Politika faizi kararı hakkında düşünceler

Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU

Yılın son Para Politikası Kurulu (PPK) kararı bugün açıklanacak. Emareler Merkez Bankası’nın politika faizini indireceği yolunda. Birincisi, asgari ücretin açıklanması önce çekildi. Salı akşamı yüzde 30 artışla 22104 lira olduğu duyuruldu. Merkez Bankası’nın 2025 sonu enflasyon tahmininden –hedef olmadığı için ‘enflasyon hedefinden’ diyemiyorum- yüksek olsa da, hem tahminin üst sınırı hem de 2025 için öngörülen GSYH artışı dikkate alındığında Merkez Bankası’nın bu artıştan memnun olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki asgari ücret, enflasyonun ne ana ne de önemli bir belirleyicisi. Ona gelene kadar bir dolu unsur var.

İkinci emare, Merkez Bankası’nın 4 Aralık’ta yayımladığı ‘Aylık Fiyat Gelişmeleri’ raporunda belirleniyor. Mevsim etkisinden arınmış Kasım enflasyonu yüzde 2,9 olarak açıklanmıştı ve Ekim’e göre belirgin biçimde yüksekti. Buna karşılık, bu raporun ikinci sayfasında bazı önemli noktalara dikkat çekiliyor: “Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri ise bir önceki aya kıyasla belirgin bir değişim sergilememiştir. TCMB bünyesinde takip edilen göstergeler, kasım ayında enflasyonun ana eğiliminde yataya yakın bir seyre işaret etmektedir. Ayrıca, dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergelerinin, B ve C gibi kalıcı dışlamaya dayalı göstergelere kıyasla daha düşük değerler aldığı gözlenmektedir.” Muhtemelen bu yazıyı okuduğunuzda PPK kararı açıklanmış olacak ve sözünü ettiğim emarelerin bir anlamı kalmayacak. Daha önemli soru şu: Politika faizi düşürülmeli mi?

Düşürülmesi gerektiğini düşünen saygın iktisatçılar var. Aksi görüşteyim. İki nedenle. Birincisi enflasyonun ana eğiliminde henüz belirgin bir düşüş yok. Merkez Bankası, güçlü teknik modelleriyle ana eğilimin mevcut koşullar altında düşüş yönünde olacağını tahmin etse bile, biz faniler açıklanan verilere bakıyoruz ve beklentilerimizi büyük ölçüde bu verilere ve uygulanan programa göre oluşturuyoruz. O beklentiler de gidip enflasyonun ileride izleyeceği yolu önemli ölçüde etkiliyor. İkincisi, uygulanan program çok eksik. Çok eksik olunca da enflasyonun ana eğiliminde istenildiği ölçüde ve hızda düşüş gerçekleşmesi zorlaşıyor. Bu durumda, Aralık ve Ocak enflasyonları yüksek çıkarsa ne olacak? Tedbirli davranış sanki bu iki gerçekleşmeyi de beklemek gibi. Hiç olmazsa da Aralık gerçekleşmesini.

Bir ölçüde tekrar gibi olacak ama TEPAV’ın Aralık ayı Para Politikası Değerlendirme Notu’nun sonuç kısmından alıntı yaparak bitireyim. Şöyle: “Bu değerlendirmeler ışığında, TEPAV Para Politikası Çalışma Grubu’nun ağırlıklı görüşü politika faizinde bir değişikliğe gerek olmadığı yönündedir. Her ne kadar kısıtlı bir indirimin enflasyonla mücadeleye zarar vermeyeceği yönünde görüşler dile getirilse de politika faizini düşürme sürecini başlatmak için enflasyonun ana eğiliminde aşağıya doğru eğilimin geniş toplum kesimlerini ikna edici hale gelmesinin beklenmesi ihtiyatlı bir yaklaşım olacaktır.”   


     

Tüm yazılarını göster