Rehberliği sevip turizme girdi, 250 bin turist getirdi ikinci otel için kolları sıvadı

Vahap MUNYAR İŞ DÜNYASINDA DİYALOG

ANTAKYALI Tamer Çiçek, Ankara Üniversitesi Dil, Tarih’te felsefe bölümünde öğrenciyken rehberli bir tura çıktı. Tur boyunca rehberi izledi, hayal etti:

-          Rehberlik güzel işe benziyor. Hem geziyorsun, hem para kazanıyorsun.

Bir taraftan felsefe bölümünden mezun olurken, diğer taraftan rehberlik sınavlarına girdi, kokart aldı. 23 yaşındayken rehber arkadaşı Süleyman Uyar’la birlikte 2004 yılında Adonis adlı tur şirketini kurdu:

-          İlk turist getirdiğimiz ülkeler Suriye, Ürdün ve Lübnan oldu.

2010-2011 döneminde online’a geçtiler. Yazılımı baştan yapıp, şirketin adını da döneme göre değiştirdiler:

  • adonis.com

2010 yılında ayrıca Mersin’de bir otel işletmeyi denediler, 2011’de Suriye savaşı çıkınca işler hedeflendiği gibi gitmedi. 2014’te Mersin’deki otel işini bıraktılar.

Tamer Çiçek, 2011’de Air Arabia’nın Türkiye Temsilciliğini almak için görüşmelere gitti. Şirketin yetkilileri Çiçek’i fazla genç buldu:

-          Bu daha çocuk. Bundan temsilci olmaz.

2 yıl sonra Air Arabia konusu yeniden gündeme geldi:

-          İlk aşamada 70 yaşında bir turizmci büyüğümüze temsilcilik verdiler. Sanıyorum işler hedefledikleri doğrultuda gitmedi. 2 yıl sonra Air Arabia’nın temsilciliğini aldım. 11 yıldır da temsilciliğimiz sürüyor.

Çiçek, 11 yılın ardından Air Arabia ile ulaştıkları noktaya baktı:

-          Air Arabia’nın 75 uçağı var. Sharjah-Trabzon ve Sharjah-İstanbul, günde 6’şar sefer yapılıyor.

Adonis’i kurdukları ilk yılları anımsadı:

-          İlk 4 yılımızda personelsiz çalışmıştık. 2019’da 250 bin turist getirir noktaya ulaştık. 2023’te yine 250 bin turiste çıkabiliriz.

Adonis.com ve Air Arabia’da işler yürürken 2019 yılında yolu Arel Üniversitesi’nin Basın Ekspres’teki bir binasına düştü. Kaba inşaat halindeki binayı gezdi, Arel Üniversitesi yönetimine sordu:

-          Bu binanın otele dönüşmesi konusunda ne düşünürsünüz?

Arel Üniversitesi yönetimi öneriye olumlu baktı, bir saat içinde kontrata imzalar atıldı:

-          Binayı 20 yıllığına kiraladık ve tamamladık. 6 ayda ilk blok otel olarak hizmete hazır hale geldi.

Otele marka olarak Wyndham’ın yeni markası La Quinta seçildi, anlaşması da yapıldı:

-          Otelimizin adı La Quinta by Wyndham İstanbul oldu. İşletmesini biz yapıyoruz. Markaya lisans bedeli ödüyoruz. La Quinta, ABD dışındaki ilk otelini bizimle İstanbul’da açmış oldu.

404 odalı otelin açılışı Ocak 2020’ye yetişse de araya pandemi girdi. Pandeminin ilk döneminin sıkıntıları yaşandı. Şimdilerde doluluk yüzde 90’ın altına inmez olunca Tamer Çiçek, İstanbul’da bir otel için daha kollarını sıvadı:

-          Bomonti’de 75 odalı bir otel için çalışmalara başladık. 3 aya kadar hizmete açmayı planlıyoruz.

Çiçek, bir yandan ikinci otelin hazırlıklarını sürdürürken, diğer taraftan da Fly Bagdat’ın temsilciliğini aldı.

Tamer Çiçek’le Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) Başkanlığına adaylığını açıklaması vesilesiyle tanıştım. Turizm sektöründeki yolculuğunun öyküsünü Mustafa Kemal Çolak’la birlikte dinledim.

Rehberlik hevesinin sektöre dinamik, tuttuğunu koparan bir turizmci kazandırdığını gördüm…

Erbakan’ın vagon fabrikası Malatya için ‘kambur’du Kızılay’ın afet evi üssü oldu

YUNUS Akdaş başkanlığındaki Malatyalı İş İnsanları Derneği (MİAD) ekibiyle kente gittiğimizde Abdurrahman Yıldırım, Şeref Oğuz ve Recep Erçin’le birlikte Kızılay’ın “Afet Evi Üretim Üssü”ne dönüşen Malatya Vagon Fabrikası’na uğradık.

Kızılay Sistem Yapı A.Ş.’nin üretim üssünü İdari İşler Müdürü Recep Toy ve Türk Kızılayı Beşiktaş Şube Başkanı Sıddık Doğan rehberliğinde gezdik.

Recep Toy, Malatya Vagon Fabrikası’nın tarihçesini özetledi:

-          Rahmetli Necmettin Erbakan, 1978 yılında vagon üretimi planıyla temel atmış. 1985 yılında tamamlanmış ama o dönemden beri burası atıl duruyordu. Hatta burası bir anlamda Malatya için “kambur” olarak görülüyordu.

Dr. Kerem Kınık başkanlığındaki Türk Kızılayı’nın Malatya Vagon Fabrikası’nı 200 milyon liralık yatırımla canlandırdığını belirtti:

-          Malum deprem kuşağındayız. Deprem olduğunda sadece çadırla iş çözülmüyor. Özellikle kış aylarında geçici de olsa daha dayanıklı yapılar gerekiyor. Kızılay, burayı “afet evleri üretim üssü”ne dönüştürdü. Konteyner hafif çelik yapılar üretiliyor.

Recep Toy, fabrikayı gezerken farklı barınma çözümlerini gösterdi:

-          Burada hafif çelik yapılardan ağaç eve, bambu evden sac ağırlıklı yapılara kadar farklı modeller geliştiriliyor, üretiliyor.

Günlük kapasitenin şimdilik 20 ev üretmeye müsait olduğunu kaydetti:

-          İkinci hat devreye girdiğinde günlük üretim 40 eve çıkacak. Tesis tamamlandığında günde 80 ev üretilebilecek.

Demonte şekilde taşınacak “afet evleri”nin kurulumunun çok kolay olduğunu vurguladı:

-          Örneğin hafif çelikten yapılardan 2 kişi günde 10 adet kurabiliyor.

Taşımayla ilgili avantaja işaret etti:

-          Bir TIR’a 10 ev ancak sığabiliyor. Tren katarı tesisin içine kadar girebilecek. Tek seferde 500 evin nakliyesi gerçekleşebilecek.

Türk Kızılayı’nın Birleşmiş Milletler’den (BM) “afet evi” siparişi aldığını bildirdi:

-          Bu sipariş kapsamında 1000 adetlik üretim söz konusu olacak. İlk aşamada 30 tanesi Ukrayna’ya gönderilecek.

Gümrük ve Ticaret eski Bakanı Bülent Tüfenkci ve AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık başta olmak üzere Malatya milletvekilleri ile Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Vagon Fabrikası’nı Türk Kızılayı’nın gündemine taşıdı.

Türk Kızılayı’nın Başkanı Dr. Kerem Kınık, Malatyalı olduğu için Vagon Fabrikası’nın Kızılay’ın üretim ve lojistik üssüne dönüşebileceğini görüp, harekete geçti.

Böylelikle Malatya, Türk Kızılayı’nın üretim üssüne dönüşmeye başladı…

Tüm yazılarını göster