Pozitif reel faize ne zaman ulaşabiliriz?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Daha birkaç gün önce yazdım; gerçekten tuhaf bir ülkeyiz. Bugün ak dediğimize yarın kara diyebiliyor; bugünün doğrusunu yarın tümüyle yanlış ilan edebiliyoruz.

Üstelik bu zikzakları aynı iktidar çiziyor. Ekonomi yönetimi değişiyor; artık ne kadar politika denilirse, ekonomi politikası da değişiyor. Görünürde aynı hedefe ulaşmak için yapılıyor bütün bunlar; enflasyonu düşürme hedefine...

Daha üç beş ay öncesine kadar faizi düşürmek için uğraş verirken politikayı değiştirdik; değiştirdik ama daha sonra da tutup mevduat faizinin düşmesinden memnuniyet duyduğumuzu söyledik. Sanırsınız ki enflasyonun çok üstünde bir nominal faiz vardı da, o faizin düşmesinden memnuniyet duyuyorduk.

Şimdi o politikayı da, yani “düşen mevduat faizinden memnun olmayı” da geride bıraktık. Artık pozitif reel faizden ve bu düzeye yaklaşmaktan söz ediyoruz. Hadi bakalım! Reel faiz vereceğiz de, bu ne zaman olacak?

Hangi yolla?

Pozitif reel faizin nasıl gerçekleşeceğinin yolları belli...

Ya nominal faiz artacak; ya enflasyon düşecek; ya da ikisi birden olacak. Şöyle bir olasılık da var; enflasyon öyle bir düşecek ki faiz gerilese bile reel faiz artacak.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in dile getirdiği pozitif reel faize acaba bunlardan hangisini gerçekleştirdiğimiz için yaklaşıyoruz? Sırayla gidelim...

Faiz artıyor

Merkez Bankası tüm bankalar ortalamasında oluşan faizi her hafta açıklıyor ve görüyoruz ki nominal faizde bir artış var. Son veri 6 Ekim’e ait. Bizde mevduatın ağırlıkla 32 gün vadede yoğunlaştığı biliniyor. 32 gün vade 3-6 ay arası vadeli mevduat sınıfına giriyor. İşte bu mevduatta ortalama faiz 6 Ekim’de yüzde 45 düzeyinde. Bu faizden stopajı düşünce net faiz yüzde 43 dolayına iniyor. Ortalama faizi bazı bankaların ilk kez açılan hesaplara yüksek faiz uygulamasının yukarı çektiği de biliniyor. Dolayısıyla net faizi yüzde 40 dolayında almak yanlış olmaz.

Faizin artış eğilimi gösterdiğini belirttim. 6 Ekim'de yüzde 45 olan faiz, aynı vadede bir ay önce yüzde 41, iki ay önce yüzde 28 düzeyindeydi. Çok açık ki faizin yönü yukarı ve artmaya devam edecek ama nereye kadar, onu tahmin etmek zor.

Enflasyon uzun süre yatay gidecek

Diğer tarafta pozitif reel faiz için bir başka etken enflasyonun düşmesi...

Enflasyona ilişkin en iyimser senaryoyla hareket edelim. Yani tümüyle resmi tahminlere dayalı bir gidişat yaşanacağını varsayalım.

Nedir bu tahminler? Bu yılın yüzde 65’le, 2024’ün yüzde 33’le kapatılması.

Bunun için bu yılın son çeyreğinde aylık ortalama yüzde 3.3, 2024’ün tümü için ise aylık yüzde 2.4 artışta kalmak gerekiyor.

Aylık bu oranlar üstünden giderek bir varsayımda bulunup yıllık TÜFE artışının ne olacağına baktık.

Bu yılı zaten yüzde 65’le kapatıyoruz. 2024’ün ilk yarısında da yüzde 50’nin altına inilemiyor. Hatta temmuz sonunda bile yüzde 50’ye yakın bir oran (yüzde 48.7) var.

Eğer bugünkü yüzde 40 faizi esas alırsak, 2024’ün ağustos ayı sonuna kadar pozitif reel faizden söz edemeyeceğiz. Hatta ağustos 2024’te de enflasyonla başa baş bir faiz söz konusu olacak.

Üstelik enflasyondaki bu seyir, olabileceğin en iyisi. Hesaplamada dikkate aldığımız oranlar hükümetin resmi tahmini. Bu oranların altında kalınmasını ekonomi yönetimi bile beklemiyor. Bir de gerçekleşme daha yüksek olursa...

Başka bir plan mı?

Pozitif reel faize enflasyonun hızla düşmesi yoluyla ulaşılması beklenmediğine, böyle bir öngörü olmadığına göre başka bir plan olmalı!

Öyle ya enflasyonun 2024’ün eylülüne kadar yüzde 40’ların üstünde seyredeceğini öngören ekonomi yönetimi herhalde başka bir plan yapıyordur. Acaba (varsa eğer) o plan ne?

Varsa eğer, o plan olsa olsa faizin çok artırılması olabilir.

Bunun için politika faizi mi çok yukarı çekilecek, başka bir yöntem mi bulunacak?

Yoksa... Yoksa, Maliye Bakanı Şimşek’in pozitif reel faize yaklaşıldığı yolundaki açıklamasının üstünde gereğinden fazla mı duruyoruz?

Tüm yazılarını göster