Projeksiyonlar sil baştan

Orkun GÖDEK Bakış Açısı

Bu köşede paylaştığım son yazıların neredeyse tamamında en az bir kez 2020 yılındaki garip hallere değinmek zorunda kaldım. Adını isterseniz “siyah kuğu” koyun isterseniz “bir garip haller” diyerek niteleyin. Öyle ya da böyle 2020’yi 2021 ve sonrasında anlatırken kullandığımız cümlelerin içerisinde mutlaka “garip, enteresan, anlamsız, bir anda, biz de anlamadık” ifadeleri yer alacak. İnanın öyle olacak.

Malumunuz gündem Covid-19. Nam-ı diğer “Cornavirus” üzerinden hem bugün nereye koştuğumuzu hem de yarın ne olabileceğini anlamaya çalışıyoruz. Açıkçası kendi tahminimin de ötesinde bir hız ve şiddetle konu gündem oluşturur hale geldi. Burada hikayenin bir boyutu –şüphesiz en önemli kısmı ki henüz hak ettiği ölçekte tartışılmıyor- Asya’dan Avrupa ve Amerika’ya büyük devletler olarak tanımlanan yapıların global salgın vakasına karşı hazırlıksız durumda yakalanmaları, tek ayak üzerinde süreci karşılamaları oldu. Bardağın Çin kısmı apayrı bir inceleme konusu. Alınan hızlı ve sert önlemler şaşırtıcı olmakla birlikte lokal bazda hız kesme ve müdahale şansını ciddi ölçekte artırdı. Burası tartışma konusu olmaktan uzak. Öte yandan dünyanın geri kalan kısmında sürecin ilk etapta sadece izlemekle geçmesi ve kapılarının önüne geldiğinde müdahale etme düşüncesi nedeniyle bugün üzerine kafa yormak zorunda kaldığımız durumu tecrübe ettiğimizin altını çizelim.

Bildiğimiz yerden devam edelim. Yani, fiyatlamalar. Hafta sonundan devralınan haber akışıyla haftanın nasıl geçeceği az çok belliydi. Global merkez bankalarının koordineli bir şekilde para politikası adımları atacağı beklentisi ile başlayan süreçte Avustralya faiz indirimi, Japonya ETF alımı ve repo operasyonu, Endonezya zorunlu karşılık indirimi derken esas beklentinin yoğunlaştığı nokta olan Fed ve ECB’den somut adım ilk etapta gelmedi. G-7 ekonomi bakanları ve merkez bankacılarının gerçekleştirdiği telekonferansın da açıklama metni ile sınırlı kalması ve hamle gelmemesi hafta başlangıcındaki beklentileri öteliyordu ki Salı günü Fed’in 2008 sonrası ilk ara toplantı yaptığı ve faiz indirdiği haberi geldi. Gelecek dönem açısından bu bir milattır. Sektördeki herkesin 3 Mart tarihini bir köşeye not etmesinde fayda var.

Fed’in hafızasını yokladığımızda benzer adımların kriz ya da çok yakın/öncesi dönemlerde geldiğini görüyoruz. 1998, 2001 ve 2008 süreçleri bu kapsamda örneklendirilebilir. 12 yıl aranın ardından bu tarz bir hamle geliyorsa cevap aranacak olan sorular az çok belli. i) Ara toplantı ihtiyacı doğuracak ölçekte bilinmeyen ne var? ii) Gereksiz panik mi gerekli ihtiyat mı? iii) Arz zincirindeki aksamanın ana temayı oluşturduğu ortamda para politikaları çare olabilir mi? iv) Tek başına Fed’in mücadelesi yeterli mi?

Gelin birlikte sorulara yanıt arayalım.

Bilinmeyen ne var? Bu sorunun somut yanıtı yok. Daha doğrusu, bildiklerimiz bilmediklerimize dair fikir yürütmemiz için uygun oyun alanını bizlere sağlamıyor. Bildiklerimiz, ilk çeyrek büyüme performansının Çin ve yakın ilişki içerisinde olduğu çevre ülkeler açısından ciddi ölçekte zayıfladığı. Bildiğimizden yaptığımız varsayım, ikinci çeyrekte “V” tipi toparlanma olma ihtimalinin seçenekler arasındaki en güçlü ihtimal olduğu. Ayrıca, arz zincirinde aksamalar olduğu ve bunun da son 1 hafta içerisinde açıklanan global PMI verileri içerisinde yer almaya başladığını görebiliyoruz. Bilemediğimiz ise, bu sürecin dünya büyümesine ne süre ve ölçekte etkide bulunacağı. Arz kesimindeki gelişmeler bir yana talep kanalının seyri, güven endekslerinin ne yöne evrileceği ve salgının durma noktasına uzaklığımız başlıkları belirsiz.

Fed’in yapmaya çalıştığı göğsüne gelen sert topu olabildiğince yumuşatarak yere indirmek. Benzer hamleyi 2019’da 3x25bp politika ayarlamaları ile de yaptı. O dönem içerisinde de eleştiriliyordu ki sonrasında gelen data seti, ISM zayıflamaları ve büyümenin yüzde 2’ye yakınsaması dikkate alındığında çok da hatalı oldukları söylenemez. Evet, para politikaları bu konu özelinde tek ve en etkili çare kapımız değil. Ve-fakat güven kanalındaki erozyona engel olmaya ve sular çekildiğinde (salgın hız kestiğinde) toparlanma ivmesinin olabildiğince kuvvetli gerçekleşmesi için zemini hazırlamaya çalışıyorlar.

Son soruya aradığımız yanıt yazının toparlaması olsun. En kısa yoldan cevap, “hayır, olamaz.” Koordinasyon ve gerçekten net yönlendirme gerekiyor. Koordinasyon, diğer ülkeler ve para-maliye politikaları ile, yönlendirme ise karar sonrasındaki basın toplantısına kıyasla durumu net anlatır farklı ifadelere ihtiyaç duyarak. Fed’in diğer örnekleri uzun yıllardır incelediğini ve negatif faize çok sıcak bakmadığını biliyoruz. Kendi çalışmaları da var. Gelecek dönemde resim istedikleri yönde şekillenmeyecek olursa federal fonlama oranının alt bantta yüzde 0’a yaklaştırılması en olası senaryo. Devamında ise varlık alım programı ve getiri eğrisi hedeflemesi (Brainard yönlendirmesi) öne çıkan seçenekler.

Bitmedi. Konuşmaya devam edeceğiz.

Tüm yazılarını göster