Profesyonellikte 3S-3

Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ

Televizyon Türkiye’de yeni başladığında tek kanalımız vardı. Bütün aile televizyonun bulunduğu odaya tıkışır, büyük merak içinde açılmasını beklerdik. Televizyon açılır ve bir daha kapanmazdı. Program olarak ne koyarlarsa onu izlerdik. Gece yarısı istiklal marşı ile program yayını sona ererdi. Sonra da rahatsız edici bir sesle birlikte “Televizyonunuzu kapatmayı unutmayın” yazısı çıkardı. Televizyon başında uyuklayanlar bu sesle uyanıp televizyonlarını kapatırlardı. Daha sonra özel televizyonlar çıkıp seyredilecek kanal sayısı artınca uzaktan kumandalar ortaya çıktı. Seyretmek için oturduğumuz yerden program seçmeye başladık. Reklamlar, seyretme oranlarına göre verildiği için programları seyirciye beğendirme zorunluluğu çıktı. Uyduların gelişimi ile yabancı kanal ve yabancı dil bilen kişilerin sayısı artınca televizyoncuların işi daha da zorlaştı. Karşılarında, ellerinde uzaktan kumanda ile her an kanal değiştirmeye hazır, “Benim gönlüm bir kelebek, dolaşıyor çiçek çiçek” diyen hercai gönüllü bir seyirci grubu oluştu. İşte bu seyirci grubunu memnun edecek programların mükemmel biçimde, profesyonelce yapılma zorunluluğu ve bu programları mükemmel yapacak profesyoneller ortaya çıktı.

Evet, bir işi mükemmel yapmak için profesyonel kişi, o işin gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip olmalıdır. Ancak bu yeterli değildir. Ortaya çıkardığı ürünün benzerlerinden farklı olması gerekir. İşte burada devreye sevgi girer. Sevgi, bilgi ve becerinin yanında olmazsa olmaz diyeceğimiz üçlüden (Sorumluluk-Saygı-Sevgi) biridir. Geçen iki hafta bu 3S’den ikisini işlemiştim. Bu hafta da üçüncü S’den, “Sevgi”den söz edeceğim.

Sevgi

Yaratıcılığın birinci şartı sevgidir. Örneğin, insan yaşamı sevgi ile başlar. Yaşam, annenin sevgisi ile devam eder. O sevgi olmasa, doğan o korumasız yavrucakları sonra kim korur? O sevgi, ne büyük fedakârlıklar yaptırır. Anne baba yemez içmez, dişinden tırnağından artırdıkları ile önce kendisine, sonra topluma yararlı bir birey yaratmaya çalışır. Çocuğun hamuruna kattıkları sevgi ile düzgün bir birey yaratırlar. Sevgisiz yaratılan ürün defoludur. Hamurunda sevgi olmayan birey kendisi de mutlu olmaz, çevresini de mutsuz eder.

İyi profesyonel işini sever, işine sevgi katar. Bu nedenle, sevgi ile yaptığı iş, sevgisiz yapılan işten farklıdır. Diğer tüm koşullar eşitken bu yaratılan fark, sevginin katma değeridir. Çevrenize bakın. Farklı bir biçimde hizmet veren bir profesyoneli inceleyin. O kişinin işini ne kadar sevdiğini göreceksiniz. Örneğin, Çanakkale’de özel bir hastanede çalışan, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı bir doktor tanıdık. Hastalarına şifa dağıtan, hastaları tarafından çok sevilen, farklı bir doktor. Hastane kokusunu kaç kişiniz sever ki? İşini öylesine seviyor ki bu doktor, “Ben hafta sonu bile hastane kokusunu özlerim, Hocam” dedi bir gün bana. Bazen adeta karın tokluğuna çalışan sahne sanatçıları görürsünüz. “Sahne tozu yutan, bu sahneden ayrılamaz” derler. O sanatçıyı, o tozlu sahneye bağlayan, tutkuya dönüşmüş sanat sevgisidir. Bir üniversitedeki matematik profesörü, bir gün farklı biçimde girmiş derse. “Neden gülüyorsunuz Hocam?” diye sormuş öğrenciler. Profesör “Bugün beni muhasebeden aradılar. Para da vereceklermiş” demiş. Sahne tozu yutan sanatçı gibi, tebeşir tozu yutan hoca da ayrılamaz tahta başından.

Profesyonel, bir işi kazanç sağlamak amacıyla yapan kimsedir. Ancak para yeterli değildir. Bazı şeyler, işin içinde para da olsa yenilecek nane değildir. Eğer arada sevgi olmasa bu işler yapılmaz, ya da bir ruhsuz makine gibi yapılır. O işten de hayır gelmez. İyi profesyonel, işini yaparken muhatap olduğu tüm bireylerle sevgi üstüne bir ilişkisi kurar. Örneğin iyi doktor, hastalarını da seven doktordur. Hastasını sevdiği için, onun derdine derman olmak, acılarını dindirmek için elinden geleni yapar. İyi sahne sanatçısı, seyircilerini sever. O oyunu oynarken duyduklarını, sevdiği seyircisinin de duyması için işine tüm ruhunu ve gönlünü yatırır. İyi hoca, öğrencilerini sever. Bu nedenle, onlar bazen ne kadar öğrenmemek için dirense de, bu sevdiği gençlerin sınıftan farklı birisi olarak çıkmaları için tüm enerjisini harcar.

Sonuç

Ülkemizdeki iş yaşamının en önemli sorunlarından birisi, iyi profesyonel kıtlığıdır. Her seviyede, her işte iyi profesyonellere ihtiyaç vardır. İyi profesyonel, o iş için gerekli bilgi, becerilerin yanında “3S” dediğimiz, “Sorumluluk, Saygı ve Sevgi” duygularını içine sindirmiş kişi olmalıdır. Bu üç duyguya da sahip iyi bir profesyonel misiniz?

Tüm yazılarını göster