Çarşamba günü Başkan Powell’ın yaptığı konuşma büyük ölçüde piyasa tarafından bilinen bir içeriğe sahip olsa da aralık ayına yönelik faiz artışı beklentilerini 50 baz puanla sınırlaması açısından önem taşıyordu. Ancak faiz artışının 75’ten 50’ye düşmesi Fed’in enflasyonun momentumunu kaybetmemesi durumunda daha fazla faiz artırmayacağı anlamına gelmez. Bu nedenle faiz artışlarının sonuna yaklaştığımızı düşünsem de elimizde yeterli veri olduğunu düşünmüyorum.
Nitekim Powell’ın da konuşmasında değindiği üzere sert düşen ekim ayı enflasyonu kendi başına sorunun çözümüne dair bir işaret değil. Mal enflasyonunda gerileme bir kaç aydır devam ediyor olmasına rağmen hizmet enflasyonu yukarı momentumunu koruyor. Önce bir sorunun cevabını vermeye çalışmak isterim. Kapatma önlemlerini yaygınlaştıran Çin arz zincirini aksatıp yeniden mal enflasyonunu tetikleyebilir mi? Teorik olarak elbette ancak unutmamak gerekiyor ki Covid sırasında sadece tedarik zincirinin kırılması ile pek çok ürüne ulaşım zorlaşmadı aynı zamanda ABD hükümetinin hane halkına verdiği destek nedeni ile bir anda talep de patladı. Şu anda bu tip bir talep artışı görmüyoruz. Öte yandan düşük Çin talebi emtia fiyatlarını baskılıyor. Dolayısı ile ekonomi tam açıldığında emtia fiyatları da yükselecektir. Powell’ın da işaret ettiği gibi konut piyasasında, ki hizmet enflasyonunda önemli bir paya sahiptir, normalleşme yaşanıyor. Enflasyon endeksinin hesaplanmasından kaynaklanan bir durum nedeni ile bu normalleşme rakamlara gecikmeli olarak 2023’te yansıyacak.
Powell’ın ve genel olarak Fed’in vurgu yaptığı bir diğer konu da iş gücü piyasası. Verimlilik ve enflasyondan daha hızlı artması durumunda enflasyonist bir etkiye sahip olması kaçınılmaz olan ücretler dikkatle izleniyor. Konuşma iş gücü piyasasında erken emekli olanlar ve düşük girişler nedeni ile sıkışık olduğuna dikkat çekiyordu. Gerçekten de şu anda işsiz başına 1.7 pozisyon bulunuyor. Ancak bu 2022’nin en düşük rakamı. İstihdam havuzu büyümediği ve çok da büyümeyeceği için şirketler resesyon beklentisi içinde olsa bile insan kaynaklarını daraltmaktan kaçınıyor. Bu çok sık gördüğümüz bir durum değil. Bugün açıklanacak olan istihdam verisinde büyük bir zayıflama söz konusu olmayabilir. Yüz bin civarında bir istihdam artışı işsizlik oranını sabit tutmaya yeteceği için henüz iş gücü piyasasının bozulduğunu söylemek zor. Ancak alt göstergeler hızlı bir bozulmanın yakında yaşanacağına işaret ediyor. Bu ücretler üzerindeki artış baskısını da azaltacak ve Fed’i rahatlatacaktır. Buna rağmen enflasyonun yeniden yüzde 2 seviyesine gelmesi çok zor görünüyor. Gerilemeye başlayan enflasyon ve artan işsizlikle beraber Fed’in rahatlayacağını yüzde 4 civarında ise enflasyon ile üstü kapalı bir şekilde “uzlaşacağını” düşünüyorum.