Ekonomimiz yavaşlıyor mu? Ekonominin reel tarafından gelen haber akışı talep ve maliyet anlamında zorlukların artmaya başladığını gösteriyor. Eğilim anketleri ile bu akışı birleştirdiğimizde gidişatı biraz daha iyi değerlendirme imkanı yakalayabiliyoruz. Merkez Bankası’nın yayınladığı iktisadi yönelim istatistiklerinden hesaplanan reel kesim güven endeksi Kasım ayında bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 103,4 seviyesinde gerçekleşmiş bulunuyor. Satın alma yöneticileri endeksinin bir benzeri ama daha detaylısı olan bu endeks Ekim ayından sonra kasım ayında da yükselişini gösterdi. 2 Aralık pazartesi günü açıklanacak satın alma yöneticileri endeksinde de benzer bir eğilim görme ihtimalimiz artmış bulunuyor.
Son üç ay sipariş ve üretimde artış eğilimi izleniyor
Bu yılın Temmuz ayına kadar düşüş eğiliminde olan reel kesim güven endeksinin Temmuz ayından sonra artış eğilimine girdiğini, Kasım ayında da bunu devam ettirdiğini izliyoruz. Para politikasının bu yılın ilk çeyreğinde en sıkı noktaya gelmesinin ardından ekonomideki yavaşlama sinyalleri biraz daha güçlenmişti. Fakat son birkaç aydır gelen veriler büyüme eğiliminde tekrar yukarı yönlü bir harekete işaret ediyor. İmalat sanayinde faaliyet gösteren 1755 firmanın yanıtlarının ağırlıklandırılması ile elde edilen reel kesim güven endeksinin detaylarına baktığımızda, son üç ayda üretim hacmi, toplam sipariş miktarı, ihracat sipariş miktarında artış, iç piyasa sipariş miktarında ise düşüş eğilimi olduğunu görüyoruz. Firmalar son üç ayda ortalama birim maliyetlerinin düştüğüne dair de bir sinyal veriyor. Buna karşın firmaların mevcut duruma ilişkin yanıtları ki bu büyük oranda Kasım ayı içerisindeki gidişatı gösteriyor, toplam sipariş miktarı, iç piyasa sipariş miktarı ve ihracat sipariş miktarında artışa işaret ediyor. Bir başka ifadeyle, iç piyasa sipariş miktarındaki azalmanın son durumda terse dönerek tekrar artış yönünde ilerlediği anlaşılıyor. İhracat sipariş miktarının hem son üç ayda hem mevcut durumda yukarı yönlü bir eğilimde olması iyi bir gelişme. Rekabet gücünündeki tüm zorluklara rağmen bu artışın ne boyutta yayılma gösterdiğinin cevabını tam verememekle birlikte olumlu bir gelişme olduğunu ifade etmeliyiz. Genellikle yaz aylarının arkasından, yeni sezon, okulların açılması, Kasım ayı indirimlerinin yaklaşması, yılbaşının yaklaşması gibi beklentilerle siparişlerde bir canlanma olur. Bu canlanmanın biraz da bu mevsimsel faktörlerden kaynaklandığını görüyoruz.
Gelecek üç ay beklentileri sipariş ve üretimde aşağı yönde
Anketin detaylarında bu mevsimsellik etkisinin ağır bastığına dair bir ipucu, firmaların gelecek üç aya ilişkin beklentilerine de yansıyor. Bu çerçevede işletmelerin gelecek üç ayda üretim hacminde, toplam sipariş miktarında, iç piyasa sipariş miktarında ve ihracat sipariş miktarında azalma beklediğini görüyoruz. Yani önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde büyüme göstergelerinde daha fazla yavaşlama beklentisi ortaya çıkıyor.
Merkez Bankası’nın iç piyasada ve talep koşullarında yavaşlamaya dair bir tespiti bulunuyordu. Son dönemde gelen perkende satışlar, konut satışları, otomobil satışları ya da tüketim eğilimi gibi endeksler bu yönde yeterince güçlü sinyaller vermiyor. Reel kesim güven endeksi içerisindeki Kasım ayı verileri de iç talepte yukarı yönlü bir eğilim olduğunun sinyalini veriyor. Firmaların önümüzdeki dönemde iç talepteki azalma beklentileri ise Merkez Bankası’nın tahminleri ile uyuşuyor. Genel anlamda firmaların talep koşullarını yeterli görmediğine dair bir diğer göstergede gelecek 12 aydaki sabit sermaye yatırım harcamasına yönelik beklentilerin gerileme eğilimini sürdürmesi görünüyor. Son 1,5 yıldır yatırım eğiliminin gerilemesi orta vadeli büyüme beklentileri ve verimlilik açısından iyi bir haber değil. Kapasite Kullanım oranlarında da benzer bir eğilim görüyoruz. Genel anlamda kapasite kullanımında yatay ama örneğin Kasım ayında yukarı yönlü bir seyir bulunmasına rağmen yatırım malları kapasite kullanım oranının hem geçtiğimiz yılın kasım ayına göre hem bu yılın Ekim ayına göre düşüşünü sürdürdüğü görülüyor. Buna karşın tüketim malları ve özellikle dayanıksız tüketim mallarında kapasite kullanımının daha güçlü arttığını da izliyoruz.
Gelecek üç ay enflasyon beklentileri yükseliyor
Gelecek döneme ilişkin önemli bir bilgi de firmaların ortalama birim maliyet ve satış fiyatlarında önümüzdeki üç ayda artış beklentisi diyebiliriz. Muhtemelen asgari ücret ve buna bağlı genel ücret artışları gelecek üç aya yönelik beklentilerini şekillendirmede önemli bir paya sahip görünüyor. Sonuç olarak, imalat sanayinin genel beklentisini önümüzdeki dönemde ekonomide yavaşlama, aylık enflasyonda artış şeklinde görünüyor. Mevcut talep koşulları enflasyon beklentilerini yeterince baskılıyor görünüyor.