karlı bir dağ kasabasındaydım, korona yeni başlıyordu. Koronayı da iklim krizi gibi ciddiye almıyorduk. Şarkıyı ukuleleyle, yatağın kenarında kaydettim. Söylerken ağladım. Özellikle, ‘bugün doyurup da, yarınımı aç bırakamazsın’ kısmını… Benim de küçücük bir oğlum vardı ve dünyanın geleceği iyi değildi. Yok sayamayacağım kadar büyük bir aciliyetin ve sorumluluğun şarkısı ‘uyan anne’. Bir çığlık. ‘Uyan anne! Uyan baba!’ diyen bir çocuğun ağzından yazdım şarkıyı. Belki de kendi uyanışımdı bu. Oğlumun bana bağırışıydı.

Yakın arkadaşım Kıvılcım Kocabıyık’la, Yuvam Dünya derneğini kurmuştuk. İklim krizi hakkında bilinçlendirme ve aksiyon alma çalışmaları yapan müthiş bir dernek oldu kısa zamanda. ‘Uyan Anne, Uyan Baba’ onun şarkısı olsun istedik. Hem çığlığını atsın herkesi uyandırsın hem de Yuvam Dünya’nın çalışmaları rüzgâr alsın, destek görsün istedik

“Bir şarkıdan çok bir çağrı niteliğinde”

Yuvam Dünya Derneği YKB Kıvılcım Pınar Kocabıyık, hedeflerini şöyle ifade etti: Uzun yıllar boyunca belirsiz bir gelecekte veya bizden çok uzakta, mesela kutuplarda yaşanacağını düşündük. Artık hem bilimsel kanıtlar hem de hayat deneyimimiz iklim krizinin ne yazık ki artık ‘şimdi ve burada’ olduğunu bizlere gösteriyor. Bu anlamda iklim krizinin pratik varlığını ilk hisseden ve bu krizin önüne geçebilecek gerekli önlemleri alabilecek ilk nesiliz. Dolayısıyla sorumluluğumuz çok büyük. Yuvam Dünya Derneği olarak bu aciliyetin ve sorumluluğun farkındayız ve zaten bunun için yola koyulduk. Etkili iletişim yöntemlerinin mesajları iletmede yaratacağı farka, sporun kapsayıcı etkisine, kültür ve sanatın iyileştirici gücüne inanıyoruz. İklim konusuna neslimizin hikayesini değiştirmek ve kolektif bir hareket yaratarak bu krize neden olan kültürü dönüştürmek için çalışıyoruz.

Kaynaklar hızla tükeniyor

İklim kriziyle ilgili durumu değerlendiren Prof Dr. Levent Kurnaz su başta olmak üzere kaynakların hızla azaldığının altını çizerek, acil çözüm aranması çağrısında bulundu:  “Biz şu anda dolar ve Euro’nun yükselmesini konuşuyoruz ama öbür tarafta suyumuz kalmayabilir. Dünya çok kötü bir yana doğru gidiyor. Bugün Türkiye’de 5 milyon civarında mülteci var. İç savaş nedeniyle olduğu kadar iklim sorunu nedeniyle de bu insanlar geldi. 2011-2013 aralığında Suriye yeteri kadar yağış alsaydı bu kadar kişi Türkiye’ye gelmezdi. Maalesef önümüzdeki 20 senelik dönemde 30 milyona yakın kişi ülkemize gelmeye çalışabilir. Bunlar çok ciddi sorunlar. Yiyecek yemeğimiz kalmıyor. Ekmek fiyatlarını görüyorsunuz. Bunun arkasındaki sebep de buğday. Şu anda buğdayı yurt dışından ithal ettiğimiz için fiyatlar artıyor ama neden Türkiye’de üretemiyoruz diye sormamız lazım. Amerika’da son yaşanan fırtınada 100’den fazla kişinin hayatını kaybettiğine tanık olduk. Bu tür doğal afetler Türkiye’de de olabilir. Bugün uyanmak, farkında olmak gerekiyor. İklim krizi bunların en önde geleni evet ama kaynaklarımız kısıtlanmaya başladı. Bunu konuşmamız lazım. Su çok kıymetli bir kaynak. Fakat biz Türkiye’de bu kaynağı çok dikkatsiz kullanıyoruz. Uyanmamız lazım. Hem annelerin hem babaların uyanması lazım.”

Tüm yazılarını göster