Türkiye'de premium ve lüks otomobillerin satışları, döviz kurları veya ekonomik şartlar değişse de yıllardır pek düşmüyor. Yüksek gelir grubuna hitap eden bu segmentteki alıcılar, ekonomik dalgalanmalardan daha az etkilenirken, otomobil alımlarında ekonomik belirsizliklerde “para kazanan” taraf olarak, lüks araçlara olan talebin genellikle sabit kalmasını da sağlıyorlar.
Bir tür yatırım olarak görerek “alışkın” oldukları otomobilleri yenilemeye devam eden, “zengin” alıcılar, bu üst grup otomobillerin değer kaybının genellikle daha yavaş olduğunu, hatta zamanla aldıkları fiyatın üstünde bile satabileceklerinin de farkındalar. Böylece, bu pahalı araçların abartılı fiyatları ve yüksek vergi oranları, bu araçları almayı sürdüren kişiler için genellikle göze batmayan bir artış yaratır. Ayrıca, bazı distribütörler, bu grup için normal volüm modellerinde uygulamadıkları çeşitli finansman veya leasing fırsatları gibi özel satış avantajları da sunarlar; alıcıların yüksek maliyetli araçları daha yönetilebilir ödeme planlarıyla satın alabilmelerine olanak tanırlar… Bu da ekonomik zorluklar sırasında bile satışların devam etmesini sağlar.
Lüks ve premium modeller, yüksek prestij ve marka değeriyle alıcıların güvenlik, konfor ve kaliteye olan bağlılıklarını sürdürmelerinin yanında ekonominin kötü olduğu dönemlerde “ben ayaktayım, başarıyorum” imajı yaratmasıyla da, alıcıları cezbediyor.
Bu faktörlerin birleşimi, Türkiye'deki premium ve lüks otomobil satışlarının piyasa şartlarından bağımsız olarak istikrarlı kalmasına katkıda bulunabiliyor.
2021’de 60 bin adetlere zor ulaşan premium otomobil satışları, geçtiğimiz yıl 100 bine yaklaşırken, geçtiğimiz Temmuz ayı sonunda 50 bini yakalamıştı. Bu şekilde pazar büyüklüğüne göre satılan her 10 otomobilden 1’inin hep premium segmentte olması, adeta bir kural gibi devam ediyor.
Çek Cumhuriyeti’ndeki Genel Müdürlük görevinin ardından Türkiye’ye dönen Alican Emiroğlu, yeni Volvo Car Türkiye Genel Müdürü olarak geçen hafta bizlerle buluştuğunda da, premium modelleriyle Volvo’nun satış adetlerindeki stabiliteden ve hatta yükselişinden bahsediyor, 2024 yılına yönelik plan ve stratejilerinde pazarın daralacak olmasına rağmen kendi segmentlerindeki yükselişlerini anlatıyordu.
Premium segmentte SUV lideri olan Volvo’nun satış başarılarının rekor rakamlara ulaşacağını belirten Emiroğlu, 2023’teki 11 bin 646 adetlik rekorun, 2024’ün ilk 7 ayındaki 7 bin 614 adet ile geçen yıla kıyasla segment paylarının %16,10’dan %19,8’e çıktığına dikkat çekiyordu. Toplam binek pazarında ise geçen yılın %1,2 pazar payı artışının, bu yılın ilk 7 ayında %1,42 ile rekor bir paya ulaştıklarını belirtiyordu. İlk 7 ayda yüzde 27’ye ulaşmalarını sağlayan 5.405 adet premium SUV satışlarıyla C-SUV segmentinde 2 bin 414 adetle %19, D-SUV’lar arasında %30 pazar payı ve dört yıldır üst üste segment liderliği, üst üste beş yıldır da E-SUV segmentinde lider olan Volvo, özellikle en pahalı modeli XC90 ile %44,25’lik pazar payıyla 2024’ün de galibi olacak.
Emiroğlu, bağlanabilirlik çözümünü premium segmentte sunan ilk marka olarak müşterilerin sadakatini artırdığını vurguluyor. Önümüzdeki yıllarda da sürdürülebilir büyüme stratejilerini koruyarak, premium segmentteki artan ivmelerini yeni modellerle pekiştireceklerini ve daha yüksek satış rakamlarına ulaşmayı amaçladıklarını belirten Emiroğlu, müşteri memnuniyetinin premium segmentte en önemli başlık olduğunu altını çiziyor.